BERAT ERKÖK u2013 ROTTERDAM
Yerel seçimlerden önce ve sonra yaşanan olayları değerlendiren Prof. Dr. Ahmed Akgündüz hizmet hareketinin yürüttüğü çalışmaların Türkiye'ye büyük zararlar verdiğini söyledi. Hükümet ve hizmet hareketinin düştüğü ihtilafın başka güçleri sevindirdiğini belirten Prof Dr. Akgündüz, "Kardeşler arasında bazı kavgalar yaşanabilir. 17 Aralık'a kadar bu kardeşler arası ihtilaftı. Ama o tarihten sonra uluslararası bir kavga haline geldi. 5 vakit namazlı, imanlı arkadaşlar Hollanda'da, Avrupa'da ve dünyada Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve hükümetini, düşmanlarımıza, yabancı devlet misyonlarına, gazetelerine satmaya başladılar. Bu hiçbir Müslüman kabul edemez. Yazılan bazı yazıları gördüğümde içim parçalanıyor. Ancak Ermeni bir yazarın yazacağı cümleler bu kişilerin kaleminden çıkıyor. Hatta çoğu Ermeni ve PKK'lı bile bunların yaptığını yapmadı." dedi.
CHP için kapı kapı dolaştılar
Fethullah Gülen'in ifrat ve tefrite başlayınca ölçünün kaçtığını kaydedeb Akgündüz, "Bunlar dehşet verici olaylar. Hocaefendi ifrat ve tefrite başlayınca ölçü kaçtı. Koskoca hizmet hareketi CHP'ye rey toplamak için kapı kapı, sokak sokak dolaştı. Bu durum İslam alemi adına ve Türk milleti adına rezalettir. 30 Mart seçimleri hakkı batıldan ayırdı. Çıkan sonuçlar Türkiye'yi batmaktan kurtardı. Eğer seçimlerde mevcut durumun aksi bir sonuç çıksaydı ülkemiz batardı. Türkiye'nin geleceği çok parlak. Geçtiğimiz haftalarda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile de bir buçuk saat oturup bazı meseleleri müzakere ettik. Ben Türkiye'nin geleceğinin çok parlak olduğunu kendisine de söyledim. O da bu konuda çok ümitli. 2083'e kadar Türkiye'nin önü açıktır.
"Tayyip ile Feto birbirini yesin"
Türkiye'nin büyümesini durdurmak isteyenlerin kavgaya destek verdiğini dile getiren Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, kavganın üçüncü kişileri sevindirdiğini ve kaybedenin Türkiye olduğunu vurguladı. Akgündüz: "Dershaneler meselesi ne 17 Aralık tarihinden sonra Gülen Hocaefendi'nin yaptığı konuşmaları aşırı, hatalı ve hissi buluyorum. Giriştikleri bu iş memlekete iktisaden ve manen büyük zararlar verdi. İki ehl-i imanın böyle bir mücadeleye girmesini hiç hoş karşılamıyorum. Bu noktada şu anıyı paylaşmak istiyorum: İstanbul'dan Amsterdam'a gelirken arka koltukta oturan iki kişi tam sekiz kez içki istedi. Ortalık kokuşana kadar alkol aldılar. Adamın biri dokuzuncu içkiyi istedi. Diğer "yeter çok içtik" diye geri çevirdi. İçkiyi isteyen ise "Bugünler bizim bayramımız, Tayyip ile Feto birbirini yesin biz ise bunu kutlayalım" diyerek içmeye devam etti. Zannediyorum ki bu cümle yaşanan ihtilafın kimlere yaradığını gözler önüne seriyor" diye konuştu.
Diyalog değil tahrif
Gülen hareketinin önayak olduğu "Dinler arası diyalog" konusundaki düşüncelerini de aktaran Prof. Dr. Ahmet Akgündüz: "Ben Risale-i Nur'ları okumamış olmasaydım çoğu başarıya ulaşamazdım. Bizim sembol bir ifademiz var: İslam'dan taviz verilerek İslam'a hizmet edilmez. Bunu Hollanda'ya da söyledik, Türkiye'ye de söyledik. Bunun yanı sıra Bediüzzaman'ın "Avrupa ikidir" anlayışını da ihmal etmedik. Birisi İslamiyet'ten ve diğer mukaddes dinlerden aldığı ilhamla ilimlerin ve fenlerin ilham kaynağı olan müspet Avrupa. Diğeri ise ahlaksızlıkların, namussuzlukların, uyuşturucunun kaynağı olan perişan Avrupa. Biz ikinci Avrupa'ya karşıyız" dedi.
İslam memlekete göre değişmez
Ilımlı İslam, Radikal İslam, Avrupa İslam'ı gibi tabirlerin saçma sapan ifadeler olduğuna da dikkat çeken Akgündüz, "İslam birdir ve memleketten memlekete değişmez. Dinler arası diyalog noktasında ise ortak noktalar aynı masada konuşulabilir, dinsizliğe ve ahlaksızlığa karşı mücadeleyi diğer dinlerle müzakere etmeyi Kur'an da tavsiye ediyor. Ama bu İslam'dan taviz verilerek yapılırsa adına dinler arası diyalog denmez İslamiyet'in tahrifi denir. Bir kısım insanlar "La İlahe İllallah" demek kafidir, ""Muhammeden Resulullah" demeye gerek yoktur" gibi açıklamalar yaptı. Bunlar saçma sapan şeylerdir ve bir Müslüman tarafından kabul edilemez. Maalesef ifrat ve tefrit burada da karşımıza çıkıyor. Benim ölçüm gayet açık. Kur'an ve sünnetin hoş gördüğünü ben de hoş görürüm. Bunun dışındakiler hoş görü değil tahriftir. İslam'dan taviz vererek diyalog ve hoşgörü olmaz. "La İlahe İllallah"ı tek başına kabul edelim "Muhammeden Resulullah"ı unutalım gibi bir anlayış kabul edilemez. Ben bunlara şiddetle karşıyım" diye konuştu.
Karışıklıktan rahatsızız
Nurculuk ile Gülen hareketinin bazı kesimler tarafından karıştırıldığını belirten Prof. Dr. Ahmed Akgündüz bu karışıklıktan rahatsız olduğunu belirtti. Akgündüz: "Türkiye'deki bazı ağabeylerimiz ısrarla "Biz Hizmet hareketi ile aynı değiliz, Onlar da Risale-i Nur okuyabilir ancak iki hareketi birbirine karıştırmayın." çağrılarında da bulundular. Ama ısrarla ve kasıtla bu karışıklığı çıkartanlar var. Ben bunun karşısındayım ve bu durumdan rahatsızım. Risale-i Nur hareketi üzerinden çıkar sağlamaya yönelik faaliyetler yürütülmemelidir" dedi.
MUHAMMED'SİZ (sav) İSLAM OLMAZ
Akgündüz, "Kur'an ve sünnetin hoş gördüğünü ben de hoş görürüm. Bunun dışındakiler hoş görü değil tahriftir. İslam'dan taviz vererek diyalog ve hoşgörü olmaz. "La İlahe İllallah"ı tek başına kabul edelim "Muhammeden Resulullah"ı unutalım gibi bir anlayış kabul edilemez. Ben bunlara şiddetle karşıyım" dedi.