'Hayır'cılar bölücülerle hareket ediyor

yeni anayasaya 'Hayır' diyenlere seslenen Başbakan Yıldırım, "Memleketi bölmek isteyenlerle aynı kampta buluştunuz. Onlar da 'Hayır' diyor siz de. Bölücülerle birlikte anılmak ağrınıza gidiyorsa,o zaman onlarla birlikte hareket etmeyeceksiniz bu kadar basit" dedi.

BAYRAM ZİLAN

Gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle bir araya gelerek gündemi değerlendiren Başbakan Binali Yıldırım, darbecilerin iadesinden Kardak krizine, terörle mücadeleden referandum takvimine önemli açıklamalarda bulundu. Referandum sürecinin sağlıklı bir şekilde ilerlediğini aktaran Başbakan Yıldırım, "Biz hiçbir zaman vatandaşa giderken endişe yaşamadık, uzun dönemdir de yaşamıyoruz. Her ne kadar 'hayır'cılar korku tünelini gösteriyorsa da aydınlık her zaman halkın önüne gitmekte. Bugüne kadar hep aydınlığı, geleceği inşa eden vatandaş oldu. O yüzden biz çok rahatız. Çünkü yaptığımız iş ülkenin geleceği için milletin selameti için yapılmış bir iştir ve milletin vekilleri Meclis'te bu işi yaparken her türlü şeyi söylediler. Konuşulmayan bir şey kalmadı. Şimdi benim üzüldüğüm şey bütün bunlar ortadayken sanki biz bir dayatma yapıyormuşuz... Ne dayatması kardeşim. Meclis'i, komisyonları saymıyor musun? MHP ile oturduk bunu haftalarca çalıştık, getirdik. Hatta o süreçte ben sayın anamuhalefet partisi genel başkanına dedim ki 'tamam siz bu sisteme karşısınız, kendi sisteminizi de getirin beraber oylayalım. 367'yi de geçse bile götürelim.' Ses çıkarmadı. Yani bütün bu işler ortadayken kalkıp şimdi bu değişiklik hakkında hiç ipe sapa gelmeyen, gerçeklerle bağdaşmayan şeyler söylüyor.

SÖYLEDİKLERİNE KENDİLERİ DE İNANMIYOR

Aslında söylediklerine kendisinin de inandığını zannetmiyorum. Ama herhalde böyle bir duruş sergilemesi gerekiyor, anladığım kadarıyla. Aksi halde yapılan değişikliğin mevcudun gerisinde kaldığı gibi iddialarda bulunuyor. Öyle bir şey yok işte. Bir maddesini açıkladım, diğerlerini de günü geldiğinde açıklayacağız. Bu değişiklik, milletin doğrudan güvenoyu verdiği ve hükümeti sandıkta kurduğu bir değişikliktir. Diyor ki; 'ayak oyunları olmasın. Ankara oyunlarından uzak, ben ne dediysem o olsun' diyor millet. Nasıl cumhurbaşkanı seçiminde elli türlü katakulliler yapıldı. Türkiye'nin en büyük partisine cumhurbaşkanı seçtirilmedi. Asıl bu değişikliğin sorumlusu, müsebbibi CHP'dir. O gün orada bütün demokratik teamülleri, bütün hukuku gözardı ederek... Neymiş AK Parti cumhurbaşkanı seçmesin. Böyle saçma bir şey olur mu? Sen millet iradesinden üstün müsün!...

İŞİN SONUCUNA KATLANACAKSINIZ!

Bugün yaptığmız şey çok basit; 2007 değişikliğinin eksik kalan kısımlarının tamamlanmasıdır. Olay bundan ibarettir. Yani kıyamet koparmaya lüzum yok. 'Üniter devlet gidiyor, memleket elden gidiyor...' Kardeşim memleket elden nasıl gidiyor? Memleketi elden götürmek isteyenlerle, bölmek isteyenlerle aynı kampta buluştunuz. Bu ne yaman çelişkidir, böyle bir şey olur mu? Onlar da 'Hayır' diyor siz de 'Hayır' diyorsunuz. Ne kaldı, aranızda ne fark var. HDP ile anılmaktan sinirleniyorlar. Peki sizi nasıl anacak millet? MHP ile de bizi aynı anıyorlar. Çünkü biz 'Evet' diyoruz. Yaptığınız işin sonucuna katlanacaksınız. Bölücülerle birlikte anılmak ağrınıza gidiyorsa, dokunuyorsa o zaman onlarla birlikte hareket etmeyeceksiniz bu kadar basit.

BAŞKENTİMİZ ANKARA, BAYRAĞIMIZ AY YILDIZDIR

Üniter yapı var, tam bir safsata. 'Üniter yapı değişiyor, şu oluyor, bu oluyor...' Söylemediğimiz kalmadı, yok böyle bir şey. Aslında üniter yapı ile ilgili ilk dört madde ile ilgili dönün bakın Kılıçdaroğlu'nun kendi beyanları var. Değişebilir falan diye... Bizim böyle bir önerimiz yok. Böyle bir ihtiyacımız da yok. Türkiye ülkesiyle, milletiyle bölünmez bir bütündür. Demokratik, laik, sosyal hukuk devletidir. Başkenti Ankara'dır. Bayrağı ay yıldızlı al bayraktır. Bu kadar net. Sonra bu rejim değişikliği gibi abuk sabuk tartışmalar. Artık insanlar gına getirdi bunlara. Böyle bir şey yok kardeşim. Rejim değişti. Osmanlı gitti, padişahlık, cumhuriyet geldi 1923. Cumhuriyeti kurduk, kararımızı verdik. Şimdi yaptığımız, cumhuriyetin bize sağladığı imkanlarla daha iyisini yapmak. Ülkede istikrarı kalıcı hale getirmek. Milletin yönetim üzerindeki katılımını, kararını daha da pekiştirmek yaygınlaştırmak. Yaptığımız iş bundan ibarettir.

ABD TERÖRİSTLERLELE İŞ TUTMAMALI!

Amerika'nın, PKK'nın isim değiştirmiş uzantıları ile olan ilişkilerine değinen Başbakan Yıldırım, "ABD'nin bunlarla iş tutmaktan vazgeçmesi lazım. Çünkü bunlar terör örgütü. Terör örgütünü ortak alarak veya onlarla birlikte hareket ederek bir başka terör örgütünü yok etmek Amerika gibi büyük devlete, ciddi devlete, terörle küresel mücadeye çok önem veren bir devlete yakışmaz. Üstelik NATO'da başka platformda da stratejik ortaklığımız olan Amerika-Türkiye ilişkilerine de büyük zarar verir. Bir terör örgütünü yanına alıyorsun, başka terör örgütünü alt etmeye çalışıyorsun, ondan sonra onu ne yapacaksın? Onu da alt etmek için başka birini mi bulacaksın? Bunun sürdürülebilir bir tarafı yok" ifadelerini kullandı.

OLUMLU ADIMLAR BEKLİYORUZ

ABD'deki yeni yönetim daha işin başında. Biz ön yargılı bir düşünce içerisinde değiliz. Ama üç tane beklentimiz var. Bir; 15 Temmuz alçak darbe girişiminin başı, sorumlusu, terörist başını iade etmeleri. Bu konuda karşılıklı ahitlere sadakat göstermeleri, bunu bekliyoruz. İkincisi bu konuda gereken dosyalar, bilgiler, belgeler her şey verildi, her söz söylendi. Bundan sonraki adımları yeni yönetimin atması lazımdır. Çünkü bu mesele ortada olduğu müddetçe Türkiye Cumhuriyeti kamuoyunda vatandaşların Amerika yönetimi hakkındaki algısını düzeltmemiz mümkün değil. Ayrıca Ortadoğu'da özellikle Suriye'de DEAŞ'ın yok edilmesi ve diğer terör örgütleri ile mücadele konusunda geçmiş yönetimin yanlışlarının düzeltilmesi de önemlidir.

Geçmiş yönetimin yanlışlarından bahsettiniz. Nedir bu yanlışlar?

PKK'nın isim değiştirmiş, devamı niteliğindeki PYD/YPG ve şimdi de SGD mi nedir? Onlar hepsi aynı. ('Zırhlı araç da verdiler' denilmesi üzerine) Bunlarla iş tutmaktan Amerika yöneticilerinin vazgeçmesi lazım. Çünkü bunlar terör örgütü. Terör örgütünü ortak alarak veya onlarla birlikte hareket ederek bir başka terör örgütünü yok etmek Amerika gibi büyük devlete, ciddi devlete, terörle küresel mücadeye çok önem veren bir devlete yakışmaz. Üstelik NATO'da başka platformda da stratejik ortaklığımız olan Amerika-Türkiye ilişkilerine de büyük zarar verir. Bir terör örgütünü yanına alıyorsun, başka terör örgütünü alt etmeye çalışıyorsun, ondan sonra onu ne yapacaksın? Onu da alt etmek için başka birini mi bulacaksın? Bunun sürdürülebilir bir tarafı yok. Üçüncü konu da Amerika algısı Türk toplumunda maalesef bugün iyi bir düzeyde değil. Toplumsal algı bu iki olaydan dolayı Amerika'ya karşı çok itibar kaybetti ve Türkiye'deki Amerika algısını düzeltme yönünde de bazı somut adımlar atması gerekiyor yeni yönetimin. İnşallah bunlar tabii cumhurbaşkanımızın, bizim, yapacağımız görüşmelerde ele alacağımız konuşacağımız konular. Ben bunların hepsinin konuşunca bir hal yoluna gireceği kanaatini taşıyorum.

Yunan Savunma Bakanı, Kardak üzerinden gezerek çelenk attı. Yunanistan sanki bilerek işi yokuşa sürüyor. Yunanistan ile ilişkilerde bir gelişme bekleyelim mi?

Yunanistan tabii komşumuz. Coğrafya kaderdir, komşumuzu seçemiyoruz. Mevcut olan ile de geçinmesini, yaşamasını becermemiz lazım, başarmamız lazım. Türkiye, Yunanistan ile ilişkilerini bozacak hiçbir davranış içerisinde değil. Zaman zaman karşı taraftan gelen aşırı abartılara, tahriklere de gülümseyerek cevap veriyoruz. Bunu yanlış okumamaları lazım. Özellikle son zamanlarda darbecilerin iade edilmemesi meselesi bizim açımızdan bir hayal kırıklığıdır.

ÇİPRAS'A MEKTUP GÖNDERİLDİ

Bu konuda sayın Çipras'a da bir mektup gönderdim. Bu kararın bir kez daha hukuk içerisinde gözden geçirilmesi ve bunların iadesi yönünde bir sonuç beklentimizi ifade ettim. Komşuluğa yakışan da budur. Diğer komşularımız böyle yaptılar. Yani Yunanistan'dan da beklentimiz budur. Savunma Bakanı'nın gidip oralarda, kayalıklarda poz vermesinin bizim açımızdan hiçbir anlamı yok. Ege'deki 130 tane irili ufaklı kaya parçası, bunların kimliği bile yok, yani kime ait olduğu bile belli değil. Eskiden beri de böyle. Ege ile ilgili sorunun başlangıcı yeni de değil, çok köklü bir geçmişi var. Ama biz sorunları sürekli ön plana çıkarıp, bunun üzerinde yapıcı bir komşuluk ilişkisi inşa edemeyiz. Sorunları değil, ortak geleceği, ortak menfaatleri konuşmamız lazım, bunlara yoğunlaşmamız lazım. Ama Türkiye'ye karşı hasmane tutum da kimden gelirse gelsin, Türkiye'nin verecek cevabı her zaman vardır.

Bu bahsettiğiniz üç konuda bir sinyal alabildiniz mi?

- Tabii arkadaşlarımız yeni yönetimin ekibiyle çalışmalarını sürdürüyorlar. Karamsar olmayı gerektirecek bir şey yok. Bu konularda ilk tebrik görüşmelerimizde de konuya olumlu yaklaşılacağı yönünde işaretler aldık.