İslam İşbirliği Teşkilatından (İİT) yapılan yazılı açıklamada, İsrail'in Mescid-i Aksa baskını kınanarak, "Yaşananlar, İsrail'in kutsal mekanların hürmetine yönelik tekrarlayan ihlallerinin bir uzantısıdır. Olanlar Cenevre Anlaşmaları ve uluslararası hukukun ihlalidir." denildi.
Açıklamada, İsrail'in Hristiyan ve Müslümanların kutsallarına yönelik tekrarlayan saldırılarını sonlandırması için uluslararası topluma ve özellikle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne sorumluluklarını üstlenmeleri çağrısı yapıldı.
Kurban Bayramı'nın ilk gününde Aksa'daki Filistinlilere saldırı
Arife ve Kurban Bayramı'nın ilk gününe tekabül eden Teşa BeAv yas ve oruç günü dolayısıyla Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemek üzere daha önce İsrail polisinden izin talebinde bulunan Fanatik Yahudiler dün gruplar halinde Aksa'nın avlusuna girmişti.
Fanatik Yahudilerin Mescid-i Aksa'ya baskınlarını engellemek isteyen Filistinlilere İsrail polisi Harem-i Şerif'in içinde müdahale etmiş, 61 Filistinliyi yaralamıştı. Yaralı Filistinlilerden 15'i çeşitli hastanelere kaldırılmıştı.
Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin egemenliği ihlal ediliyor
Mescid-i Aksa ve Kudüs'teki vakıflar, İsrail ile Ürdün arasında 26 Ekim 1994'te imzalanan barış antlaşmasına göre Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor.
Daha önce Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin izni dahilinde Mescid-i Aksa'yı ziyaret eden Yahudiler, 2003'ten bu yana Vakıflar İdaresinin egemenliğini ihlal eden İsrail'in tek taraflı kararı çerçevesinde polis eşliğinde Müslümanların kutsal mabedine giriyor.
İsrail makamlarının bu tek taraflı kararını tanımayan Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Müslümanların egemenliğini ihlal edici bu tür girişleri baskın olarak tanımlıyor.
İşgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesi olma özelliğini taşıyor.
Yahudiler, içinde Kıble Mescidi ile Kubbetu's Sahra Camisi'nin yanı sıra müze, medreseler ve büyük avlunun yer aldığı Mescid-i Aksa Külliyesi altında, sözde "Süleyman Mabedi kalıntılarının bulunduğu" iddiasıyla kazı çalışmaları yapıyor, Mescid-i Aksa'da kendilerinin de ibadet etme hakları olduğunu savunuyor.