Hitler’li, Stalin’li dönemde yazılan ‘andımız’ çocuklara dayatılamaz! Gericiliğe hayır

Danıştay’ın, kendini hükümetin yerine koyarak aldığı ‘Andımız’ kararı, her kesimden tepki çekti. Karar, Türkçe Ezan’ı ve Andımız’ı yazan Reşit Galip’in ruhunun hortlatılması olarak yorumlandı.

DIŞLAYICI BİR METİN

Dünyanın faşizme teslim olduğu 1930’lu yıllarda Türkçe Ezan’ı yazan Dr. Reşit Galip tarafından çocuklara okutturulması mecbur kılınan, dışlayıcı ‘Andımız’ metni tekrar gündemde. Hukukçular ve eğitimciler, Danıştay 8. Dairesi’nin 2013’te kaldırılan Andımız’ın tekrar okutulması ile ilgili kararının, pedagojik ve hukuki dayanağı olmadığını dile getirdi.

FAYDASINI GÖRMEDİK

AK Parti Milletvekili Halil Etyemez, “Çocuklarımıza yıllarca her sabah aynı sözleri tekrar ettirmenin hiçbir faydasını görmedik” dedi. Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, Türkiye’nin, hukuk oligarşisine ve ideolojik dayatmada bulunan insanların testine ihtiyacı olmadığını belirterek “Hukuku siyasallaştırmak kimsenin görevi değildir” şeklinde konuştu.

DANIŞTAY YETKİSİNİ AŞTI

Hukuk ve Değişim Derneği’nden Kemalettin Yılmaztekin, Anayasaya göre Danıştay’ın, yerindelik denetimi yapamayacağını, dolayısıyla yetkisini aştığını kaydederek “Toplum, ‘Andımız’ın gerekliliğine inanmıyor” dedi. Eğitim Uzmanı Bekir Gür ise “Okutulmasını savunanlar dahi çocuklara bu dayatmanın katkısı olacağını söyleyemez” ifadelerini kullandı.

EZGİ ÇELİKANKARA

ÖĞRENCİ ANDI ÇOCUKLARA DAYATMADIR

Danıştay 8. Dairesi’nin Öğrenci Andı’nın tekrar okutulması ile ilgili aldığı karar tepki topladı. Hukukçular, siyasiler ve eğitimciler, kararın pedagojik veya hukuki hiçbir dayanağı olmadığını, eski Türkiye’ye dönüşe izin vermeyeceklerini dile getirdi.

Eğitim tarihimizde sıklıkla tartışılan ve 2013 yılında kaldırılan ‘Öğrenci Andı’ yeniden gündeme geldi. Danıştay 8. Dairesi’nin ilköğretim okullarında Öğrenci Andı’nın yeniden okutulmasını istediği karar sonrası konu tekrar tartışmaya açıldı. Hukukçular, kararı “Danıştay yerindelik denetimi yapamaz. Yetkisini aşmıştır” sözleriyle eleştirirken, Eğitimciler ise dayatmacı bir yaklaşımın öğrencilere hiçbir katkısı olmayacağını vurguladı.

DAYATMACI BİR YAKLAŞIM

AK Parti Konya Milletvekili Halil Etyemez, eğitim açısından çocuklara yıllarca her sabah aynı sözleri tekrar ettirmenin hiçbir faydasını göremediklerini dile getirdi. Etyemez, “Milli duygular, ülkemizin değer ve menfaatleri eğitim sistemi içerisindeki faaliyetler ve mesajlarla verilebilir. Bir eğitimci olarak çocuklarımıza andımız ile yapılacak dayatmacı yaklaşımın hiçbir katkısı olmayacağını düşünüyorum” dedi.

TEKRAR TRAVMA YAŞATMA HAKLARI YOK

Danıştay’ın kararını eğitimci gözüyle değerlendiren Eğitim Bir Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi ise Türkiye’nin hukuk oligarşisine ve ideolojik dayatmada bulunan insanların testine ihtiyacı olmadığını kaydetti. “Türk'ün doğruluğunu, çalışkanlığını ifade etmek için çocukları sabahleyin içtima etmek gerekmez” diyen Selvi, şunları kaydetti: “Çocuklarımız öğretmenlerinden en iyi şekilde doğruluğu, çalışkanlığı öğrenirler. Danıştay’ın vermiş olduğu karar zorlama bir karardır ve ayrıca soru işaretleri taşımaktadır. Hukuku siyasallaştırmak kimsenin görevi değildir. Hukukçular siyasetçileri besleyerek bu ülkeye travma yaşatma hakkına sahip değildir.”

DANIŞTAY YETKİSİNİ AŞTI

Hukuk ve Değişim Derneği Kurucusu Avukat Kemalettin Yılmaztekin ise Danıştay’ın yerindelik denetimi yapamayacağını aktardı. Danıştay’ın yetkisini aştığını belirten Yılmaztekin, “Danıştay’ın durduk yere gündemi değiştirircesine böyle bir karar alması hukuki değildir. Toplumun genelinde kaldırılmasına yönelik bir kanaat varken ve gerekliliğine inanmayan insan çok sayıdayken çocuklara zorla ideoloji dayatmanın hukuki bir dayanağı yoktur” ifadelerini kullandı.

PEDAGOJİK DAYANAĞI YOK

Eğitim Uzmanı Bekir Gür de Danıştay’ın verdiği kararın pedagojik veya hukuki hiçbir dayanağı olmadığını vurguladı. Danıştay’ın kendisini yürütmenin yerine koyarak verdiği karar ile hukukçuların tepkisini topladığını kaydeden Gür, daha öncede katsayı, başörtüsü kararlarının aynı şekilde eleştirildiği hatırlattı. Gür, “Pedagojik olarak bunu savunan çok az bir kesim var. Andımızın tekrar uygulamaya konulması dahi ciddi tepkilere yol açacaktır. Tekrar okutulmasını savunanlar dahi çocuklara bu dayatmanın bir katkısı olacağını söyleyemez” şeklinde konuştu.