Bazı İranlı gazeteciler ve medya kuruluşları, Birleşmiş Milletler (BM) kararlarına rağmen bir kez daha Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarına saldırması karşısında ya sessiz kaldı ya da Ermenistan'ı destekledi.
Ermenistan ordusu, yaklaşık 30 yıldan bu yana süren ihlallerine bir yenisini daha ekleyerek, geçtiğimiz günlerde, Azerbaycanlı sivilleri ve meskun mahallerin altyapılarını hedef alan saldırılar düzenledi.
İran medyasının bir kısmı ve bazı gazeteciler, 30 yıl önce olduğu gibi bugün de konuyla ilgili Ermenistan'ı işgalci kabul eden BM kararlarına rağmen Erivan hükümetinin yanında durmayı tercih ediyor.
İran medyasının bir kısmı ve bazı gazeteciler, 30 yıl önce olduğu gibi bugün de BM'nin konuyla ilgili Ermenistan'ı işgalci kabul eden kararlarına rağmen Erivan hükümetinin yanında durmayı tercih etti.
Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani hükümetine yakınlığıyla bilinen "Asriran" haber sitesi, kimin haklı kimin haksız olduğuna bakmaksızın sadece, "Azerbaycan Dağlık Karabağ bölgesinin kendi toprakları olduğunu kabul ediyor. Ermenistan bunu reddediyor. Dağlık Karabağ özerkliğini ilan etti ama hiçbir ülke onun bağımsızlığını resmen tanımadı." şeklindeki ifadeleri kullanmakla yetindi.
İran Devrim Muhafızlarına bağlı milis güçleri Besiç'e yakınlığıyla bilinen ve Husiler, Haşdi Şabi, Hizbullah ve benzeri İran'a bağlı örgütlerin haberlerini yayınlamasıyla ön plana çıkan muhafazakar Telegram kanalı "El-Galibun", Azerbaycan ordusunun operasyonunu "mütecaviz bir hareket" olarak nitelendirmekten geri durmazken, "Azerbaycan Kara Kuvvetleri'nin Dağlık Karabağ'a yönelik saldırı skandalı, Suud yönetiminin Yemen'de kara savaşında yaşadıkları rezalete çok benziyor." ifadelerini kullanmaktan da çekinmedi.
Reformistlere yakınlığıyla bilinen "İtimad" gazetesi, Dağlık Karabağ'daki askeri çatışmalardan Türkiye'yi sorumlu tutarken, Devrim Muhafızları'na yakın "Cevan" gazetesi de "Ankara, Erivan-Bakü savaşı ateşine odun taşıyor." ifadelerini kullandı.
İran devlet televizyonuna bağlı Genç Gazeteciler Kulübü (YJC) de konuyla ilgili haberini okuyucularına "Türk helikopterleri Ermenistan hava sahansını ihlal etti" başlığıyla servis etti.
"İran, hakkaniyet gereği Azerbaycan'ı desteklemelidir"
Bu durumu eleştiren, Tahran'daki Harezmi Üniversitesi Siyasi Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yedullah Kerimipur, sosyal paylaşım sitesi Telegram hesabından yaptığı açıklamada, şunları kaydetti:
"Dağlık Karabağ'ın Ermenistan tarafından işgaline ilişkin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), 1993'te 823, 854, 879 ve 884 nolu dört karar yayımladı. İlkinde Konseye üye 15 ülkenin temsilcileri oturuma eksiksiz katıldı ve Dağlık Karabağ konusunda hepsi Azerbaycan lehine oy kullandı."
İranlıların, tarih veya coğrafyadan kopuk bir şekilde bir ırka hapsolmuş bakış açışına saplanma talihsizliği yaşadıklarını ifade eden Kerimipur, "Cumhurbaşkanı Ruhani tüm İranlıların vicdanını temsil etmeli, 519 yıl önce İran'ı kuran Azerbaycan halkının duygularını hissederek Karabağ şehitleri için ağıt yakmalıydı. İran, hakkaniyet gereği Azeri Türk vatandaşlarının yanında olmalı, tarihi temellere dayanarak, Dağlık Karabağ'ın Bakü'ye ait olduğu konusunu desteklemelidir." açıklamasında bulundu.
"Erdoğan karşıtlığı gerçekleri örtmeye neden olmasın"
İranlı Uluslararası İlişkiler Uzmanı İhsan Hüseyinzade de Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Saygıdeğer (İranlı) gazeteciler dikkat etsinler, Erdoğan karşıtlığı gerçekleri örtmeye neden olmasın! Onun iki ülke arasındaki çatışmada Azerbaycan'a destek vermesi, hiçbir şekilde (uluslararası hukuk belgelerinde teyit edildiği üzere) Ermenistan'ın saldırısını mübah kılmaz." ifadelerini kullandı.
Tebriz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Muhammed Rıza Yusufi de "Bir ülke düşünün ki topraklarının yüzde 20'si işgal edilmiş ve 30 yıldır bu konudaki BM kararları görmezden gelinmiş. Şimdi bu ülke, Azerbaycan, kendi topraklarını geri almak üzereyken Ermeni ve Fars cüretkarlar mazlum konumuna düşmüş gibi tavırlar içerisine giriyor." dedi.