Halid Meşal bize teşekkür etti

İsrail ile mutabakatın ardından Gazze'ye gönderilen insani yardımların dağıtımının sürdüğünü kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Halid Meşal bizlere teşekkürlerini bildirdi. İlk etapta her ay en az bir gemi göndermeyi hedefliyoruz" dedi.

ALİ ADAKOĞLU / Varşova

Polonya'nın başkenti Varşova'da düzenlenen NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'ne katılarak toplantı sonrası açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan teröre karşı mücadelede NATO'nun daha etkin bir şekilde çalışması gerektiğine dikkat çekerek, "Zirvede, özellikle bu noktada yaşanan gelişmelerden de kaynaklanan duruma vurgu yaptım. NATO ile Avrupa Birliği arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesi vizyonuyla alınabilecek ilave tedbirlere dair bazı öneriler üzerinde birlikte çalışılmasını kabul ettik. Zirve vesilesiyle, tabi, muhtelif müttefik ve ortak ülkelerden muhataplarımla bir dizi ikili temas yapma imkanım oldu. NATO Varşova Zirvesi'ne iştirakimin ve bu kapsamda temasların gündemde bulunan önemli meselelere ilişkin tutumumuzun, beklentilerimizin ve önceliklerimizin izah edilmesi bakımından gayet zamanlı ve yararlı olduğu kanaatindeyim. Kasım ayında, İstanbul'da NATO Parlamenterler Asamblesi toplanacak. NATO'nun bundan sonraki liderler zirvesine ev sahipliği yapmaya talip olduğumuzu da ifade ettik" dedi

NATO'nun caydırıcı ETKİSİ için ABD'nin Polonya civarına asker yerleştirme konusunda Türkiye'den talepte bulunuldu mu? Terörle mücadele ön plana çıkmasına rağmen NATO'da terörün tarifi yok. Terör tarifinin yapılması gerekli mi ?

Bize o türden bir talep gelmedi. Bizler genelde biliyorsunuz, Afganistan örneğinde de görüldüğü üzere, genelde lojistik destek sağlıyoruz. Şu anda Kabil'deki havalimanının işletilmesini biz üstlenmiş durumdayız. 2017'nin sonuna kadar biz bu işi uzatabiliriz dedik. Bu teklifimize olumlu bakılıyor. Dolayısıyla, Afganistan Kabil Havalimanı'nın işletilmesini biz devam ettireceğiz, öyle gözüküyor. Ama farklı yerlerde de lojistik destek talepleri olursa, onlar da gündeme gelmesi halinde ayrıca değerlendirilir.

Özellikle ikili görüşmelerde terörün tarifine dair konuştuk. Terörizmin ve teröristin, uluslararası tanımının netleştirilmesi yapılması lazım. İsteyen istediği gibi bir terörizm, terörist tanımı yapmamalı, yapamamalı. Eğer bu uluslararası hukuk literatürüne de oturtulursa, o zaman Türkiye'deki terör tanımıyla Almanya'daki tanım farklı olamaz. 20 yıl önce bu çerçevede bir tanımlama girişimi olmuş ama, o zamandan bu yana şartlar çok değiştiği için mutlaka güncelleme yapılmalı. İstanbul'da hava limanındaki saldırının yaşandığı, daha öncesinde Vezneciler'de, Ankara Garı'nda, Gaziantep'te, Diyarbakır'da terör saldırılarının yaşandığı bir süreçte, yasanın esnetilmesi tabii ki doğru olmaz. Brüksel, Paris, Lahor, dünyanın her yerinde terör saldırılarının yaşanabildiği bir süreçteyiz. Tüm bunları kapsayacak şekilde bir terörizm ve terörist tanımının yapılması, bunun uluslararası hukuk literatürüne de girmesi lazım.

Özellikle sınır güvenliği konusunda NATO bizi epey yalnız bıraktı. Oysa ki, Kilis'e yapılan füze saldırıları beşinci maddenin hayata geçirilmesi için teknik olarak yeterli. Bundan sonra yanımızda olacaklarına dair biz izlenim edindiniz mi bu konu gündeme geldi mi?

Sınır güvenliği noktasında, yaptığımız ikili görüşmelerde hepsi bizi destekleyeceklerini söylüyorlar. Ancak Varşova'daki toplantının gündeminde daha çok küresel sınamalar karşısında NATO'nun neler yapılabileceği, Ukrayna, Afganistan gibi meseleler üzerinde duruldu. Suriye konusunu da gündeme çok getirdim. DAİŞ, üzerinde ısrarla durulan bir konu, adeta bütün terör noktasında hedefe konulan şey DAİŞ. Ama ben, DAİŞ'in yanında, PKK'yı, PYD'yi, YPG'yi, DHKP-C'yi bunları özellikle gündeme getirdim. İkili görüşmelerimde dedim ki, ABD'nin Irak'a girişinde DAİŞ diye bir örgüt var mıydı? O zaman sadece El-Kaide vardı. Ama DAİŞ, El-Kaide'nin çocuğudur. Oradan çıktı. Nitekim şimdi ne oldu? El-Kaide eridi, ortalıkta artık DAİŞ var. Bazı küçük terör örgütleri de DAİŞ'te bütünleşmeye başladılar. DAİŞ böylece daha farklı bir şekilde güç topluyor, güç devşiriyor.

Son dönemde örgütün içinde büyük görüş ayrılıkları ve iç çatışmalar olduğu iddiaları dolaşıyor.

Bizdeki bilgiler, bunların iddia değil gerçek olduğu yönünde. Örgütün ciddi sıkıntılar yaşadığı ortada. Bu sıkıntıyı artık gizleyemez hale geldiler. Örgütten kaçmalar, terk etmeler de bundan kaynaklanıyor. Bunu, terörle mücadelede başarımızın etkisi olarak da yorumlamak mümkündür.

ABD'nin HIMARS füze sistemlerinin Ağustos ayında geleceği söyleniyordu. Bu konu da gündeme geldi mi?

ABD teslimatı, maalesef bize verdiği tarihte gerçekleştiremedi. Mayıs için söz vermişlerdi ertelediler. Tabi onunla bizim Fırtına obüslerimizle arasındaki fark sadece menzilden kaynaklanıyor. Bizim Fırtına obüslerimiz de gayet iyi, ama bizimki 40 kilometreyi vuruyor o 90 kilometreyi vuruyor. Böyle bir fark var. Kendileriyle konuştuğumuzda, gönderecekleri, vereceklerini söylüyorlar. Arkadaşlarımız da muhataplarıyla konunun takibini yapıyorlar.

Siz NATO'da toplantıdayken Amerika'da yükselen polis şiddeti, yabancı düşmanlığı ve rkçılık dünyanın diğer bölgelerine de yansıyor. ABD'deki bu tansiyonu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bunlar hayra alamet bir gelişme değil. Yedi ay içerisinde sivil ölümleri, 560'ı aşmış durumda. Bunun analizinin iyi yapılması lazım. Bütün bunlar, dünyadaki bu mevcut gelişmeler karşısında, başta tabi biz siyasiler olmak üzere çok daha hassas çok daha dikkatli olunması gerektiğini gösteriyor. Terörist ile sivili ciddi bir şekilde ayırt etmemiz gerektiğini ortaya koyuyor. Siz bir insanı yere yatırıyorsunuz, ondan ehliyetini göstermesini istiyorsunuz, o da silahının cebinde olduğunu söylüyor, buna rağmen siz kalkıyorsunuz onu hemen yerde yatarken elleri kelepçeli olduğu halde öldürüyorsunuz. Bunun izahı olmaz.

İsrail'le varılan mutabakat sonrasında yardım tırlarımız yola çıktı. Bölgeye ulaştıktan sonra, Hamas'la, Meşal'le görüşmeniz oldu mu? Ayrıca mutabakatta elektrik santrali, su, hastane inşaatı noktasında adımlar ne zaman atılacak?

Bayramlaşma esnasında Halid Meşal'le bir görüşmem oldu. Kendisi bizlere teşekkürlerini bildirdi. Tabi, o esnada, 14 bin tonluk bir gemi var. Bir sıralama yaptılar, önce oyuncak, giyim, gıdaya doğru gidelim denildi. Hedefimiz ilk etapta her ay en az bir gemi gönderelim istiyoruz. Bu hususda İsrail tarafının da olumsuz bir yaklaşımı yok. Dolayısıyla gemileri göndermeye devam edeceğiz. Aradaki görüşme zinciri güçlendikçe bir taraftan inşaat olaylarına girmeyi planlıyoruz. Zaten şu anda, bitmiş bir 200 yataklı hastane var, onun iç donanımı şu anda siparişleri yapılmıştır, belki de yerleştirilmeye başlamış olabilir. İnşallah daha sonra onun açılışını da yapacağız.

Suriyelilerle ilgili bir vatandaşlık konusunda bir şey söylemek ister misiniz?

Bazı siyasilerin vatandaşlık konusunda ileri geri konuşmaları beni ciddi manada üzüyor. Bugün bir Türk, Almanya'ya gidiyor Alman vatandaşı oluyor da, Amerika'ya gidip Amerikan vatandaşı oluyor da, benzer durumlar bizim ülkemizde yaşayanlar için neden mümkün olmasın? Kaldı ki bizler, burada bu insanlarla yıllardır arkadaşlık kardeşlik hukuku içerisinde akrabalık hukuku içerisinde yaşamışız. Şu anda vatanlarından hicret ederek, ensar olarak bizi görmüş bize sığınmışlar. Bu insanların çoğu şu an kaçak çalıştırılıyor. Biz diyoruz ki tüm bunlara bir çözüm üretilmeli. Bu insanların içinde doktoru var, mühendisi var, avukatı var, sağlık elemanları, öğretmenleri var, bütün bunlardan ülkemiz istifade edebilir; bunlara vatandaşlık verilebilir.

Suriyeliler geri dönmezlerse? Diyenlere ne söylemek istersiniz?

Bu konuda çifte vatandaşlık esas alınır. Çifte vatandaş olanların, vatandaşlık alanların, dönmesi şart mı? Amerika'da vatandaşlık alanlardan kendi ülkelerine dönen de oluyor, dönmeyen de oluyor. Almanya'dan vatandaşlık alan Türklerin tümü ülkelerine dönüyor mu? 1963'te gittikleri zaman kimse onlara dönecek misin dönmeyecek misin demedi ki. Hiç çekinmeye gerek yok, bu millet şu anda 79 milyonuyla 780 bin kilometrekarede yaşıyor. Bizim yarı yüz ölçümüzdeki Almanya şu an 85 milyon. Biz tüm bu meselelere çözüm üretebilecek, bunların rahatlıkla üstesinden gelebilecek bir ülkeyiz.

* Bayramlaşma esnasında halid meşal bizlere teşekkürlerini bildirdi. ilk etapta her ay en az bir gemi göndermeyi hedefliyOuz. Bu hususda İsrail tarafının da olumsuz bir yaklaşımı yok.. Aradaki görüşme zinciri güçlendikçe bir taraftan inşaat olaylarına girmeyi planlıyoruz.

* Suriyelilere vatandaşlık verilmesi konusunda bazı siyasilerin vatandaşlık konusunda ileri geri konuşmalarına üzüldiğüğünü ifade eden Erdoğan, "Şu anda insanlar, vatanlarından hicret ederek, ensar olarak bize sığınmışlar. Biz bu meselelere çözüm üretebilecek, bir ülkeyiz"