Hedefimiz; çok kazanmak değil, ekonomiye katkı sunmak

1970’li yılların başında Alibeyköy’de kurulan Arslan Alüminyum 1983’te Bilecik’e taşındı. Arslan Alüminyum yöneticisi Pelin Arslan Hedeflerinin çok kazanmak değil, kazandıklarını yine yatırıma çevirerek daha fazla insana istihdam sağlamak olduğunu söyledi. Bilecik’te ilk fabrikanın 40 bin metrekare alan üzerine kurulduğunu anlatan Pelin Arslan, şunları söyledi; “Bugün fabrikamız 350 bin metrekarelik alana yükseldi. 80’li yıllarda iki tane pres makinemiz varken bugün bu sayı 9 pres makinesine çıktı. Biz yüzde 100’ü geri dönüştürülebilir bir metal olan alüminyumun geri dönüşümü için 2007’de yatırım yapmaya başladık. Sürdürülebilirlik ve daha temiz bir çevre için geri dönüşümü şirket felsefemiz olarak benimsedik.

Arslan Alüminyum olarak şu an mavi ve beyaz yakalı olmak üzere toplamda 780 personelimiz var. Personelimiz arasında 10-20-30 hatta emekli olduktan sonra da hala bizimle çalışmaya devam eden arkadaşlarımız var. Biz çalışanımıza değer veren bir firmayız. Onların her birini ailenin bir parçası olarak görüyoruz. Özellikle yurt dışı ve şehir dışından gelen personelimiz için 150 adet lojmanımız var. Bu arkadaşlarımız lojmanlarda kalıyor. Sadece barınma olarak bakmıyoruz personelimizin çocuklarına yönelik de çok sayıda proje hayata geçiriyoruz.

Biz personelimize değer veriyoruz dedim, örneğin bizde yeni işe giren vasıfsız bir eleman bile asgari ücret almaz. Bugüne kadar hep tüm personelimizin maaşlarını asgari ücretin üzerinde tuttuk. En alttan en tepeye herkese aynı oranda zam yaparak adaleti sağlamaya çalıştık. Çalışanlarımıza yan hakların tamamını ödüyoruz, mesailerini düzenli olarak alıyorlar, bir başka uygulamamız biz çalışanlarımıza yılda 13 maaş veriyoruz.

Ülkemizde uygulanan yüksek faiz bazı mavi yakalıları çalışmamaya itiyor. Ellerindeki parayı faize yatırıp oradan gelir elde etme düşüncesinde olanlar var. Mavi yakalı personelin bir kısmı yan fabrikalarda ücretlerin daha fazla olması durumunda bulundukları yeri bırakıp o fabrikaya gidebiliyor bu durumun orta vadede sorun yaratacağı düşünülse de ben İstanbul’da hayat pahalılığının bu denli artması sonucu megakentin göç vereceğini düşünüyorum. İstanbul’da iki kişi çalışsanız bile geçinmek zor hale geldi. Bu nedenle Bilecik İstanbul’a yakınlığı nedeniyle en fazla göç alan illerden biri olacaktır.

Babam yaklaşık 60 yıl öne sektöre adım atıp Arslan Alüminyum'u kurduğundan beridir biz hep işimizde büyüme yolunu seçtik. Babamın yurt dışında en küçük bir yatırımı, evi ya da arabası yok. Bugün ikinci kuşak olarak bizler işin başındayız aynı düşünceyi, aynı ideali sürdürüyoruz. Sektörden kazandığımızı yine sektöre yatırıyoruz. Amacımız fabrikamızı daha da büyütmek, daha fazla istihdam ve daha fazla ülke ekonomisine katkı sağlamak. Bilecik ekonomisinin canlanmasında da daha fazla rol almak istiyoruz. Dolar kurunun sabit tutulmaya çalışmasından dolayı ihracat düştü bu da işlerimizin biraz durağanlaşmasına neden oldu ancak dediğim gibi biz aile olarak hiçbir zaman çok para kazanalım derdinde olmadık. Babamdan devraldığımız bayrağı tutkuyla bir sonraki jenerasyona devretmek için çalışıyoruz.”