Irak'ta iki büyük Sünni siyasi oluşum "Takaddüm" ve "Azim" koalisyonları, hükümet kuruma müzakerelerini ortak yürütme konusunda anlaşırken bu durum 2003 sonrası ilk defa "büyük Sünni koalisyonun oluştuğu" şeklinde yorumlanıyor.
Ülkede 10 Ekim'de yapılan erken genel seçimlerde 37 sandalye kazanarak Meclisin ikinci büyük grubu olan eski Meclis Başkanı Muhammed Halbusi liderliğindeki "Takaddüm" ve yapılan son ittifaklarla sandalye sayısını 34'e çıkaran Hamis Hançer liderliğindeki "Azim" koalisyonları, uzun süren görüşme trafiğinden sonra 14 Aralık'ta yaptıkları açıklamayla "hükümet kurma müzakerelerini ortak bir komiteyle yürüteceklerini" duyurdu.
Irak'ta şimdi Sünni birliğin sağlanması için nasıl bir yol haritası izleneceği merak konusu.
Takaddüm ile Azim koalisyonlarının Meclis Başkanı adayı Halbusi
Halbusi'nin lideri olduğu Takaddüm Koalisyonu Sözcüsü Yahya Muhammedavi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, seçimlerden sonra Azim Koalisyonu ile defalarca bir araya geldiklerini belirterek, "Diğer ortaklara sunacağımız, üzerinde mutabık kaldığımız ve ortak meselemiz olarak baktığımız konular; terörden kurtarılan bölgelerin imarı ve yerinden edilenlerin evlerine dönmesi." dedi.
Seçimi kazanan partilerle yapılacak görüşme ve müzakereleri yürütmeleri için Sünni iki tarafın da katılımıyla bir "ortak komite" kurulduğunu anımsatan Muhammedavi, bu komitenin temel görevinin ülkenin istikrarını sağlayacak "gerçek ulusal iş birliği ve ortaklığı inşa etmek" olduğunu kaydetti.
Muhammedavi, Şii gruplardan Sadr Hareketine mi yoksa İran'a yakın Şii grupların yer aldığı "Koordinasyon Çerçevesi" adı altındaki çatı ittifaka mı daha yakın oldukları yönündeki soruya ise, "Önceliğimiz; kartlarımızı ve müzakere konularımızı seçimi kazananlarla masaya yatırmak. Kürt ve Şii grupların tümüyle müzakerelere başlamamız için Yüksek Federal Mahkemenin nihai seçim sonuçlarına yönelik onayını bekliyoruz." yanıtını verdi.
Yeni dönemde Meclis Başkanlığı adaylarının Muhammed Halbusi olduğunu aktaran Muhammedavi, "Taraflar, yani Takaddüm ile Azim koalisyonları arasında tek Meclis Başkanı adayının Halbusi olması noktasında mutabakat söz konusu." diye konuştu.
"Sünnilerin taleplerinin Şii ve Kürt taraflara ortak şekilde sunulması önemli"
Irak Araştırma ve Düşünce Merkezi Başkanı İhsan Şammari, söz konusu iki Sünni koalisyon arasında ideolojik olarak görüş ayrılığı bulunsa da "yerinden edilenlerin evlerine dönmesi ve Sünni bölgelerin yeniden imarı" gibi konularda ortak görüş ve vizyona sahip olduklarını söyledi.
Şammari, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Azim ve Takaddüm, aralarında ortak bir ideolojik yön olmasa da seçimlere ittifakla girebilirdi. Her iki tarafın ayrı hedefi ve siyasi mercisi söz konusu. 2003 sonrası siyasette Sünni birliğinden söz etmek için henüz erken. Ancak Sünnilerin taleplerinin Şii ve Kürt taraflara ortak şekilde sunulması önemli olacak. Bu durum hükümetin kurulması ve bakanlıkların dağıtılması noktasında değişebilir. Sünnilerin aralarında birleşememe durumları Şiiler ve Kürtlerinkinden farklı değil. Seçimlerde kazanmak başka, temsil ettikleri oluşumun haklarını garanti altına almak başka bir şey. Sünni partiler şimdiye kadar bunu pek başaramadı."
Hançer'in lideri olduğu Azim'in İran'a yakın Koordinasyon Çerçevesi'ne, Halbusi'nin lideri olduğu Takaddüm'ün ise Sadr'a daha yakın durduğunu söyleyen Şammari, "Hükümetin paylaşılması ve Meclis Başkanlığı söz konusu olunca Sünni iki taraf birleşecek ve ortak bir tavır sergileyecek. Bu koalisyon, bir tarafa karşı diğer bir tarafla olmayı seçmeyecek." şeklinde konuştu.
"Aralarındaki sorunları eritmeleri gerekiyor"
Iraklı siyasi analist Raad Haşim, ülkedeki Sünnilerin birleşmesinin önemli adım olduğunu ifade ederek, "Bu grupların birleşmesi aralarındaki tüm sorunların sıfırlanması anlamına gelmez ancak bunlar ikincil plana atılır. Sünni iki taraf arasındaki görüşmelerin sıkılaşması olumludur ve ister tek bir oluşumun bileşenleri arasında isterse tüm siyasi oluşumlar arasında gerginliği azaltır." dedi.
Siyasi ve mezhepsel gerekçelerle yok sayılan Sünnilerin akıbeti ve yerinden edilenlerin durumunun iki Sünni taraf arasında ortak konu olduğuna işaret eden Haşim, şunları kaydetti:
"Bunların uygulanması konusunda tökezlemeler yaşanabilir. Öncelikle aralarındaki tüm sorunları eritmeleri ve hükümette yer almak için hizipçilikten vazgeçmeleri gerekiyor. Bu da Irak'taki siyasi rejim ve denge, hizipçiliğe dayalı olduğu için kolay olabilecek bir durum değil."
Şii ve Kürtlerin aksine Sünnilerin aralarındaki sorunları giderebilmelerinin zor olsa da imkansız olmadığını dile getiren Haşim, Sünnilerin Şii gruplara göre en güçlü müzakere konusunun Meclis Başkanlığı olacağını savundu.
"Sadr Grubu ile yakın olmaları daha mantıklı"
"Sünni grupların, İran'a yakın Şii çatı kuruluşu Koordinasyon Çerçevesi ile görüşmeleri şüpheli bulunabilir ve perde arkasında olanların duyurulmaması kuşkuları artırılabilir." diyen Haşim, şöyle devam etti:
"Sünni bir tarafın Maliki ya da seçimi kaybeden herhangi bir milis bir tarafla görüşmesi tabanda kuşkuya neden olabilir. Şii ve Kürtlerle ortak şekilde görüşülmesi daha isabetli olacaktır. İki taraf da -Azim ve Takaddüm de- Şii bir tarafa karşı diğer bir Şii tarafın yanında politika yürütmeyeceklerini ve hiçbir tarafı kaybetmek istemediklerini ilan etti. Seçimi kaybeden ve aralarında pek uzlaşamayanlardan (Koordinasyon Çerçevesi) ziyade, 73 sandalye kazanan Sadr Grubu ile yakın olmaları daha mantıklı. Buna demokratik hak olarak da bakılmalı."
Irak'taki siyasi gruplar, Yüksek Federal Mahkemesi nihai seçim sonuçlarını onaylamadığı için henüz resmi olarak hükümet kurma müzakerelerine başlamadı.
İran'a yakın Şii Fetih Koalisyonu lideri Hadi Amiri, seçimlerin iptali için Yüksek Federal Mahkemesine başvurmuş, mahkemenin bu başvuruyu 22 Aralık'ta görüşeceği bildirilmişti.
Seçimlerden birinci parti çıkan Sadr Hareketinin lideri Mukteda es-Sadr, "ulusal çoğunluk hükümeti" kurmak istediklerini açıklamıştı. Tahran yönetimine mesafeli olan Sadr, İran’ı işaret ederek "dış ülkelerin müdahalesinden uzak bir hükümet" kurulmasını istediklerini ifade etmişti.