Ahiret dünyadan sonra gidilecek son ve asıl mekanımızdır. Ebedi alemin adıdır. Ahiret hayatının 12 evresi vardır. Bunlar; Ba’s (Diriliş), Havz Haşr ve mahşer, Peygamber Efendimiz’in şefaati, Semâ ehlinin yeryüzüne inmesi, Cenâb-ı Hakk’ın tecellî etmesi, Hesapsız cennete girecek olanlar, Hesapsız cehenneme girecek olanlar, Amel defterlerinin açılması, Hesap, Mizan, Sırat. Peki ahirette Havz nasıl olacak? Havz suyu nedir? Kuran'ı Kerim Havz hakkında neler söylüyor? İşte ayrıntılar...
2- HAVZ
Kabirlerinden susuz bir vaziyette çıkacak olan insanların, susuzluklarını giderebilmek için canhıraş bir şekilde, Mahşer meydanında bulunan Havz’a koşacakları haber verilmektedir. Lâkin oraya herkes varamayacaktır.
Nitekim bir hadîs-i şerîfte, dünyada iken îman nîmetinden yüz çevirip bâtıl yollara sapan kimselerin, Havz’ın suyunu içmekten men edilecekleri şöyle haber verilmektedir:
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir gün kabristana gittiler ve:
“Selâm size ey mü’minler diyarının sâkinleri! İnşâallah bir gün Biz de sizin yanınıza geleceğiz.” (diyerek orada medfun bulunan kabir ehlini selâmladılar. Ardından da:)
“–Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim!” buyurdular.
Ashâb-ı kirâm şaşkınlıkla:
“–Biz Siz’in kardeşleriniz değil miyiz, yâ Rasûlâllah?” diye sordular.
Rasûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz:
“–Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz ise henüz gelmemiş olanlardır.” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb-ı kirâm:
“–Ümmetinizden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksınız, ey Allâh’ın Rasûlü?” diye sordular.
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz de onlara:
“–Bir adamın alnı ve ayakları beyaz olan bir atı olduğunu düşünün. O adam bu atını, hepsi de simsiyah olan bir at sürüsü içinde tanıyamaz mı?” diye sordular.
Sahâbe-i kirâm:
“–Evet, tanır ey Allâh’ın Rasûlü!” cevâbını verdiler.
Bunun üzerine Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurdular:
“–İşte kardeşlerimiz de abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak geleceklerdir. Ben, önceden gidip Havz’ımın başında ikram etmek için onları bekleyeceğim.
Dikkat edin! Birtakım kimseler, yabancı devenin sürüden kovulup uzaklaştırıldığı gibi, benim Havz’ımdan kovulacaklardır. Ben onlara; «Buraya gelin!» diye nidâ edeceğim. Bana:
«–Onlar Sen’den sonra hâllerini değiştirdiler, (Sen’in Sünnet’ini terk edip başka yollara saptılar!)» denilecek.[10]
Bunun üzerine ben de:
«–Uzak olsunlar, uzak olsunlar!» diyeceğim.” (Müslim, Tahâret 39, Fedâil 26)[11]
Havz’ın suyundan sadece oraya vâsıl olabilenler içecektir. Havz’dan içemeyenler ise, Sırat’tan da geçemeyecek olanlardır.
Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bir hadîs-i şerîfinde Havz’ını şöyle târif buyurmuştur:
“Benim havzım, bir aylık yürüyüş mesafesi kadar büyüktür. Suyu sütten daha beyaz, kokusu miskten daha hoştur. Bardakları da semânın yıldızları gibi çoktur. Kim ondan içerse, bir daha ebediyyen susamaz.” (Buhârî, Rikāk, 53; Müslim, Fedâil, 27)
Dolayısıyla Havz’dan içemeyen ise ebediyyen suya kanamayacak, dâimâ susuzluk çekecektir.
Rivâyete göre Havz’ın yanına ilk varacak olan Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’dir. Herkesten evvel oraya varıp ümmetine ikram etmek için hazırlanacaktır.[12] Havz’a ilk gelecek insanlar ise, Muhâcirlerin fakirleridir.
Yine Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:
“(Kıyâmet günü) her peygamberin bir havzı vardır ve onlar kimin havzına daha fazla kişi geliyor diye birbirlerine karşı iftihar edip sevinirler. Ben, havzına en fazla kişi gelen peygamber olmayı ümid ediyorum!” (Tirmizî, Kıyâmet, 14/2443)
Bizler de Âlemler Sultânı -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in bu ümîdini boşa çıkarmamak için, O’nun Sünnet-i Seniyye’sine tam bir ittibâ hassâsiyeti içinde olmalıyız. Ayrıca en yakınlarımızdan başlayarak çevremizdekileri de bu istikâmette yaşatabilmeye gayret etmeliyiz.
Ahirette diriliş (Ba's) nasıl olacak?