Hollanda'da 22 Kasım 2023'te yapılan genel seçimlerden 223 gün sonra kurulan aşırı sağ-merkez sağ koalisyon hükümeti, mülteci kriziyle mücadelede ciddi bir sınavdan geçiyor. Koalisyon ortakları arasındaki anlaşmazlıklar, hükümetin geleceğini tehlikeye atıyor.
Geert Wilders, OHAL ilan ederek mülteci kısıtlamalarına gidilmesi yönündeki hükümet planının mahkemelerce engellenmesi durumunda koalisyon ortağı Yeni Sosyal Sözleşme Partisi (NSC) plana desteğini çekerse hükümetin düşebileceği uyarısında bulundu.
Wilders, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Hollanda, katı iltica kısıtlama tedbirleri alınması için feryat ediyor. Ülkemiz, büyük bir iltica başvuru merkezi olma tehlikesiyle karşı karşıya. Acil durum önlemlerini uygulama koalisyon anlaşmasında yer alıyor. Tüm Hollanda, ülkenin bir iltica krizi içinde olduğunu görüyor. Eğer NSC Partisi tekrar korkakça davranırsa bu kabineyi yıkacaktır." ifadelerini kullandı.
Özgürlük Partisi lideri Wilders ile Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi (VVD) lideri Dilan Yeşilgöz-Zegerius'un desteklediği OHAL düzenlemesi, koalisyonun küçük ortağı NSC tarafından şartlı destekleniyor. NSC, Danıştayın olumsuz görüş bildirmesi durumunda desteğini çekebileceğini açıkladı.
Muhalefet partileri ise ülkede OHAL ilan edilmesini gerektirecek bir krizin olmadığını belirterek sorunun OHAL yasaları yerine Meclisten çıkarılacak "acil kanun" ile çözülmesini öneriyor.
- "Wilders'ın hükümet krizi yaratmaya çalıştığına dair tüm örneklere sahibiz”
Denk Partisi Meclis Grup Başkanı ve Milletvekili Stephan van Baarle, AA muhabirine, Wilders'ın tutumunu sert dille eleştirdi.
Van Baarle, kabinede yer almamasına rağmen Wilders'ın politikalarının hükümeti çok ciddi şekilde etkilediğini belirterek "Wilders'ın hükümet krizi yaratmaya çalıştığına dair tüm örneklere sahibiz çünkü yeni seçimler olursa partisinin tekrar kazanacağını umuyor ve başbakan olmak istiyor. Hata Dilan Yeşilgöz ve Pieter Omtzigt'de, onlar Wilders'ı hükümete kabul ettiler, ırkçı ve İslamofobik bir adamı hükümete kabul ettiler ve bunu asla yapmamalıydılar." dedi.
Wilders'ın partisiyle koalisyon yapılmaması gerektiğini söyleyen van Baarle, "Umarım gelecekte bu, onlar için bir ders olur, aşırı ırkçı bir adamı asla hükümete koyamazsınız." diye konuştu.
Van Baarle, hükümetin mülteci politikasının tehlikeli sonuçlarının olabileceğine işaret ederek "Şu anda Hollanda'da mültecilerin ülkeye gelmesini engellemek için acil bir yasa çıkarma planları yaptıklarını görüyoruz. Hepimiz biliyoruz ki hukuken böyle bir şey olamaz. Bu, mümkün değil. Mevcut düzenleme, Danıştay karşısında ayakta kalamayacaktır. Dolayısıyla, eğer onlar da bunu bir acil durum yasasıyla yapmanın mümkün olmadığını görürlerse belki de bir hükümet krizi yaşayacağız." değerlendirmesinde bulundu.
- "Mülteciler, 'günah keçisi' ilan ediliyor"
Stephan van Baarle, hükümete mültecileri "günah keçisi" ilan etme çabasında bulunduğu eleştirisini yönelterek şunları kaydetti:
"Hollanda'daki tüm sorunların dışarıdan gelen insanlardan kaynaklandığını söylemeye çalışıyorlar. Bu, elbette doğru değil. Bu insanlar, topluma katkıda bulunmak istiyorlar. Çalışmaya geliyorlar, yardım etmeye geliyorlar. Sorunlar, Hollanda'ya gelen insanlardan değil Hollanda hükümetinin politikalarından kaynaklanıyor. Hollanda hükümeti yeterince konut yapmadı, eğitim sistemini finanse etmedi, gerçek sorunlar bunlar."
- "Pek çok Batılı hükümet, Filistin'de yaşananların suç ortağıdır"
Denk Partisi Meclis Grup Başkanı van Baarle, Hollanda'nın mülteci politikasının yanı sıra Filistin-İsrail meselesindeki tutumunu da sert dille eleştirdi.
Filistin'de yaşananlar sebebiyle korkunç bir yıl geçtiğini kaydeden van Baarle, "İsrail hükümetinin Filistinlilere karşı işlediği suçları, öldürülen ve yerlerinden edilen binlerce insanı, açlık ve hastalığı görüyoruz ancak diğer yandan, pek çok insanın sesini yükseltmesi ve özgür bir Filistin için konuşması, bana umut ve güç veriyor." ifadelerini kullandı.
Van Baarle, Batılı hükümetlerin İsrail'e silah verdiğine işaret ederek "Bu, gelecekte şu anda Hollanda hükümetinde yer alan kişilerin bile savaş suçlarına iştirakten yargılanabilecekleri anlamına gelebilir." dedi.
Batılı hükümetlerin İsrail'e verdiği siyasi desteği de eleştiren Van Baarle, şöyle devam etti:
"İkiyüzlüler var ve hepsi (İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu'nun kuklaları. Sadece Netanyahu'nun sözlerini söylüyorlar ve İsrail propagandası yapıyorlar. Pek çok Batılı hükümet, Filistin'de yaşananların suç ortağıdır. Hollanda hükümeti, İsrail'in kullandığı F-35 savaş uçaklarına dolaylı olarak parça tedarik ediyor. İsrail'e hala askeri malzeme gönderiyoruz. Hükümetimiz, İsrail'in sözde meşru müdafaa hakkını desteklediğini dile getirse de pratikte siviller zarar görüyor."
Van Baarle, İsrail'in gerçek amacının Filistin topraklarını ele geçirmek olduğuna dikkati çekerek "Netanyahu'yu büyük bir İsrail haritasıyla gördük. Bu, onun hayali. Bu, bir meşru müdafaa değil bir saldırı savaşıdır. Netanyahu'nun gelecekte savaş suçlarından yargılanacağına inanıyorum." görüşünü paylaştı.