Kent merkezine 25 kilometre uzaklıkta, kuzeyinde Mastar ve Çelembik dağları, güneyinde Hazarbaba ve batısında Kuşakçı dağları ile çevrili Hazar Gölü'nün, 82 kilometrekare yüzey alanı ile 56 kilometrelik kıyı şeridi bulunuyor.
Elazığ-Diyarbakır kara yoluna paralel uzanan göl, etrafını çevreleyen dağları ve kıyı şeridindeki yeşili ile oluşturduğu eşsiz doğası, plajları, kamp alanları, restoranları, su etkinlikleri, olta balıkçılığı ve tekne turları gibi sosyal aktivite imkanları ile her mevsim ziyaretçilerden ilgi görüyor.
Yılın dört mevsimi farklı güzelliklere sahne olan Hazar Gölü, sonbaharda da gün içerisinde güneş ışınlarının geliş açısına göre mavi ve yeşilin farklı tonlarına bürünen yüzeyinin oluşturduğu görsel şölenle fotoğrafçılar ve doğaseverler için seyrine doyum olmayan manzaralar sunuyor.
Doğal güzellikleri ve tatil imkanlarıyla sürekli ziyaretçi ağırlayan Hazar Gölü, dünyayı ve Türkiye'yi etkisi altına alan koronavirüse karşı alınan tedbirler kapsamında özellikle hafta sonları sessizliğe bürünüyor.
Van Gölü'nden sonra Türkiye'nin en derin 2. gölü konumundaki Hazar Gölü, su seviyesinin 1830'lu yıllardan itibaren yükselmesi sonucu tamamen suyun altında kalan ancak gölün güneybatısında "Kilise Adası" olarak bilinen noktada yüzeyden tepe noktaları görülebilen, arkeolojik ve doğal sit alanı olarak tescilli "Batık Şehir" kalıntılarıyla da dikkati çekiyor.
Sivrice Belediye Başkanı Turgay Gündoğan, AA muhabirine, Doğu Anadolu Bölgesi'nin Van Gölü'nden sonraki en büyük gölü konumundaki Hazar Gölü'nün eşsiz doğası ve turizm alanında yapılan yatırımlarla bölge halkı için vazgeçilmez bir tatil ve gezi destinasyonu olduğunu belirtti.
Gölün doğal güzelliklerinin yanı sıra sosyal aktivite imkanlarıyla yılın her mevsimi ziyaretçisiz kalmadığını ifade eden Gündoğan, sonbaharda Hazar Gölü'nün çevresinde renk cümbüşü yaşandığını söyledi.
Gündoğan, şöyle konuştu:
"Ülkemizin nadide göllerinden biri olan Hazar Gölü yılın her mevsimi farklı bir güzelliğe bürünen doğasıyla vatandaşlar tarafından yılın on iki ayı ziyaretçisiz kalmıyor. Yaz aylarında insanların daha çok serinlemek, eğlenmek ve kamp yapmak için tercih ettiği göl, sonbaharda ise yaşanan renk cümbüşü ile insana huzur veren doğasında yürüyüş yapıp, oksijen depolamak için tercih ediliyor. Kış aylarında ise insanlar hemen güneyinde yer alan Hazarbaba Dağı'nda eşsiz göl manzarasına karşı kayak yapmanın keyfini yaşıyor. İlkbaharla birlikte ise yeniden canlanan doğa, gölün etrafını çevreleyen dağların yeşili ve gölün mavisi insanlara izlemesi keyif veren muhteşem bir manzara sunuyor."
Gündoğan, tüm dünyada olduğu Türkiye'yi de etkileyen yeni tip koronavirüs salgınına karşı hafta sonları uygulanan kısıtlamalardan dolayı Hazar Gölü'nün bugüne kadar hiç görülmemiş bir sessizlik yaşadığını dile getirdi.
Koronavirüs salgının bir an önce son bulması temennisinde bulunan Gündoğan, "Hazar Gölü, Elazığ-Diyarbakır kara yolu üzerinde bulunduğu için ulaşım bakımından da çok rahat. Bu nedenle gölün çevresinde her zaman için bir insan yoğunluğu görmek mümkün ancak pandemi nedeniyle bu aralar bir sessizlik hakim. İnşallah bu zor günleri bir an önce geride bırakıp, geçmişte olduğu gibi yeniden gölün çevresindeki o cıvıl cıvıl insan yoğunluğunu göreceğiz." diye konuştu.