İnsanlığın onurunu kurtardık

Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç, "Göç ve Mülteciler Raporu"nda Suriye Krizi ile ilgili olarak, "Malkoç, "Yaklaşık altı yıl içerisinde üç buçuk milyon Suriyeli Türkiye'ye gelmiştir. Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği onların fonları Türkiye'nin yükünü paylaşmak için üzerine düşeni yapmamışlardır" dedi.

Neşat GÜNDOĞDU-Ezgi ÇELİK/ANKARA

Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç 20 Haziran Dünya Mülteciler Günü dolayısıyla Göç ve Mülteciler ile alakalı olarak yaptıkları çalışmayı basın ile paylaştı. 65 milyon göç eden insan var ve bunun 25 milyonu mülteci durumunda diyen Malkoç, "Suriye, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra dünyanın en ıstırap verici sıkıntısı ve buhranını yaşamaktadır. İç savaşın başlamasından sonra altı yıl içerisinde 6 milyon kişi doğduğu, doyduğu toprakları terk etmek zorunda kalmıştır. Bu insanlık krizinde bazı ülkeler sınıfta kalmış bazı ülkelerde insanlığın onurunu ve haysiyetini temsil eder durumdadırlar. Özellikle Türkiye krizin başından beri insanlığın onurunu ve haysiyetini temsil açısından açık kapı politikası izleyerek savaştan kaçan, annesi, babası ölen, dul ve yetim kalan bütün insanlara sonuna kadar kapıyı açmıştır" diyerek Türkiye'nin bu konudaki hassas tavrını vurguladı.

"Gereksiz Tenkitlerde Bulunuyorlar"

Malkoç, "Yaklaşık altı yıl içerisinde üç buçuk milyon Suriyeli Türkiye'ye gelmiştir. Makedonya, İzlanda, Litvanya, Arnavutluk gibi Avrupa'da yer alan ülkelerin nüfusundan daha fazla Suriyeli mülteciyi Türkiye barındırmaktadır ve bu mültecilerin sadece yüzde 8'i kamplarda barınmaktadır" dedi ve sözlerini şu şekilde sürdürdü: "BM Genel Sekreteri Guterres, Mülteciler Yüksek komiseri iken söyledikleri güzel sözler hala kulaklarımızdadır. Dünyanın değişik ülke liderlerinin söylediği güzel sözler kulağımızdadır. Kilis gibi nüfusundan fazla mülteci barındıran illerimiz var. Sadece on tane ilde 100 binden fazla mülteci var. Türkiye'nin bu anlamda yapmış olduğu harcama 26 milyar dolar civarındadır. Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği onların fonları diğer kuruluşlar bunlar ancak gereksiz tenkitlerde bulunuyorlar. Bu anlamda Türkiye'nin yükünü paylaşmak için üzerine düşeni yapmamışlardır. Özellikle Avrupa Birliği kendisiyle yapılmış olan anlaşmalara rağmen bunları yerine getirmemiştir. Bunu sitem olarak iletiyoruz."

"Türkiye Büyük Bir Devlet"

Yurtdışında gerçekleşen bir toplantıdaki anekdotunu da paylaşan Malkoç şunları söyledi: "Bundan 15 gün önce Yunanistan Ombudsmanının hazırladığı göç ve mülteciler raporunu müzakere etmek üzere Atina'daydım. Söz Sırbistan Ombudsmanına geldi. Anlatmaya başladı. Şu kadar zorluğu var. Bu kadar sıkıntı çekiliyor. Bir 15 dakika konuştu. 'Ülkenizde ne kadar mülteci var?' diye sordum. Ben büyük bir rakam beklerken döndü ve dedi ki; Sayın Malkoç 10 bin mülteci var. Yanımdaki Yunan Ombudsmanı ise, 'Doğru değil 5 binden fazla değildir' dedi. Sayın Miloş dedim bizim Türkiye'nin en küçük ilçesinde 5 bin mülteci var. Bizim valilerimizin bir tanesi kendi evinin bahçesinde 5 bin mülteciye bakıyor. Biz sizin kadar ses çıkarmıyoruz. Döndü ve dedi ki Sayın Malkoç Türkiye büyük bir devlet. Siz imparatorluksunuz. 3,5 milyona da bakarsınız, 10 milyona da bakarsınız."

"Eli Kanlı Örgütlerle Mücadele Ediyoruz"

"Türkiye, 2. Dünya savaşından sonra insanlığın yaşadığı en büyük krizde başarıyla bu sınavı geçmektedir" diyen Malkoç açıklamalarına şu şekilde devam etti: "Sınıfta kalan ve mültecilere kötü davrananları tarih kaydediyor. Öbür taraftan dünyanın en kanlı terör örgütleriyle mücadele ediyoruz. Kırk yıldan beri PKK gibi dünyanın en cani örgütü ile ve arkasında dünya devleri var iken çok şükür mücadele ediyoruz. Yine dünyanın başının belası olan DAEŞ ile de mücadele ediyoruz. Dünyada eşi benzeri görülmeyen sinsi olduğu kadarda zarar verici olan FETÖ terör örgütü ile mücadele ediyoruz. Buna rağmen dünyada kalkınma hızı itibariyle ilk üçe girerek yüzde 5'lik kalkınmayı yakalıyoruz. Bu yönüyle milletimizle ne kadar iftihar etsek azdır." lkemizdeki mültecilerin nüfusumuzun yaklaşık yüzde 5'ine tekabül ettiğini vurgulayan Malkoç, "Bu kişileri gereği gibi topluma kazandıramazsak, eğitemezsek ileride farklı sıkıntılarla karşılaşabiliriz. Türkiye Kamu Denetçileri Kurumu bunları düşünerek kurumlarımızın yaptığı güzel çalışmaları bir araya getirerek bu önerilerini rapor halinde sunacaktır" diye konuştu.