''İki füze üstümüze doğru geliyordu''

Türkiye’yi yasa boğan ‘Muavenet’ faciasını yaşayan gözcü er Hakverdi Aydın, o geceyi anlattı.

NATO tatbikatında ABD uçak gemisi USS Saratoga’dan atılan 2 füze ile 5 denizcimizin şehit edildiği TCG Muavenet gemisinin gözcü eri Hakverdi Aydın 26 yıl önceki tüm Türkiye’yi yasa boğan faciayı anlattı: “İki füzenin bize doğru geldiğini gören ilk kişiydim. Ama yapacak hiçbir şey yoktu. Beni sedyede taşıyan ABD’li asker ağlıyordu.

USS Saratoga’dan kasıtlı olarak ateşlendiği düşünülen füzelerle vurulan TCG Muavenet muhribi ve 5 şehit denizci 26 yıl sonra hatırlanıyor. NATO’nun Ege Denizi’nde 1992 yılında düzenlediği Kararlılık 92 tatbikatına Türk Deniz Kuvvetleri adına TCG Muavenet ile TCG Kılıç Ali Paşa muhripleri katılmıştı.

SEA SPARROW FÜZELERİ

Sakız Adası açıklarında süren tatbikatın son aşamasında 1 Ekim’i 2 Ekim’e bağlayan gece 5 bin personeli olan ABD uçak gemisi USS Saratoga’dan 2 adet Sea Sparrow füzesi atıldı. Oysa ki tatbikat uyarınca gemiler ‘Yeşil Periyot’ yani dinlenme aşamasındaydı ve gerçek mermilerle atış yapılması planlanmamıştı. O füzeler, Türk mayın döşeme muhribi TCG Muavemet’in kontrol merkezine isabet etti.

Gemi komutanı Kurmay Yarbay Kudret Güngör, uçaksavar yardımcı subayı Teğmen Alper Tunga Akan, Tesis Astsubayı Serkan Haktepe, İkmal Çavuşu Mustafa Kılıç ve er Recep Atak’ı öldüren füzeler, 20 askeri de yaraladı. O yaralı erlerden biri de Hakverdi Aydın’dı. Vücuduna isabet eden şarapnel parçaları nedeniyle hayatını sakat halde sürdüren Aydın, 26 yıl önceki o geceyi şöyle anlattı:

“Gemide yaklaşık 160 er vardı. Şehit olan Recep, benim bir alt tertibim ve çok iyi arkadaşımdı. Terhisime 1 aydan kısa süre vardı. Olay da tatbikatın bitme aşamasında oldu. Geminin sancak (sağ) tarafında gözcü erdim. Çok yakınımızdaki uçak gemisinin sancak baş omuzluktan ardı ardına iki ışığın yükseldiğini gördüm. Yapmam gereken gemidekilere tehlikeyi anons etmekti ama yetişemedim. Fırsat bile bulamadan füzeler isabet etti.”

ABD’Lİ ASKER AĞLADI

“Sea Sparrow, hedefe parçalanarak girer. Olduğum yerde savruldum, yere düştüm. Sanırım yarım saat sonra kendime geldim, kalkmak istedim ama kalkamadım. Çünkü kalça kemiğim femurdan parçalanmıştı.

Bir süre sonra bizi almaya ABD’li askerler geldi. Çünkü gemimiz dağılmıştı, bizim askerlerimiz ne olduğunu anlayamadan şehit olmuşlardı. Beni sedyeye koyan siyahi askerin ağladığını gördüm. Gözleri bizim suçsuz olduğumuzu ve yok yere saldırıya uğrağımızı anlatıyor gibiydi.

İzmir, Gölcük ve İstanbul’da 6 ay süren tedavilerim sonunda sakat kaldım. TCG Muavenet, ABD’nin ‘Pardon’ diyerek kapatabileceği basit bir olay değildir. Gerçek mermi kullanılması söz konusu bile değildi. Ateşlenmeleri için savaş durumunda ve kırmızı alarmda olmak, 3 kişiden onay almak, kilitleri açmak ve düğmeye basmak gerekiyordu. Değil 26, yüzyıllar geçse de unutulmaması gerekir.”