Suriyeli mülteci Samer el-Kadri, Amsterdam'da yeni açtığı kitapçı dükkanı ile Suriyeli kültürünü sürgünde yaşayanlar arasında canlı tutmanın bir yolunu buldu.
el-Kadri Şam'da çocuk kitapları basan bir yayınevi işlettiği zamanlarda, bir kültür merkezi açmayı hayal ediyordu, ancak anavatanından savaş nedeniyle ayrılmak zorunda kaldı.
İstanbul'da bir kitapçı dükkanı açan el-Kadri, bu ay ikinci şubesinin kapılarını Hollanda'nın Amsterdam şehrinde açtı.
Eğer Arapça bir masal arıyorsanız ya da Yüzüklerin Efendisi'nin Türkçe basımını arıyorsanız Hollanda'nın ilk Arapça kitabevi, her ikisini de bulabileceğiniz yer.
Tanımadan yargılamayın
el-Kadri amacının sadece kitap satmak olmadığını Hollanda'da yaşayan 64 bin Suriyeli ile Hollandalılar arasında bir anlayış geliştireceğini umuyor . “Birbirimizi tanımamızdan önce birbirimizi yargılamayın,” onun sloganı.
2012'de Abu Dhabi kitap fuarını ziyaret ettiğinde hayal edemeyeceği bir gelecekti. Suriyeli yetkililer tarafından basılan kitabevi al-Kadri'nin kendi ülkesinde bir geleceği olmadığı düşüncesini yerleştirmiş. “Eve gidebileceğimin bir yolu olmadığını anladım” diyen el-Kadri önce İstanbul'a kaçıyor. Suriye'deki yayınevinin Esed'e bağlı askerlerce yerle bir edildiğini söylüyor.
Bir grafik tasarımcısı olarak, çocuklar için ilk Arap TV kanalında yer alan el-Kadri 2005 yılında çocuk kitaplarına adanmış bir yayınevi açmaya karar verdi. “Çocuklar ve gerçek insani değerler için gerçek edebiyatı yaymak istedim, çünkü çevremizden ya da büyüttüğümüzden kaynaklanan yüzeysel farklılıklarımızın ötesinde, hepimiz aynıyız.” diyor.
2015 yılında Hollanda'dan mülteci statüsü aldı ve karısı Gülnar Hajo ile iki kızının onun yanına gelebilmesi için uğraşıyor.
25 yaşındaki Batool Lakmoush, Yunan edebiyatından Nikos Kazantzakis'in klasik Zorba eserinin Arapça çevirilerini içeren kitaplarına bakarak “Türkiye'de mülteci olan arkadaşlarım var ve her zaman buradaki sayfalarda olaylar hakkında [Facebook'ta] yorum gönderiyorlar. Sonunda burada bir Arapça yerimiz var” diyor sevinçle. 'Küçük bir Suriye gibi hissediyorum, bana evimi hatırlatıyor'
Batool Lakmoush, mimarlık öğrencisi
Yedi ay önce Hollanda'ya gelen mimarlık öğrencisi Lakmoushi Mahmud Derviş'in şiirlerini arapça aslından okumanın keyfini yaşayanlardan. Lakmoush kitapçıda neler hissettiği sorusuna heyecanlanarak, “Kültürümü, ülkemi özlüyorum. Kafe, Suriye'deki benzer kültür kafelerini hatırlatıyor. Kendimi küçük bir Suriye gibi hissediyorum, bana evimi hatırlatıyor.” diyor.
Kitapçı insanları biraraya getiren bir misyon yüklenmiş. Şam'dan 57 yaşındaki bir ziraat mühendisi olan Adnan el-Mahmud, Rotterdam'da sıkça karşılaştığı halk kütüphanesinde insanlarla tanışmakta zorlandığını söylerken “Benim için bu, Arapça konuşan ve Suriyeli insanlarla iletişim kurmak için önemli bir yer” diyor. İki yıl önce geldiği Hollanda'da dil öğrendiğini ama Suriye'de bıraktığı evinde Halil Gibran gibi yazarların felsefi eserleri ile dolu büyük bir kütüphanesi olduğunu söylüyor. "Hepsini geride bırakmak zorunda kaldım. Şimdi de burada bir kütüphane kurmayı umuyorum” dedi.
Kadri için sanat ve kültür, ülkesinin nihai olarak yeniden inşasında önemli bir rol oynayacak. “Ev inşa etmek için inşaatçılara ihtiyacımız var, çiftçiye ihtiyacımız var, ilaca ihtiyacımız var, yiyeceklere ihtiyacımız var - birçok şeye ihtiyacımız var, ama aynı zamanda sanat ve kültüre de ihtiyacımız var. Kültür olmadan, hiçbir şeyimiz yok. ” diyor.