Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş nedeniyle Türkiye’de sektörlerin bu ülkelere yönelik ihracatında kayıplar yaşandı. Özellikle siparişlerdeki iptal ve erteleme sektörlerin bu iki ülkeye ihracatını olumsuz etkileyen başlıca faktörler arasında yer alıyor.
Sektör temsilcileri ihraç edemedikleri ürünleri iç piyasaya sürerken savaştan kaynaklanan olumsuz etkilere karşın da bu durumu fırsata çevirmek için harekete geçti.
İhracatçılar, Rusya-Ukrayna savaşının başlamasıyla alternatif pazarları radarına alırken konuyla alakalı çalışmalara da başladı.
Sektör temsilcilerinin her zaman uyguladığı strateji olan "pazar çeşitliliğini artırmak" savaşın başlamasıyla daha önemli hale geldi.
İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Başkanı Mustafa Şenocak, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, İhracatçıların kriz kaynaklı ellerinde önemli miktar stok kaldığı bilgisini kendileriyle paylaştığını belirtti.
Öncelikle bu stokların hızla ve verimli şekilde nasıl eritilebileceği noktasında gayret içinde olduklarını ifade eden Şenocak, "Rusya ve Ukrayna pazarlarına ağırlıklı olarak ihracat yapan firmalarımıza, geçtiğimiz günlerde faaliyete başlayan, ihracatçılara yönelik kredi garanti fonu başvurularında öncelik tanınması önerisini gündeme taşıyoruz.
Ayrıca Rus rublesinde yaşanan keskin değer kaybının zararlarını telafi edecek bir yöntemin, (ülkemizde uygulanan Kur Korumalı Türk Lirası Mevduat ve Katılma Hesabı gibi) Rusya tarafından uygulamaya sokulabilmesi halinde iki ülke arasındaki ticaretin yerel paralarla yapılabilmesinin önünü açacağını değerlendiriyor, bu önerimizi yetkili makamlarla paylaşıyoruz." dedi.
"Tek pazar odaklı ihracat stratejisini değiştirerek pazar çeşitliliğini artırmak gayreti içerisindeyiz"İDMİB Yönetim Kurulu olarak göreve geldikleri ilk günden bu yana sektörümüzdeki tek pazar odaklı ihracat stratejisini değiştirerek pazar çeşitliliğini artırma gayreti içerisinde olduklarını bildiren Şenocak, bu amaçla dünyanın farklı noktalarına ticaret heyeti ve fuar organizasyonları gerçekleştirerek ihracatçıları yeni bağlantılarla tanıştırdıklarını aktardı.
Şenocak, sektörde dünyanın en önemli fuarlarına milli katılım organizasyonları düzenlemeye devam ettiklerini dile getirdi.
Tüm bu çalışmalar neticesinde ihracatın yarıya yakınının Avrupa Birliği ve Amerika ülkelerine yapıldığını söyleyen Şenocak, Rusya ve Ukrayna’nın da yer aldığı Eski Doğu Bloku ülkelerinin ihracatları içerisindeki payın yüzde 15’in altına gerilemiş durumda olduğunu vurguladı.
Şenocak, "Alternatif pazar arayışlarımız çerçevesinde çalışmalarımızı yönlendirdiğimiz ülke ve ülke gruplarında ihracatımızın genel ortalamasının iki katı üzerinde artışlar yaşandığını da özellikle belirtmek isterim. " diye konuştu.
Özellikle Afrika kıtasını hem coğrafi yakınlık hem de tarihsel ilişkilerimiz çerçevesinde önemsediklerini kaydeden Şenocak, salgın kaynaklı seyahat kısıtlamaları nedeniyle hayata geçirilememiş olsa da Afrika’da farklı ülkelere yönelik B2B organizasyonu çalışmalarını hazır olarak beklettiklerini bildirdi.
Şenocak, "ABD başta olmak üzere Amerika kıtası da öncelik vereceğimiz hedef pazarlar arasında. Uzak Doğu Asya’ya yönelik kuvvetli bir alt yapımız var. Seyahat kısıtlamalarının gevşemesi ve normalleşmeyle yeni programları ve organizasyonları hızla hayata geçirmek amacındayız." ifadelerini kullandı.
"Ukrayna pazarı tamamen kapandı ancak Rusya ile işlerimiz devam ediyor"İstanbul Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Melisa Tokgöz Mutlu da Rusya ve Ukrayna'nın her zaman kendileri için çok önemli pazarlar olduğunu belirtti.
Savaşın yaş meyve sebze ihracatını etkilediğini ifade eden Mutlu, Ukrayna pazarının tamamen kapandığını ancak Rusya ile işlerinin devam ettiğini ifade etti.
Mutlu, "Bu süreci yönetmek oldukça zor. Ancak ihracatçımızın zarara uğramaması, uzun yıllardır yatırım yapmış olduğumuz, önemli paydaşlarımız olduğu için süreci elimizden geldiğince kimseyi zarara uğratmadan devam ettirmeye çalışıyoruz. Rus rublesi ile yapılan ticarette değer kaybı yaşanmıştır. Bunun için devletimizden taleplerimiz oldu ve destek beklemekteyiz." dedi.
Sadece savaş nedeniyle değil, savaştan önce ve sonrasında da her zaman yeni pazar arayışlarının olduğunu aktaran Mutlu, "Amacımız topraklarımızda yetişen tarımsal ürünleri tüm dünyaya katma değerli olarak satmaya devam etmek." diye konuştu.
Mutlu, bu anlamda çalışmaların devam ettiğini ancak üstesinden gelinmesi gereken her ülke bazında prosedürler olduğunu ve bunların zaman aldığını dile getirdi.
Salgınla başlayan, savaşla artan maliyetlerle beraber daha da yükselen navlun fiyatlarının sektörün uzak pazarlara ulaşmasında halledilmesi gereken konulardan biri olduğunu söyleyen Mutlu, bu konuda da çeşitli çalışmalarının bulunduğunu kaydetti.