Hamas'tan yapılan yazılı açıklamada, UAD'nin, İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentine yönelik saldırıları ile Filistinlilerin kısmen dahi yok olmasına yol açabilecek yaşam koşullarına sebep veren askeri saldırılarını ve tüm eylemlerini durdurma kararından memnuniyet duyulduğu belirtildi.
Açıklamada, "UAD'nin suçlu Siyonist yapının (İsrail) Refah kentine yönelik saldırılarını derhal durdurmasını ve soykırıma yol açan tüm eylemlerine son vermesini talep eden kararını memnuniyetle karşılıyoruz." ifadesi kullanıldı.
UAD'nin "İnsani yardımların Gazze'nin tüm bölgelerine ulaştırılmasını ve Birleşmiş Milletler (BM) yetkili organları tarafından soykırım iddialarını araştırmak üzere görevlendirilen uzmanların Gazze'ye girişine izin verilmesini talep eden" kararından memnuniyet duyulduğu kaydedildi.
Açıklamada, "UAD'nin sadece Refah'ta değil Gazze Şeridi'nin tamamında halkımıza yönelik saldırıları ve soykırımı durdurma kararı almasını bekliyorduk. Cibaliya'da (Gazze'nin kuzeyi) ve Gazze Şeridi'nin diğer bölgelerinde yaşananlar; Refah'ta yaşananlardan daha az suç ve tehlike teşkil etmiyor değil." ifadesine yer verildi.
Uluslararası topluma ve BM'ye, UAD kararlarına uyması için İsrail'e baskı yapma çağrısında bulunulan açıklamada, İsrail'in uluslararası kanunları hiçe saymasının, hesap vermekten ve cezadan kaçmasının önüne geçilmesi gerekliliğine vurgu yapıldı.
İsrail ordusu, 7 Mayıs'ta Refah'ın doğusuna kara saldırısı başlatmış Mısır'a açılan sınır kapısının Filistin tarafını işgal etmişti.
İsrail ordusunun işgal ettiği bölge Gazze'ye insani yardımların girişinde ana geçiş noktası olan ve Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilerin yurt dışına seyahat etmek için kullandıkları tek geçiş noktası Mısır sınırındaki Refah Sınır Kapısı'nı da içeriyor.
İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda en az 15 bin 239'u çocuk, 10 bin 93'ü kadın olmak üzere 35 bin 800 Filistinli öldürüldü, 80 bin 200 kişi yaralandı.
Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.
- UAD'de İsrail aleyhine açılan soykırım davasıGüney Afrika Cumhuriyeti, 1948 tarihli Birleşmiş Milletler (BM) Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ni ihlal ettiği gerekçesiyle 29 Aralık 2023'te İsrail aleyhine UAD'de dava açmıştı.
Güney Afrika, Gazze'deki durumun aciliyet teşkil etmesi sebebiyle UAD'den ihtiyati tedbirlere hükmetmesini istemiş ve tedbir talebine ilişkin duruşmalar 11-12 Ocak’ta Hollanda'nın Lahey kentindeki Barış Sarayı'nda yapılmıştı.
Divan, 26 Ocak'ta açıkladığı tedbir kararlarında, İsrail’in Soykırım Sözleşmesi'nin 2. maddesinde tanımlanan fiillerin işlenmemesi için tüm önlemleri almasına, Gazze'deki Filistinlilere yönelik soykırım çağrısı yapanları önlemek, engellemek ve cezalandırmak için gereken tüm adımları atmasına, Gazze'deki Filistinlilerin karşılaştığı olumsuz yaşam koşullarını ortadan kaldırmak için ihtiyaç duyulan temel hizmetler ve insani yardımın sağlanmasını mümkün kılan acil ve etkili önlemleri almasına ve Gazze'deki Filistinlilere karşı Soykırım Sözleşmesi'nin ihlalini gösteren delillerin yok edilmesini önlemek ve korunmasını sağlamak için etkili tedbirler almasına hükmetmişti.
İsrail'in bu tedbir kararlarına uymaması ve Gazze'de kötüleşen insani durumun ardından Güney Afrika, ilk olarak "İsrail'in Refah kentine planladığı saldırının ortaya çıkaracağı büyük çaplı öldürme, zarar verme ve yıkım eylemleri" nedeniyle 12 Şubat'ta UAD'den acilen yeni tedbirlere hükmedilmesini talep etmişti.
Divan, 16 Şubat'taki kararında, mahkemenin yeni tedbirlere hükmetmesini gerektiren ölçüde önemli gelişmeler olmadığı gerekçesiyle mevcut tedbirleri yeterli bulmuştu.
Güney Afrika bunun ardından 6 Mart'ta Gazze'de baş gösteren kıtlık nedeniyle yeniden ek tedbir talebinde bulunmuş ve Divan, 28 Mart'ta İsrail aleyhine özellikle insani yardımların Filistinlilere ulaşmasının sağlaması için ek tedbirlere hükmetmişti.
Güney Afrika, 10 Mayıs'ta Gazze’deki durumun telafisi mümkün olmayacak derecede ve ciddi şekilde kötüleştiği gerekçesiyle Divan'a ek tedbir kararlarına hükmetmesi için başvurmuştu.
Divan 24 Mayıs’taki kararında, Refah’ta, sıkışan Filistinlilerin karşı karşıya kaldığı insani felaket tehlikesi nedeniyle daha önce hükmettiği tedbirlerin yeterli olmadığını belirterek; İsrail’in Refah kentine yönelik askeri saldırılarını derhal durdurmasına, Gazze'de acilen ihtiyaç duyulan hizmetlerin ve insani yardımın engelsiz bir şekilde sağlanabilmesi için Refah Sınır Kapısı'nı açık tutmasına, BM yetkili organları tarafından soykırım iddialarını araştırmak üzere görevlendirilenlerin, Gazze Şeridi'ne engelsiz erişimini sağlamak üzere etkili tedbirler almasını ve alınacak tüm tedbirlere ilişkin bir ay içinde Mahkeme'ye bir rapor sunmasına hükmetti.