Rejimin askerleri tarafından cinsel şiddet gören kadınların çığlığıdünyayı inletiyor. Kadınlar tüm yaşadıkları acılara karşı "Hasbinallahve Nimel Vekil (Allah ne güzel vekildir, O bize yeter)" diyorlar.Dört kızı ve torunuyla birlikte Hatay Mülteci Kampına sığınan LeylaHalil ile yaşadıklarını ve şahitliklerini konuştuk
TÜLAY GÖKÇİMEN
SURİYE'deki savaşın yol açtığı insani kriz hızla derinleşiyor. Binlerce insan her şeyi geride bırakarak ülkesinden başka ülkelere
mülteci olarak akıyor. Suriye'de özellikle kadınlara yönelik cinsel taciz ve tecavüz dehşet verici boyutlara ulaştı. Kadınlar evlerinde, kamuya açık yerlerde, hatta camilerde bile tecavüze maruz kalıyorlar. Kadınların çoğu kaçırılıp fiziksel şiddet gördükten sonra tecavüz edilip öldürülüyor. En acısı da çoğu kadının aileleri ve yakınları önünde toplu tecavüzlere maruz bırakılmaları...
Şu an orada direnenler, sanki iç savaş çıkarmak isteyen bir grupmuş gibi gösteriliyor tüm dünyaya... Rejimin askerleri tarafından cinsel şiddet gören kadınların çığlığı dünyayı inletiyor. Kadınlar tüm yaşadıkları acılara karşı "Hasbinallah ve Nimel Vekil (Allah ne güzel vekildir, O bize yeter)" diyorlar. Erkek, kadın, çocuk demeden zulümlerine devam eden rejimin askerleri bunlarla yetinmiyor, gittikleri her yerde ekinleri yakıp çiftlik hayvanlarını Rejimin askerleri tarafından cinsel şiddet gören kadınların çığlığı dünyayı inletiyor. Kadınlar tüm yaşadıkları acılara karşı "Hasbinallah ve Nimel Vekil (Allah ne güzel vekildir, O bize yeter)" diyorlar. Dört kızı ve torunuyla birlikte Hatay Mülteci Kampına sığınan Leyla Halil ile yaşadıklarını ve şahitliklerini konuştuk ateşe veriyor.
Birleşmiş Milletlerin Ürdün'de yaptığı çalışmadan sonra açıklama yapan heyet, Suriye'den Ürdün'e sığınan kadınlardan 2 bininin Suriye cezaevlerinde tecavüze uğradığını ifade ediyor. Yayladağ üzerinden Hatay'a sığınan
kadınların çoğu psikolojik destek almalarına rağmen hayatlarına sağlıklı şekilde devam edemiyorlar. Hatay çadır kentine
sığınan kadınlardan biri de Leyla Halil.
Leyla Halil 55 yaşında bir ilkokul öğretmeni. 8 ay önce yatalak eşini hasta yatağında bırakarak kızlarıyla birlikte Türkiye'ye kaçmış. Kaçış sebepleri; tecavüz korkusu. Dört kızı ve torunuyla birlikte Hatay Mülteci
Kampına sığınan Leyla Halil ile yaşadıklarını ve şahitliklerini konuştuk. Anlattıkları hayal veya masal değil. Bizlerin okurken
bile dehşete düştüğümüz şeyleri Suriyeli kadınlar tüm dünyanın gözü önünde yaşıyorlar. Ve "Artık yeter, bizi duyun!" diyorlar.
Geleceğe dair umut
Allahu Teala "kendini tanıyanlara ve kendinden korkanlara akıbetlerinin hayır olacağını" müjdeliyor. Tarihte de örneklerini gördük. Bir ümmet zulme boyun eğmez de ayaklanırsa mutlaka karşılığını alır. İnşallah, önce Allah'ın yardımıyla, sonra Türk devleti ve halkının desteğiyle Suriye halkı bu karanlık günlerden aydınlığa çıkacaktır. Bu büyük ve zor imtihanı kazanacağız. Irkçı ve bölücü rejimden kurtulacağız inşallah.
Bu rejim kırk yıldır İsrail'e bekçilik yapıyor. Bu rejime ne Amerika pes diyor, ne de Rusya dur diyor. Amerika masa altından, Rusya açık açık destek veriyor. Ama inşallah Müslüman Suriye halkı kazanacak ve özgürlük isteyenler istediğine ulaşacaktır
'Çocuk ölümleri tecavüz kadar etkilemiyor'
MUHALİFLER silahlandıktan sonra yakaladıkları Esed askerleri ve çetelerin ceplerindeki telefonlara el koydular. Telefonda bizzat askerler tarafından çekilmiş işkence ve tecavüz videolarını gördüler. Baktılar ki muhalifler öldürmeyle durmuyor, tecavüzü
de silah olarak kullanmaya başlamışlar. Çocukların ölümü bile kadınların tecavüzü kadar etkilemiyor Suriyelileri. Namusun ne kadar önemli olduğunu tüm Müslümanlar bilir. Suriye halkı Türk halkı gibidir. İki halk arasında kesilmez bağlar vardır. Geleneklerimiz, hayat tarzımız birbirine benzer. Namusunu korumak ve namusu için canını, malını verenler çoktur. Onlar bu yüzden tecavüze teşebbüs ettiler.
Kızımı okula giderken tehdit ettiler!
KIZIM lise son sınıfa gidiyordu. Biz kaçmadan önce Şam'da daha olaylar başlamamıştı. Kızım okula giderken iki genç arkasından seslenmiş; "Yakında Şam'da her şey bizim istediğimiz gibi olacak!" Kızım bunu bana anlatır anlatmaz o an karar verdim, yatalak eşimi komşularına emanet ettim ve dört kızım ve bir torunumla birlikte Türkmen köylerinden, Yayla Dağı'ndan geçerek Türkiye'ye sığındık. Çoğu kadın işkence altında öldü, Humus'tan kaçabilenler Ürdün'e sığındı, gelebilenler de Hatay'a çadır kentlere geldiler. Psikolojik tedavi altına alındırlar.