İmamoğlu, "İstanbul ve Türkiye'ye Sesleniş" başlığıyla düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu.
Kamu bankalarının dört yıldır İBB'ye kredi vermediğini öne süren İmamoğlu, 2023'te vergilerin 4 trilyon 270 milyar lira yükseltildiğini söyledi.
"Siyasi hayatımın en önemli amacı, vatandaşlarımızın bu çaresizlikten kurtarılmasını sağlamaktır" diyen İmamoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu mücadeleyi son 4,5 yılda İBB Başkanı olarak verdim. Bu, aynı zamanda bir demokrasi mücadelesiydi. Geçen 4 yılda, İBB iktidarın baskılarına karşı en üst seviyede direncin simgesi olmuştur. Yılmadan ve asla vazgeçmeden yüksek azim ve iradeyle çalışmaya devam ettik. İstanbul için ürettik, İstanbulluya hizmet ettik."
İmamoğlu, "İstanbul'u kazanan Türkiye'yi kazanır. Ben bu sözü çok önemsiyorum" dedi. Yerel seçimlerde İstanbul'u kazanmanın büyük bir başarı olduğunun altını çizen İmamoğlu, "Eğer o kişi milletin ona tanıdığı fırsatı iyi değerlendirirse, bu başarı onu ulusal ve uluslararası siyasette çok önemli başka noktalara taşır. Buna şüphe yok. Ama ben İstanbul'u kazanan, Türkiye'yi kazanır' sözünü sadece seçim galibiyeti olarak da anlamıyorum. Bu önemli başarıyı farklı bir anlayışla değerlendiriyorum" ifadelerini kullandı.
'İstanbul'a mühürlüyüm'"Türkiye'de gerçek toplumsal barışın ancak cumhuriyetin asli amacını; yurttaşların hiçbir ayrım gözetmeksizin ülkelerinin, şehirlerinin, ovalarının ve geleceklerinin eşit hissedarı oldukları zaman gerçekleşeceğini" savunan İmamoğlu şöyle devam etti:
"4 yıl boyunca İstanbul'u hep birlikte mutlulukla yaşadığı bir şehir yapma idealiyle hareket ettik. İstanbul'un kadınlarına, gençlerine, çocuklarına, yaşlılarına yönelik icraatlerimizle bunu başarıyla sağladık. Korunan doğası, tarihi ve canlı kültür hayatıyla zengin bir şehri oluşturmaya başladık. 4 yıl boyunca İstanbul, geleceğin ışıltılı Türkiye'sinin gerek taşıyıcısı gerek ufku olmuştur. İstanbul'un sorunlarını çözmek, Türkiye'nin sorunlarını çözmektir.
İstanbul'un devasa sorunlarını çözmek, aynı zamanda Türkiye'nin sorunlarının nasıl çözüleceğine dair sınav yeridir. Tam da bu nedenle, benim anladığım şekliyle, İstanbul'u kazanmak, Türkiye'yi kazanmaktır.
Bizim yönetimimizdeki İstanbul, Türkiye geleceğinin teminatı olmuştur. İstanbul ve Türkiye'nin kaderleri mühürlüdür. Bu nedenle ben de kendimi İstanbul'la mühürlü kabul ediyorum.
Bu şehre hizmet etmeyi Türkiye'ye hizmet etmek olarak görüyorum. Aziz şehrimizdeki ihmal edilmiş ve onlarca yıl boyunca çözülmemiş sorunları tek tek alt edip kalıcı bir şekilde çözerek Türkiye'nin sorunlarının nasıl çözülebileceğini tam da burada gösterdik, göstermeye devam ediyoruz."
"Güçlü ama demokratik aktif ama denetlenen şeffaf bir liderlik anlayışının" altını çizen İmamoğlu, "Cesur demokrasi, cesur bir toplum ve cesur liderle mümkün olabilir. Ben, hayatımın hiçbir döneminde siyaseti sadece ve sadece siyasi partilerden ibaret görmedim. Siyaseti hep toplumla, omuz omuza yapılan dönüştürücü bir eylem olarak anladım. Bundan sonraki yolculukta da yol arkadaşlarım gençler, kadınlar, emekçiler ve güvencesizlerdir" ifadelerini kullandı.
İmamoğlu'ndan muhalefete çağrıCHP'deki değişim ve dönüşüm sürecinin önemine dikkati çeken İmamoğlu, şunları söyledi:
"İBB'yi hep birlikte korumalıyız. İBB'nin bu iktidarın eline geçmesinin maliyetinin idrakına hep birlikte varmalıyız. İBB'yi gayrihukuki yollardan elde etmek için birçok yol denendi ve denemeye de devam edecekler. Bunu şimdiye kadar hep birlikte engelledik. Seçimlerde İstanbul'u hep birlikte kazanmak için bir araya gelmeliyiz. Aramızdaki tartışmaları bir kenara bırakıp milletçe bu sürece odaklanmalıyız. Parti ayrımı yapmadan, beraberce hareket etmemiz gerekiyor. Ben, 2019 seçimlerindeki gibi partiler ötesi İstanbul ittifakını kurmak için elimden geleni yapacağım. Muhalefet partilerinin de bu şuurla hareket edeceğine, bu meselenin partiler üstü bir mesele olduğunun anlaşılacağına ben yürekten ve gönülden inanıyorum.
Özellikle, CHP'li yol arkadaşlarıma da seslenmek istiyorum: Mayıs 2023 seçimlerinde yaşadığımız hayal kırıklığı beni çok derinden üzmüştür. Ben, bunu birçok vesileyle de dile getirdim. Halkımızdan, bu seçim mağlubiyetinden dolayı özür diledim. Bu hayal kırıklığının nedenlerinden biri de yenilginin sorumluluğunu üstlenme, gerçekle yüzleşme konusunda gerekli duyarlılığın gösterilememesidir. 28 Mayıs gecesinden başlayarak ortaya konan tavır partililerimizi, seçmenlerimizi anlamak ve hissetmek kaygısından ne yazık ki çok uzaktır. Ne var ki ifade edeyim ki benim dünyamda asla umutsuzluğa yer yoktur. Umudun önündeki engelleri hep birlikte kaldırmalıyız. Ben, bu mağlubiyetin partimizde köklü ve kapsayıcı bir tazelenme sürecinin başlamasına vesile olduğunu da görüyorum. Şunu ifade etmeliyim: Bu uğurda partimin değişimi, döğüşümü siyaset hayatımın çok önemli bir misyonudur. Yürüdüğüm menzil de bu değişimdir. Sevgili CHP'li yol arkadaşlarım: Artık CHP seçim kaybedemez, kaybetmemeli. CHP, ikinci parti olmakla övünemez, övünmemeli. CHP önderliğindeki toplumsal ve siyasal muhalefetin yerel seçimleri kazanması da bir zorunluluktur. CHP'liler bu yüksek kazanma arzusu, azmi ve bilinciyle hareket etmek mecburiyetindedir. Önümüzdeki seçimlerde sadece belediye başkanlıklarını değil, belediye meclislerini de hep birlikte kazanmalıyız.
CHP'deki kadrolar, önlerinin açılmasını beklemektedir. Yenilenme, değişim, dönüşüm tabii ki kolay değildir ama bunu hep birlikte gerçekleştirmek zorundayız. Başaramadığımız takdirde milletimizin seçim sonrası oluşan hayal kırıklığının kalıcı hale gelmesi en önemli risktir.
Ben, partimin bir evladı olarak bu dönüşüme en içerikli ve etkili şekilde katkı sunmaya devam edeceğim. İstanbul'a ihanet edilemez.
Ben, Büyükşehir Belediye Başkanı olarak ilk yola çıktığımda tüm halkımıza bu mukaddes şehrin en başarılı belediye başkanı olacağıma söz verdim. Bu sözümü tutmaya devam edeceğim.
Şehrimizin yağmalanmasına, adaletsizlik ve çevre katliamına karşı İstanbul'u bir kere daha savunmak için yola çıkıyorum."