Buluşma; Anadolu insanının hassasiyetlerini dikkate alarak alanında uzman kişilerle Panel şeklinde gerçekleşti.
Prof.Dr. Naki ERDEMİR tarafından yıllar önce başlatılan HAK ve KARDEŞLİK HAREKETİ, İslami değerlere ters düşmeden, Türkiye öncülüğünde bir dünya kurulabileceğine inanan toplumun her kesiminden insanın omuz verdiği dernek, vakıf, cemaat, parti ve ırklar üstü sivil bir toplum hareketi. Osmanlı Devleti'nin ve Çanakkale Ruhu, anlayışıyla yönetim kadrosunda her kesimden insanların olması dikkat çekti. Ortak özellikleri; Türkiye gemisinde Ümmet rotasında birlik beraberlik kardeşlik barış ve hakk'a dayalı olarak her alanda gelişime, kalkınma, ümmete önderlik yapma sevdasıdır.
Prof. Dr. Naki ERDEMİR, doğusuyla batısıyla, güneyi ile ve kuzeyi ile Türkiye insanının her türlü etnik mücadeleden uzak, sadece İslam Aleminin birliği, beraberliği, her alanda ayağa kalkması, öncelikle ülkemizde hak ve adaletin sağlanması için gayret edilmesi gerektiğini düşünen; bu alanda yerli hakiki çözümler ortaya koyan ve bunun başarılmasıyla tüm dünyanın rahat edeceğine inanan; bir kaç alanda uzmanlığı olan ömrünü okumaya araştırmaya veren yerli ve milli bir akademisyen.
Seminerlerinde ülkenin huzurunun İslami ve insani değerlere sahip çıkmakla olabileceğine özellikle vurgu yapan Prof. Dr. Naki ERDEMİR, Pendikli sivil toplum kuruluşlarıyla, kanaat önderleri ile ve iş adamları ile olan toplantıda yaptığı konuşmada şu hususların altını çizdi:
"Siyasi görüşlerimiz, etnik kökenlerimiz, coğrafyalarımız, inançlarımız, cemaat ve cemiyetlerimiz farklı olabilir. Ama hepimiz Türkiyeliyiz ve Türkiye gemisindeyiz. Bu gemi batarsa bizlerin Türkmü, Kürtmü, Arapmı, zengin mi fakir mi ve kim olduğumuz önemli değildir, hep beraber batarız. Osmanlı döneminde olduğu gibi herkesi bilakayd-üşartıyla kucaklamak zorundayız. Bu halk Hak ve Kardeşlik Hareketinin görüş ve düşüncelerini, ortaya koymuş olduğu kalkınmayla, sosyolojik birlik beraberlikle, yapay zeka ile, ekonomi ile, eğitimle ilgili, sosyal olaylarla ilgili çözüm önerilerini, olaylara yaklaşım tarzını anlayacaktır. İnşallah iş işten geçmeden anlarlarsa bu ülke bir an evvel ayağa kalkar, huzura kavuşur. İslam ümmetine öncülük eder. Ülkede dengeli bir kalkınma olur. Bizi biz yapan değerlere sahip çıkmalıyız. Olaylara bakarken, yaklaşırken, hassasiyetlerimizi ortaya koyarken kişisel önceliklerimize, meşrebimize, etnik kökenlerimize, cemaat, cemiyet ve parti önceliğimize önem vermeyeceğiz. Olaylara pazarlıksız müslüman olarak Ümmet çapında, gerçekçi, hakka, adalete dayalı ve Ümmet anlayışıyla yaklaşmamız gerekir. Bu ülkenin herkesi yetecek ekmeği içecek suyu vardır. Allah'ın verdiği nimetleri bölüşürsek tok oluruz; birbirimizle didişirsek, çekişirsek cedelleşirsek yok oluruz. Yeter ki adil bir bölüşüm paylaşım olsun, aslımıza dönelim, kültürel, tarihsel fiziksel ve medeniyet olarak ne olduğumuzun farkına varalım, birbirimizi sevelim kucaklayalım ve hakta buluşalım. Biz inanıyorsak elbette; Allah müminler kardeş demişse bu lafla olmaz kucaklaşma ile, kendimiz için istediğimizi diğer kardeşlerimiz için isteyince olur. Hak ve Kardeşlik Hareketi bu noktada cemaatler cemiyetler partiler ve dernekler stk'lar üstü bir mefkureye görüş ve düşünceye, anlayışa sahiptir. Ülkeyi idare edecek her alanda ve kendi alanında uzman bir kadroya, gönüllü kardeşlerimize sahiptir. Biz siyasallaşma değil sivilleşme olarak bu çalışmalarımızı yürütmek zorundayız" diyerek sözlerini bitirdi.
Katılımcıların ifadesi ile "Bu programa katılmayan çok şey kaybettiği" denilerek programının verimliliği ve güzelliği özetlenebilir. Konuşmacılar sosyolog Avukat İlhami Sayan, emekli müftü Ahmet Ahıskalı ve araştırmacı mühendis Abdullah Suphi Aydın engin görüş ve düşüncelerini paylaştılar. Çok farklı kesimlerin katılmasına rağmen; herkesin memnun ve umduğunu buldukları yüz ve göz ifadelerine yansımıştı.