İLKE İlim Kültür Eğitim Vakfı çatışı altında faaliyetlerini sürdüren İKAM tarafından organize edilen 10. İslam İktisadi Atölyesi "İktisadi Krizler ve İslam İktisadı" başlığı ile 14-16 Ekim'de İstanbul Üniversitesi’nde düzenlenecek. Atölyenin ilk gününde "araştırma", "katkı", "uygulama" ve "tez ödülleri" kategorilerinde İslam İktisadı Ödülleri sahiplerini bulacak.
Araştırma, eğitim ve yayın faaliyetleri ile “İslam iktisadı” düşüncesinin külli bir şekilde inşası için yetkin fikir ve teorilerin üretilmesini teşvik etmeyi ve yeni çalışmalara zemin teşkil etmeyi amaçlayan İKAM, İslam iktisadi atölyeleriyle her yıl alanında yetkin araştırmacıların belirlenen konuyu farklı bakış açılarıyla derinlemesine ele almasını sağlıyor.
Atölye kapsamında bu yıl 5. kez sahiplerini bulacak olan İslam İktisadı Ödülleri, İslam İktisadı alanındaki çalışmaları desteklemek ve nitelikli çalışmaları teşvik etmek amacıyla veriliyor.
İslam İktisadı Araştırma Ödülü, her yıl alanda özgün araştırmalar gerçekleştirmiş kişi veya kurumlara; İslam İktisadı Uygulama Ödülü, İslam iktisadının, çeşitli şekillerde hayatın farklı alanlarında uygulanmasıyla gelişmesine özgün katkılar sunmuş, yenilikçi uygulamalara; İslam İktisadına Katkı Ödülü, İslam iktisadı alanına yapmış oldukları katkılarla toplumda öncü kişi veya kurumlara; İslam İktisadı Tez Ödülü ise bu alanda lisansüstü çalışmalarını sürdüren ve yürütmüş oldukları tez çalışmalarıyla alanının teorik boyutuna olduğu kadar pratiğe de katkıda bulunan genç araştırmacılara veriliyor.
'Krizleri anlamak için insanı merkeze almak daha doğru'Atölye öncesi değerlendirmelerde bulunan İKAM Direktörü Prof. Dr. Necmettin Kızılkaya, 2013 yılından itibaren düzenledikleri İslam iktisadi atölyeleriyle ekonominin temel konularını ele alacak şekilde planladıklarını söyledi.
Akademik çalışmalarda sürdürülebilirliğin önemine dikkati çeken Kızılkaya, kendilerinin atölyelerde bunu başardıklarını ve atölye sonuç bildirilerini Türkçe ve İngilizce dillerinde kitaplaştırdıklarını belirtti.
10. İslam İktisadi Atölyesi'nin ana başlığını "İktisadi Krizler ve İslam İktisadı" olarak belirlediklerini aktaran Kızılkaya, "Krizler, tek bir sebebe dayanmayan birçok faktörün iç içe olduğu bir durumdur. Sonuçları itibarıyla siyasi, iktisadi, kültürel, sosyal problemlere yol açar. İktisadi krizlerin dünyada hakim olan ana akım iktisadın yani kapitalist iktisadın ortaya çıkarmış olduğu birtakım sorunlardan kaynaklandığını düşünüyorum. Dolayısıyla bu atölyenin asıl maksadı günümüzde insanların karşı karşıya kaldığı iktisadi krizin biraz da farklı bir perspektiften değerlendirilmesini sağlamak." diye konuştu.
Krizleri sadece iktisada indirgemenin yanlış olduğunu, meseleyi anlamak için insanı merkeze almanın daha doğru olacağını vurgulayan Kızılkaya, şöyle devam etti:
"İslam İktisadının üzerine kurulmuş olduğu temel değerler var. Buradaki en temel değerin ahlak olduğunu, etik olduğunu, ahlakilik olduğunu söyleyebiliriz. İnsan sadece bedenden oluşan bir varlık değil, aynı zamanda insanın bir iç dünyası, ahlaki değerleri, öncelemesi gereken çok daha üst kavram ve ilkelerinin bulunması gerekir. Dolayısıyla İslam iktisadı, İslam'ın da dünya görüşüne paralel bir şekilde, insanı sadece fiziksel hazları, biyolojik talepleri istekleri yerine getirildiğinde mutlu olan bir insan olarak değerlendirmiyor. Aksine insanı beden ve ruh bütünlüğü içerisinde değerlendiriyor.
Dolayısıyla insanın özellikle faydasının sürekli maksimize edilmesi, insanın sadece bedeni hazlarının tatmin edilmesi görüyoruz ki insanı bir krize sevk ediyor. Yani bunun adına iktisadi kriz diyebilirsiniz, başka krizler olarak ifade edebilirsiniz. İnsan bir bütün içerisine değerlendirilmediği sürece ortaya konan her yaklaşım, ortaya konan her çözüm ve her teori büyük oranda insanı başka krizlere sevk edecek bir yapı arz eder. İslam'ın insana yüklemiş olduğu anlam ve insanı değerlendirme biçimi aslında bugünkü insanın karşı karşıya kaldığı yapısal birçok probleme çözüm üretebilecek bir potansiyele sahip. Tarihi İslam iktisadı deneyimlerimiz de bugünkü iktisadın ortaya çıkarmış olduğu birçok soruna aslında İslam iktisadının çözüm üretebileceği gösteriyor."
'Katılım Finans Strateji Belgesi potansiyelimiz açısından çok önemli'Kızılkaya, İslam iktisadı içerisinde zekat, sadaka, karz-ı hasen gibi kavramların olduğunu belirterek,İslam iktisadının finansallaşan ekonomiye yönelik söyleyeceği çok sözü olduğunu vurguladı.
İslam İktisadı denilince akla sadece bankacılığın gelmesinin doğru bir yaklaşım olmadığına dikkati çeken Kızılkaya, "İslam İktisadının en önemli özelliği, en temel karakteri ahlakiliktir; bütün sözleşmelerin, iktisadi ilişkilerin, faaliyetlerin ahlaki temeller üzerine kurulu olmasıdır. Bir şey ahlaki değilse, bu İslam iktisat sistemi içerisinde kendisine yer bulamaz." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi tarafından hazırlanan Katılım Finans Strateji Belgesi'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla tanıtıldığını hatırlatan Kızılkaya, "Bu strateji belgesini çok önemli görüyorum çünkü Türkiye sahip olduğu, tarih temeller ve jeopolitik konumu itibarıyla hem doğunun hem batının hem de uzak doğunun kendisine yönelebileceği bir potansiyele sahip. Katılım finansında Londra, Kuala Lumpur ve bazı Körfez ülkeleri önemli merkez olarak görülüyor ama hiçbiri İstanbul'un sahip olduğu potansiyele sahip değil." değerlendirmesinde bulundu.