Ezgi ÇELİK
Türkiye'yi acıya boğan Eylül ve Leyla'nın vahşice katledilmesi çocuk istismarı konusunda yıllardır süren tartışmaları yeniden alevlendirdi. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan kanaat önderleri, caydırıcı cezaların getirilmesinin şart olduğunu vurguladı. Avukat Mehmet Sarı, cinsel istismar konusunda idam ve hadım cezasının öngörüldüğünü hatırlattı. İdam cezasına ilişkin anayasal bir düzenlemenin zorunlu olduğunu söyleyen Sarı,"Toplum vicdanını derinden yaralayan cinsel istismar konusunda vatandaşlarımızdan idam talebi yükselmektedir. Suçun ıslah ediciliğinin yanında caydırıcı olması en başta gelen özelliğidir. Mevcut hapis cezaları kamu vicdanını tatmin etmemektedir" dedi.
Bunları cezaevlerinde besleyemeyiz
Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Bayraktutar, tecavüz eden bir caniye milletin vergileriyle cezaevlerinde bakılmasına karşı olduğunun altını çizerek "Bu canileri cezaevlerinde besleyemeyiz" değerlendirmesinde bulundu. Bayraktutar, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Hükümetin uygun göreceği, hukukun ortaya koyacağı cezaya saygımız var. Fakat bir vatandaş ve din görevlisi olarak caydırıcı cezalar gelmeden bu tür olayların önleneceğini düşünmüyorum. O mazlum yavrularımızın yaşam hakları vahşice ellerinden alınıyor. Bu nedenle bu zulmü yapanların idam edilmesi gerekiyor. AB şartlarına uymuyor deniyor. AB ülkeleri toplum düzenlerini korumak ve önlemek için en sert tedbirleri alabiliyor. Türkiye neden bu tedbirleri alamasın? Ağrı'da küçük Leyla'nın ilk belirlemelere göre açlıktan dolayı öldüğü ifade ediliyor. Bunu yapan insan olamaz. Cezaevlerimizin bu hainlerle doldurulması kabul edilemez. İdam şart" şeklinde konuştu.
Medya, risk taşıyor
Bu konuda medyaye büyük bir görev düştüğünü ifade eden eğitimci yazar Ömer Vehbi Hatipoğlu, tecavüz, cinsel istismar suçlarına ilişkin idam cezasının getirilmesi gerektiğini söyledi. Hadımlaştırma vb. yasal önlemlerin caydırıcı değil, suçluyu cezalandırıcı uygulamalar olduğuna dikkat çeken Hatipoğlu şu ifadeleri kullandı, "Devletimiz konuya ilişkin gerekli eğitim tedbirlerini de almalıdır. 'Bu canavarlar nasıl yetişiyor?' sorusuna cevap aranmalıdır. Sosyal projeler gözden geçirilmelidir. Medyanın büyük risk taşıdığı asla unutulmamalıdır. Cinsel içerikli diziler, filmler, internet oyunları sıkı denetim altına alınmalıdır Ailelerin bu konuda aydınlatılması ve çocuklarımızın daha iyi eğitilmesi adına gerekli çalışmalar ivedilikle sağlanmalıdır" ifadelerini kullandı.