İranlı Öğrenciler Haber Ajansı'na (ISNA) göre, Cehromi, düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin gündeme dair sorularını yanıtladı.
Cehromi, "3 Avrupa ülkesinin, silah satışı veya askeri ilişkilere ilişkin açıklaması doğruyu yansıtmıyor. Bize, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından silah ambargosu söz konusu değil. Kapsamlı Ortak Eylem Planı (nükleer anlaşma) kapsamında birtakım yaptırımları kabul etmiştik. Bu yaptırımların da 18 Ekim'de otomatik olarak kaldırılması lazım." dedi.
İranlı yetkili, söz konusu tarih sonrasında, uluslararası hukuk gereği ülkesinin dilediği ülkeyle işbirliği yapabileceğini kaydetti.
İngiltere, Fransa ve Almanya, 14 Eylül'de, İran'ın nükleer anlaşmadaki yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve bu kapsamda 2015 İran nükleer anlaşması uyarınca 18 Ekim'de sona ermesi gereken balistik füze yaptırımlarını sürdürme kararı aldıklarını duyurmuştu.
Söz konusu silah ambargosu konusunun ABD'nin İran'a uyguladığı silah ambargosundan ayrı olduğu belirtiliyor.
Üç Avrupa ülkesinin bahsi geçen tutumu üzerine İran Dışişleri Bakanlığı tepki göstermiş, yapılan yazılı açıklamada, "İran, Avrupa Birliği ve 3 Avrupa ülkesinin Kapsamlı Ortak Eylem Planı'nın (nükleer anlaşma) sekizinci yılında yükümlülüklerini yerine getirmeme kararının yasa dışı ve anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerine aykırı olduğunu değerlendirmektedir." ifadeleri kullanılmıştı.
İran, ABD yaptırımları sonrasında anlaşmadaki taahhütlerini durdurduİran ile Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) daimi üyeleri ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa ile Almanya (5+1) arasında 2015'te yaptırımların kaldırılması karşılığında Tahran'ın nükleer faaliyetlerinin düzenlendiği ve denetim altına alındığı bir anlaşma imzalanmıştı.
ABD'nin 2018'de anlaşmadan tek taraflı çekilmesinden bir yıl sonra anlaşmadaki taahhütlerini durduran İran, nükleer bilimci Muhsin Fahrizade suikastı sonrasında Aralık 2020'de Meclis tarafından çıkarılan yasa kapsamında ilk olarak Natanz'da Nisan 2021'de yüzde 60 saflıkta uranyum zenginleştirdiğini duyurmuştu.
İran, ABD'nin yaptırımları kaldırması ve nükleer anlaşmanın taraflarının anlaşmadaki yükümlülüklerine geri dönmesi halinde nükleer programını 2015'teki anlaşmada belirlenen noktaya döndüreceğini belirtiyor.