FERHAT AÇIL
Çözüm sürecindeki kritik adımlardan biri olan demokratikleşme paketi hayata geçiriliyor. Toplumun her kesimini kuşatan düzenlemelerin yer aldığı pakette bugün son şekli veriliyor. Başbakan Erdoğan, demokratikleşme paketi üzerindeki çalışmaları bugün tamamlayacaklarını belirterek, haftaya geniş katılımlı bir toplantıyla paketi açıklayacağını söyledi.
Haklının güçlü olduğu Türkiye
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan CNR Expo Center'da İstanbul Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜMSİAD) KOBİ Şurası Açılışında konuştu. Türkiye'nin güçlünün haklı olduğu değil haklının güçlü olduğu bir ülke haline geldiğini ifade eden Erdoğan, "Küçük azınlığın Türkiye'de kaos oluşturma girişimleri asla başarılı olamayacak. Bu ülkenin sahibi artık millettir" dedi. Erdoğan, "Önceki gün saatlerce yeni demokratikleşme paketini arkadaşlarımızla müzakere ettik. İnşallah yarın akşam son maddeleri görüşüp bitireceğiz. Ondan sonra zannediyorum öbür hafta büyük ihtimalle geniş basın toplantısıyla demokratikleşme paketimizi açıklayacağım" diye konuştu.
Sorunları diyalogla çözeceğiz
Başbakan Erdoğan, "İnşallah bugünün sorunlarını da gelecekte yine istişareyle, diyalogla çözüme kavuşturacağız. 76 milyonun bir ve beraber yaşayabileceği, birbirinin hukukuna saygı duyacağı, birbirinin özgürlüklerine, birbirinin yaşam tarzlarına hürmet göstereceği bir Türkiye istiyor ve bunu inşa ediyoruz" dedi. CNR Expo Center'da İstanbul Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜMSİAD) KOBİ Şurası Açılışı'nda konuşan Başbakan Erdoğan'ın mesajlarından satır başları:
12 Eylül'ün yıl dönümü
"Bugün Türkiye'nin yakın tarihinde yaşanmış son derece meşum ve karanlık olayın, 12 Eylül askeri darbesinin 33. yıldönümünü yaşıyoruz. Türkiye bu darbe nedeniyle gerçekten çok ağır bedeller ödedi. Sadece 12 Eylül darbesinin olduğu gün ve sonrasında değil, öncesinde yani hazırlık döneminde de Türkiye gençlerini, kazanımlarını, birikimlerini, enerjisini maalesef heba etti. Türkiye asıl büyük bedeli 12 Eylül müdahalesinden çok daha önce 27 Mayıs 1960 müdahalesinde ödemiştir. 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat esasen 28 Mayıs'ın tahkim edilmesi, yeniden yaşatılması girişimleridir. 27 Mayıs müdahalesinin karanlık gölgesi bugüne kadar Türkiye'nin üzerinden gitmemiştir. 27 Mayıs'ın sapladığı hançerle açılan yaralar bugüne kadar iyileşmemiştir. 27 Mayıs demokrasinin, yargının, meclisin, medyanın, üniversitelerin, sivil toplum örgütlerinin üzerine karabasan gibi çökmüş, bu karabasan aradan geçen 53 yıla rağmen dağılmamıştır.
Bugün atılan başlıklarla aynı
Geçenlerde o günün arşiv araştırmasını yaptım. Bazı yazılı medya gruplarının gazete başlıklarına baktım. Attıkları manşetlere baktım, köşe yazılarını okudum. Sanki bugün o başlıkları atanlar, o arşivleri açmışlar, o günkü başlıkları almışlar ve bugün aynı başlıkları atmışlar. 12 Eylül'ün hazırlık ve pişirilme dönemine bakın, bugünlerde yaşananların yaşandığını, aynı manşetlerin atıldığını, aynı açıklamaların yapıldığını yine göreceksiniz. Çünkü onu büyük oranda hepiniz yaşadınız.
Geziciler çok iyi öğrensin
27 Mayıs'ın izleri tamamen silinmediği için 12 Mart, 12 Eylül, 27 Nisan'ın yaşandı. 27 Mayıs zihniyeti değişmediği için, dönüşmediği için, 27 Mayıs ahlakı bazı ruhlara sirayet ettiği için bugün bile bazı zihinlere, ruhlara, demokrasi nüfuz edemiyor. Bizim geleceğimiz, demokrasimiz, birliğimiz ve kardeşliğimiz adına işte bu 27 Mayıs'ı, 12 Eylül'ü, 28 Şubat'ı gençlerimize çok etraflı şekilde anlatmamız gerekiyor. Bugün sokaklarda ellerinde molotofkokteylleriyle dolaşanların önce bunu çok iyi öğrenmeleri gerekir. O dönemlerde özgürlüklerimizin ellerimizden alındığını onlara çok iyi anlatmamız gerekir ve ülkemizin çökme noktasına nasıl geldiğini çok iyi anlatmamız gerekir.
Menderes'e de söylendi
Bugün bize "sandık her şey değildir" diyenler, geçmişte de aynı sözler merhum Menderes'e de söylendi. Açtım, baktım, okudum. Bugün şimdi densizler çıkıp da 'sizi biz bile kurtaramayız' diyorlarsa, aynı şeyin merhum Menderes'e de söylendiğini göreceksiniz. Kefenini alıp yola çıkanlar için kurtaracak insana ihtiyaç yoktur. Biz kurtarıcı aramıyoruz. Bize bu ithamı yapanlar kendilerini kurtaracak olanı arayıp bulsunlar. Bugün nasıl yalanlar dolaşıma sokuluyorsa, o günlerde de aynı yalanların, gençlerin kıyma makinelerinde öğütüldüğü yalanlarının dolaşıma sokulduğunu göreceksiniz. Bugün nasıl bir el gençleri sokağa itmek istiyorsa, üniversiteleri karıştırmak istiyorsa, o gün de aynı elin gençlere kıydığını göreceksiniz.
Uyuyan dev uyandı
Türkiye uyuyan bir devdi. Uyuyan dev artık uyanmıştır. 11 yıl boyunca her alanda gerçekleştirdiğimiz köklü reformlarla hem demokrasimiz, hem de ekonomimiz her türlü sarsıntıya, her türlü badireye, her türlü engele ve engellemeye göğüs gerecek, bunlarla baş edecek güce ulaşmıştır. Bizim demokrasimiz artık kırılgan bir demokrasi değildir. Bizim ekonomimiz artık kırılgan bir ekonomi değildir. Ufak çaplı gelgitler, sarsıntılar olabilirler. Ama demokrasimiz sürekli ileriye, sürekli doğru yol alarak gelişmeye, ekonomimiz istikrarla büyümeye devam edecektir."