İkinci yargı paketini içeren Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, TBMM Adalet Komisyonunda kabul edildi.
Kabul edilen maddelere göre, taraflar, ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra tahkikat ve sözlü yargılama için duruşmaya davet edilecek.
Taraflara gönderilecek davetiyede belirlenen gün ve saatte geçerli bir özrü olmadan mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde duruşmaya yokluklarında devam edileceği ve yapılan işlemlere itiraz edemeyecekleri bildirilecek. Tahkikatın sona erdiği duruşmada kural olarak sözlü yargılamaya geçileceği ancak sözlü yargılama için duruşmanın ertelenmesi halinde ayrıca taraflara davetiye gönderilmeyeceği belirtilecek. Tarafların sözlü yargılama için belirlenen duruşmaya gelmemesi halinde yokluklarında hüküm verileceği hususları da davet yazısında ihtar edilecek.
Ses veya görüntü nakli yoluyla duruşmanın yapılması usulü yeniden düzenlenecek. Mahkeme, taraflardan birinin talebi üzerine talep eden tarafın veya vekilinin, aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla bulundukları yerden duruşmaya katılmalarına ve usul işlemleri yapabilmelerine karar verebilecek.
TANIK, BİLİRKİŞİ VEYA UZMAN AYNI ANDA SES VE GÖRÜNTÜ YOLUYLA DİNLENEBİLECEK
Mahkeme, tarafların rızası olmak kaydıyla; tanığın, bilirkişinin veya uzmanın aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla bulundukları yerden dinlenilmesine karar verebilecek. Mahkeme, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri dava ve işlerde ilgililerin, aynı anda ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla bulundukları yerden dinlenilmesine resen karar verebilecek. Mahkeme, fiili engel veya güvenlik sebebiyle duruşmanın il sınırları içinde başka bir yerde yapılmasına da karar verebilecek. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikte belirlenecek.
Islahın zamanı ve şekline ilişkin yapılan değişiklikle ıslah, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilecek. Yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması halinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilecek. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamayacak.
"Toplu Mahkemelerde Tahkikat" başlıklı yeni düzenlemede dava açılmadan önce veya dava açıldıktan sonra talep edilen delil tespiti, ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir gibi geçici hukuki koruma tedbirleri de dahil olmak üzere toplu mahkemenin görevine giren dava ve işlerde tüm yargılama aşamaları heyet tarafından yerine getirilecek ve karara bağlanacak.
Heyet, diğer kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla, iş veya davanın özelliğine göre tahkikatın, tahkikat hakimi olarak görevlendirilen bir üye tarafından yapılmasına karar verebilecek.
Tahkikatın heyetçe yürütüldüğü iş veya davalarda mahkeme başkanı, belirli bazı tahkikat işlemlerini yapmak üzere üyelerden birini naip hakim olarak görevlendirebilecek. Mahkeme başkanı, mahkemenin uyumlu, verimli ve düzenli çalışmasını sağlayacak ve bu yolda uygun göreceği önlemleri alacak.
SÖZLÜ YARGILAMA AŞAMASI
Mahkeme, tahkikatın bittiğini bildirdikten sonra aynı duruşmada sözlü yargılama aşamasına geçecek. Duruşma, bu durumda taraflardan birinin talebi üzerine iki haftadan az olmamak üzere ertelenecek. Hazır bulunsun veya bulunmasın sözlü yargılama için taraflara ayrıca davetiye gönderilmeyecek.
Sözlü yargılamada şartları oluşmuşsa taraf tasarruf ilkesi dikkate alınarak Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun, "tarafların duruşmaya gelmemesi, sonuçları ve davanın açılmamış sayılması" başlıklı maddesi uygulanacak.
Okuma yazma bilmediği için imza atamayanların mühür veya bir alet ya da parmak izi kullanarak yapacakları hukuki işlemleri içeren belgelerin senet niteliğini taşıyabilmesi, noterler tarafından düzenleme biçiminde oluşturulmasına bağlı olacak.
Okuma ve yazma bildiği halde imza atamayanların mühür veya bir alet ya da parmak izi kullanmak suretiyle yapacakları hukuki işlemleri içeren belgelerin senet niteliğini taşıyabilmesi, noterler tarafından onaylanmasına veya düzenlenmesine bağlı olacak.
Adi senet, notere veya yetkili memura ibraz edilerek noter ya da yetkili memur tarafından usulüne uygun olarak onaylanmışsa ibraz tarihinde, resmi bir işleme konu olmuşsa işlem tarihinde, imza edenlerden biri ölmüşse ölüm tarihinde, imza edenlerden birinin yeniden imza atmasına fiilen imkan kalmamışsa bu imkansızlığın gerçekleştiği tarihte üçüncü kişiler bakımından hüküm ifade edecek. Adi senedin içeriğinde bahsedilen başka senetlerin tarihleri de ancak son senet tarihinin onaylanmış sayıldığı tarihte üçüncü kişiler hakkında hüküm ifade edecek.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilecek. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamayacak. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şart olacak. Belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekecek.
BİLİRKİŞİ RAPORUNA İTİRAZ
"Bilirkişi raporuna itiraz"ı düzenleyen maddede yapılan değişikliğe göre, taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde raporda eksik gördükleri hususların bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecek.
Bilirkişi raporuna karşı talebin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor veya imkansız olması ya da özel yahut teknik bir çalışmayı gerektirmesi halinde yine bu süre içinde mahkemeye başvuran tarafa, sürenin bitiminden itibaren işlemeye başlamak, bir defaya mahsus olmak ve iki haftayı geçmemek üzere ek süre verilebilecek.
Keşfin kapsamı mahkeme tarafından belirlenecek. Böylelikle, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümüne yönelik incelemelerin yapılması, uyuşmazlığın çözümüne herhangi bir etkisi olmayan gereksiz incelemelerin yapılmaması ve bu mahiyetteki bilgilerin dosyaya girmemesi sağlanacak. Hakim keşif tutanağına keşif konusu ve mahalliyle ilgili gözlemlerini de yazacak. Düzenleme, keşfi yapan hakimin veya daha sonra dosyayı ele alacak hakim ya da hakimlerin bilirkişi raporunu denetlemesini kolaylaştıracak.
Kanuna eklenen yeni maddeye göre, taraflardan her biri, nihai kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde, yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda ek karar verilmesini isteyebilecek. Bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilecek.
Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilecek. Feragat veya kabul, hükmün verilmesinden sonra yapılmışsa taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi dosya, kanun yolu incelemesine gönderilmeyecek ve ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesince feragat veya kabul doğrultusunda ek karar verilecek. Feragat veya kabul, dosyanın temyiz incelemesine gönderilmesinden sonra yapılmışsa Yargıtay, temyiz incelemesi yapmaksızın dosyayı feragat veya kabul hususunda ek karar verilmek üzere hükmü veren mahkemeye gönderecek.