Muş Belediye Meydanı'nda partililerle birlikte basın açıklaması yapan Çelik, 15 gündür Türkiye'de barışa dair umutların azaldığını ifade etti. Çelik, Karakollar, kaleden karakollar, askeri operasyonlar, insansız hava araçları, savaş uçaklarıyla Kürdistan ve Kürdistan dağları her gün ama her gün yeni operasyonlara malzeme ediliyorken, biz inadına barış diyerek, inadına özgürlük diyerek, inadına kardeşlik diyerek hep ateşkesten yana çözümden yana olduk. Ancak her zaman ve her yerde olduğu gibi, başbakan, meşru ve haklı taleplerimizi görmezden gelen, acılarımızla dalga geçercesine, ölümlerimizi hiçe sayarak irademizi teslim almaya çalışan anlayışı ardına bırakmadan devam ediyor. Başbakan ki, siyasetin başı olmasından hareketle tam da ateşkes kararı verilmiş olan bir süreçte, çözüm iradesi geliştirmeliydi. Kendisinden beklenen bir an evvel Terörle Mücadele Kanununu kaldırması, Siyasi Partiler Yasası'nı kaldırması, toplumun sivil demokratik örgütlüğünü sağlaması, Avrupa Konseyi Bölgesel Yerel Yönetimler özerklik şartını kabul etmesi, demokratik siyaseti ve onun siyasal faaliyetlerini bir hak olarak anayasal ve yasal güvenceye tabi tutması gerekiyordu" dedi.
"Biz özgürlüğe susamışız, özgürlüğümüzü alacağız" diyen Çelik şunları kaydetti:
"Eğer ki 1 Temmuz'a kadar toplumun sivil demokratik örgütlüğünü yasal güvenceye kavuşturmazsanız, 1 Temmuz'a kadar Terörle Mücadele Kanunu'nu kaldırmazsanız, 1 Temmuz'a kadar Avrupa Konseyi Bölgesel Yerel Yönetimler özerklik şartını kabul etmezseniz savaş kapınızı çalıyor. Geriye dönülmez noktaya hep beraber koşar adımlarla gidiyoruz. Bir an evvel keyfiyetten kurtulun. Halkın çığlığına, sesine kulak verin ki, henüz yol yakınken yeni acılar yaşanmasın. Biz özgürlüğe kavuşuncaya, barışı halkımıza kazandırıncaya kadar mücadele azmi ve kararlılığında olduğumuzu ifade ediyoruz."
Yapılan basın açıklamasının ardından Demir Çelik ve beraberindekiler, Diyarbakır'ın Lice ilçesine hareket etti.