Ezgi ÇELİKANKARA
AK Parti Tanıtım ve Medyadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, “21 Ekim Dünya Gazeteciler Günü” dolayısıyla Genel Merkez’de düzenlenen sohbet toplantısında basın mensuplarıyla bir araya geldi. Muhabirlerin sorunlarını da dinlemek istediğini belirten Ünal, sohbet esnasında Türkiye gündemine ilişkin yöneltilen sorulara da yanıt verdi.
“Türkiye, itibarsızlaştırmak isteniyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Medyamız sesimizi nefesimizi yansıtmıyor” sözlerine açıklık getiren Ünal, Türkiye’nin salgın sürecini dünyada en iyi yöneten ülkelerden biri olduğunu, yaklaşık 75 bin vatandaşını ülkesine getirdi, 165 ülkeye yardım yaptığını ifade etti. Tüm bunlar olurken birilerinin adeta Türkiye’nin yaptıklarına karşı adeta bilinçli olarak bir itibarsızlaştırma ve değersizleştirme süreci başlattığına değinen Ünal, Türkiye’nin büyük bir hayali gerçekleşiyor ve doğal gaz buluyor, bir de bakıyorsunuz ki birileri çıkıyor siyaset üstü bir meselede doğal gazı itibarsızlaştırmak için adeta bir itibar suikastına kalkışıyor. Bir bakıyorsunuz, Türkiye Mavi Vatan ile ilgili Doğu Akdeniz'de her bir vatandaşımızın egemenlik hakkından kaynaklanan bir süreci yürütüyorsunuz ve bu hakkı koruyorsunuz, bir de bakıyorsunuz ki içerde birileri adeta Yunan tezlerini savunan bir dil kullanıyor. Azerbaycan'da 30 yıldan beri devam eden ve BM Güvenlik Konseyi'nin işgali tescilleyen 4 tane kararına rağmen Azerbaycan orada bir mücadele veriyor ve bir bakıyorsunuz birileri çıkıyor burada verilen mücadeleyi itibarsızlaştıracak ifadeler kullanıyor” dedi.
“Medya sahiplerine haksızlık”
Medyanın siyaset üstü meselelerde son derece dikkatli ve hassas olduğunu vurgulayan Ünal, “Milli meselelerde, ulusal çıkarların söz konusu olduğu meselelerde bir takım siyasi kaygılarla değil ulusal çıkarların önde tutulduğu bir dil ve söylem kullanır. Medya AK Parti'nin elinde gibi bir ifade kullanmak her şeyden önce medya sahiplerine haksızlık ve hakarettir. Bir televizyon kanalı veya gazete, Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin çıkarlarını savunuyorsa, AK Parti'nin mi olmuş oluyor. Libya'da, Suriye'de Türkiye'nin ulusal çıkarlarını savunuyorsa AK Parti'nin mi olmuş oluyor. Doğal gaz bulunmasından dolayı mutlu oluyorsa AK Parti'nin mi olmuş oluyor. Türkiye'nin hayali olan, Ayasofya'nın ibadete açılmasından mutlu oluyorsa AK Parti'nin mi olmuş oluyor. Medya AK Parti'nin elinde demek yerine, Türkiye'de bir kısım medya Türkiye'nin ulusal çıkarlarını savunmak yerine Türkiye karşıtı mihrakların, lobilerin içerde lobi faaliyetlerini yürütüyor demek daha doğru olur” ifadelerini kullandı.
“Milli muhalefete ihtiyaç var”
Bir ülkede muhalefet olmanın milli meselelerde de milli muhalefet olmayı gerektirdiğini belirten Ünal, şunları kaydetti: “Milli muhalefet, siyasette rakibiniz ama ulusal çıkarlarda müttefikiniz olan bir birlik ve beraberliğin oluşturulmasıdır. Bugün hala Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini kabul etmeyen, bu ülkenin yönetildiği külliyeye saray diyen ve saray rejimi ifadesini ısrarla kullanan, meşruiyet tartışmalarını ısrarla gündemden düşürmeyen ve kamuoyunun kendisini alternatif olarak bile görmediği bir muhalefet, kendi içinde, kendi siyasi partisi içinde bile uzlaşmayan, her gün iç krizlerini yaşayan ve bunları yönetemeyen bir muhalefet, hangi pozisyonu ve umuduyla sizce sürekli meşruiyet tartışmalarını ve erken seçim tartışmalarını gündemde tutmak istiyor olabilir."
“İç krizlerini örtmek istiyorlar”
AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener arasında yaşanan tartışmanın sorulması üzerine Ünal, “İYİ Parti yöneticilerinin kendi içlerindeki sorunu bir operasyon olarak değerlendirip, kendi krizlerini örtmeye çalışmalarını siyasi açıdan doğru bulmuyorum. Bunu görmezden gelmeleri artık çuvala sığmayan mızrağı kapatmak anlamına geliyor” değerlendirmesinde bulundu.
“Sorunları değil, dayanışmayı gösterir”
Askıda ekmek tartışmalarına değinen Ünal, "Askıda ekmek meselesi, o ülkedeki sorunları ve sıkıntıları değil, o ülkedeki yardımlaşmayı, dayanışmayı, paylaşmayı gösterir. Geçtiğimiz yıllarda Hollanda'da bir bahçe duvarına asılmış askıda elmaları, "medeniyet budur" diye haber yapanlar bugün askıda ekmekten yoksulluk çıkarmaları ve Türkiye ile ilgili bir sorun olarak bunu öne çıkarmaları kendi maalesef dezenformasyon anlayışlarının da bir sonucudur" dedi.