"Dünyanın en güzel sporcusu Canikspor'da..." Haberin başlığı buydu, fotoğrafında ise Victoria Secret modeli olacak kadar güzel bir kız! Canik Samsun'un bir ilçesi. Şaşırdım bu işe tüm Türk basını gibi... Haberin tüm unsurları tamamdı, kız güzel, hikaye merak uyandırıcı... Atladık bir uçağa Canik'in yolunu tuttuk. Gördük ki, yılın en çok konuşulan transferi Antonija Misura Sandric'in kendi hikayesi kadar Canik'in hikayesi de yazılası. O zaman Canik'ten başlayalım yazmaya; Canik, Samsun'un arka bahçesi! Lastik fabrikasına, hurdacılara, cezaevine ev sahipliği yapmış, elit kesimin pek de rağbet etmediği bir ilçe. 100 bin nüfuslu bir sürgün yeri desek abartmış olmayız. Ama kendisine çizilmiş role inat kaderini değiştirmiş bir yer. Normal şartlarda kavgacı bir genç nüfusa sahip olması beklenen bu ilçede, gençler piyano çalıyor, spor yapıyor. Üstelik tüm bu faaliyetler göstermelik değil, çoğu ilgilendiği alanda ödül sahibi... Mesela Canikli badmintoncular, Avrupa ve Balkan Şampiyonu... Tekvandoda kimse ellerine su dökemiyor. Kadın basketbol takımının altyapısında 200 küçük kız var. Roman Mahallesi'nde bir müzik okulunun inşası başlamış bile... Kısacası Canik'te eğitim, kültür ve spor adına dolu dolu günler yaşanıyor. Tüm bunların mimarı, Canik Belediye Başkanı Osman Genç. Belediye başkanı olmadan önce 10 yıl öğretmenlik yapmış bir isim. İlahiyat Fakültesi'nde yüksek lisans yapmış biri ve 28 Şubat mağdurlarından. Tam o dönem Canik'e sürülmüş... Canik'te öğretmenlik yaptığı yıllarda çözmüş semtin şifrelerini. Ve belediye başkanı olduğunda ilk icraat olarak Hasan Doğan Spor Kompleksi'ni inşa ettirmiş. Canikli çocukları ve gençleri kurtarmak için yola çıkmış. Üç dönemdir başkan. Sözün özü, oy birliğiyle dünyanın en güzel sporcusunun Canik Belediye Spor Kadın Basketbol Takımı'nda olması, işin görünen kremasından öte değil! Çok daha ciddi çok daha başarılı bir proje var ortada. Ama biz yine de anlatmaya kremadan başlayalım. Antonija Misura Sandric'i Canik'e getirenler süreç işte şöyle gelişiyor:- Kadın basketbolcu denince gözümün önüne çok uzun boylu vemaskülen kızlar geliyor. Siz öyle değilsiniz... Model gibisiniz.- Böyle doğdum (gülüyor). İçinizde, kalbinizde sahip olduklarınız sizi güzelleştirir. Belki bizi çekici buluyor olabilirler çünkü sarışınız. Ama tüm takımdaki arkadaşlarımın yüzleri bebek gibi. Bence bugüne kadar dikkat edilmemiş ama birçok basketbol oyuncusu kız çok güzel.- Canikspor'a gelişiniz çok dikkat çekti. Şaşırdınız mı bu ilgiye?- İlk başka çok sempatik buldum bu ilgiyi. İnsanlar çok hoş yaklaştı bana. Bu elbette hoşuma gitti. Ama çok dikkat çekmekten ve ilgi odağı olmaktan hoşlanmıyorum. Çok baskı altında olmak da hoş değil, her şeyin, ilginin de normalini tercih ediyorum.- Gelişinizle Canikspor taraftarlarının maçlara çok daha fazla ilgi göstermesini bekliyor musunuz?- İnsanlar elbette güzelliğe bakarlar. Bununla ilgilenirler. Ama tüm bunların yanında güzel de oynamak gerekir. Ben iyi basketbol oynarsam seyirci çekerim. İyi oynamazsam ne yapacağım salonda? Güzel yüzümle gülümseyip, gezecek miyim? Ben Victoria Secret modeli değilim ki? Kimse bana güzel olduğum için para vermiyor, iyi basket oynadığım için veriyor. Şimdi Canik Belediyespor'dayım çünkü basketbol oynamayı biliyorum.- Ama bir taraftan da Olimpik Oyunlar'dan sonra dünyanın en güzel sporcusu seçilmişsiniz...- Gazetecilerin oylarıyla seçildim, benim tercihim değildi. Bu bir takım oyunu, tüm kızlardan söz edilmeli ve oyunuyla söz edilmeli.- Basketbola nasıl başladınız?- Hırvatistan doğumluyum ben. Küçükken ve gençken tıpkı bir erkek çocuğu gibiydim, futbol oynardım, makyaj yapmazdım, saçlarım kısaydı, erkek gibiydim. Ablam basketbol oynardı. Evimizin önünde antrenman yapardı, ben de onunla 10 yaşımdayken oynamaya başladım. Koçum da basketbolda bir geleceğim olabileceğini söyledi ve devam ettim. Kendi ilçemde başladım kariyerime. Eurolig'de oynadık, sonra Fransa'ya gittim. Şimdi Türkiye'deyim.- Canikspor'u neden tercih ettiniz?- Takımın performansı çok iyiydi, üstelik şehir de denizin kenarındaydı... Deniz kenarında bir şehirde yaşamak benim için önemli. Türkiye'de oynayan bir arkadaşımla takım hakkında konuştum ve çok iyi şeyler duydum. Takımdaki diğer oyuncular da çok iyiydi. Neden olmasın dedim? Şimdi tüm kızlar bir arada bir apartmanda yaşıyoruz.ÇOK ÜRKÜTÜCÜ- Sokakta insanlar sizi tanıyordur... - Evet ama zaman zaman ürkütücü. Taksiye binince biz söylemeden oturduğumuz yere götürüyorlar. Takımın nerede kaldığı biliniyor. Küçük bir şehir burası, herkes bizi tanıyor. Zaman zaman imza istiyorlar. Olabildiğince birlikte geziyoruz kızlarla. - Nasıl vakit geçiriyorsunuz? - Antrenmanların dışında, alışveriş merkezine gidiyoruz, sinemaya gidiyoruz. Türkçe öğrenmeyi istiyorum ama zor galiba. Bu arada işekonomisi okuyorum üniversitede. Bu konuda kocamı takip ediyorum, önce o bitirdi üniversiteyi. Şimdi sıra bende. - Ne zamandır evlisiniz. Zor olmuyor mu? - 12 yıldır birlikteyiz kocamla ve geçen yıl evlendik. Turizm işinde olduğu için ara sıra gelecek yanıma. Elbette çok zor oluyor. Amaikimizin geleceği için bir süre burada olmam lazım. Burada bana olan ilginin de farkında ama çok kıskanç biri değildir, çok takmıyor. - Türk toplumunda yabancılar sevilir. Günün birinde bir Türk dizisinden teklif gelirse ne dersiniz? - Türkçeyi öğrenirsem, basketbol kariyerimden sonra neden olmasın? Ama şu an Türkçe bilmiyorum. Bazı Türk dizilerini de izledim aslında. Mesela Bergüzar Korel'i çok beğeniyorum, eşini de... - Formunuzu nasıl koruyorsunuz? Bir basketbol oyuncusuna göre epey zayıfsınız... - Her şeyi yerim aslında. Hiç diyet yapmam. Burada da pideye alıştım ve çok sevdim. Sanırım genetik olarak şanslıyım. - Bundan sonrasına dair planınız var mı? - Basketbol kariyerim bitince kendi fitness salonumu açacağım.Canik Belediyespor'un melekleri anlatıyorCanik Belediyespor güzel oyuncuları haftalardır basının gündeminde... Ve takımda sadece Misura konuşulmuyor elbette. Her biri birbirinden hoş kadınlardan oluşan takımın ilgi odağı diğer güzelleriyle de konuştuk. Canik Belediyespor Bayan Basketbol Takımı Süperlig'de mücadele eden tek ilçe takımı. Yani onlar Türk kadın basketbolunun önemli takımlarından biri. beş yıldır birinci ligde top oynuyorlar. Üstelik bu yılAvrupa Kupası'nda Türkiye'yi temsil edecekler...Hülya ÇoklarBayrampaşa'dan çıkan basketbolculardanımÜç sarışının takımda olması Türkiye gibi bir ülkede çok dikkat çekiyor. Ruslardan daha Rus duruyoruz sahaya çıktığımızda. Ama onlar artık bu durumdan rahatsız. Oyundan çok güzellik önplanda. Oysa işimiz basketbol. Ben Boşnağım ve Bayrampaşa'da basketbolcuların çıktığı Yıldırım Mahallesi'nde büyüdüm. Hidayet Türkoğlu ve Semih Erden gibi sporcuları keşfeden Recep Hoca'nın sayesinde basketbolu sevdim. 14 yaşımdan beri ailemden ayrı kalıyorum basketbol nedeniyle. Kendi sorumluluklarımı alıyorum. Anadolu şehirlerinde bayan basketbolu anılmaz bile. Ben baskete başladığımda ailemin de hedeflediği şey, kızları bu işe sürüklemekti. Bir Anadolu şehrinde küçük kızlara örnek olduğumuz için çok mutluyuz. Bu kızlar bizim maçlarımıza geliyor, antrenmanlarımızı seyrediyorlar. Bu yıl geldim Canik Belediyespor'a çünkü bazen sorumluluk almak, kendini yenilemek gerekir hayatta. Canik de bunun için çok büyük bir şans benim adıma. Kendimi göstermek ve gelişmek için buraya geldim.Güzel yüzlerimizle salonda olmak değil, iyi top oynamak gerekBasketbola sekiz yaşımda Letonya'da başladım. Gün geçtikçe ilerledim bu sporda. Fransa'da, Polonya'da, Rusya'da, Romanya'da, Türkiye'de Fenerbahçe'de oynadım. Canik Belediyespor hakkında birçok iyi şey duyduğum için buraya gelmek istedim. İstanbul'da yaşadığım için Türkiye'yi biliyordum. Canik'e geleceğim zaman Türkiye'de darbe girişimi oldu, ailem biraz endişe etti, onları sakinleştirdim ve şimdi buradayım. İnsanların maçlara ilgi göstermesi hoşumuza gider ama bu ilgi sarışın olduğumuz için, çok güzel kızlardan oluşan bir takım olduğumuz için değil iyi basket oynadığımız için olmalı. Çünkü biz profesyonel sporcularız. Önemli olan güzel yüzlerimizle salonda olmamız değil, iyi top oynamamız. Biz insanları böyle etkilemeliyiz. Her maçtan önce aklımı ve bedenimi temizlerim. Ve maça mental olarak hazır olurum. Dindar biriyim ve maçlardan önce dua ederim. Hayat çok kısa. Bizi güzel bulup tekliflerde bulunan markalara uzak bakmam.Tuğba Taşçı (Kaptan)Civarda iyi kuaför var mı?Canik Belediyespor'a Beşiktaş'tan transfer oldum. Basketbola Galatasaray altyapısında 12 yaşımda başladım. Birçok takımda oynadım. Antrenörümüz Mehmet Can Öztürk nedeniyle Canik'e geldim. Bir yandan da Canik ilgimi çekti. Çünkü küçük bir ilçe olmasına rağmen Canik Belediyespor çok büyük başarılara imza atmış bir takım. Türkiye liginde oynuyorlar, Avrupa kupalarına katılacağız. Misura'nın gelişiyle gözler tam anlamıyla bize döndü. Misura çok güzel bir kız ama bizim Türk oyuncular da çok güzel. Kadın basketbolunu güzellik gibi bir tabana oturtamayız ama sonuçta hepimiz kadınız! Bir kadın olarak maçlar sırasında hem işimi iyi yapmak hem de iyi görünmek isterim. Canik'le ilgili bana teklif geldiğinde ilk merak ettiğim, burada iyi bir kuaför olup olmadığıydı. Taraftarlar da bizim oyunumuz kadar, saçımıza, yüzümüze bakıyorlar. Ama burada durum biraz kontrolden çıktı. "Sarışın, güzel kızlar Canik'e toplanmışlar" diye gündem olduk. Böyle lanse edilmekten takım olarak sıkılmış haldeyiz. Hatta bu durum bizi üzüyor. Bize gelen mesajları görseniz inanamazsınız. İş artık çirkinleşti ve çığırından çıktı. Biz bir takıma toplanmış, güzel, sarışın, esmer, uzun, kısa olarak değil de iyi basketbolcular, sahada iyi iş yapan sporcular olarak anılmak istiyoruz. Bu takıma dair Canik'in bir beklentisi var. Kimse bize güzel kızlarız diye maç vermeyecek. Bu beklentiyi boşa çıkarmamalıyız. İyi basketbolcular olarak lanse edilmek istiyoruz.Hayalim Canik'teki her çocuğun spor ve müzikle ilgilenmesiCanik Belediye Başkanı Osman Genç2004 yılında belediye başkanı oldum Canik'e. O zamanlar 52 bin nüfuslu bir yerdi. Lastik fabrikaları, mezbaha, çöp istasyonu, cezaevi buradaydı, şehrin arka bahçesiydi yani... Cezaevi Mahallesi diye bilinirdi. 'Sorunlu' öğretmenlerin sürgün yeriydi burası. Başkan olmadan önce 10 yıl öğretmenlik yaptım ve 28 Şubat mağduruyum. Beni sürdükleri okul da buradaydı. Öğretmenler buradan kaçmak için fırsat arardı. Çamur içinde, aileler çocuklarıyla ilgilenmiyor, böyle bir yapı vardı. Kişi başına düşen milli gelirin en düşük olduğu yerdi. "Gelecekte şehrin en güzel yeri olacak" diye yola çıktığımızda bize herkes güldü. Gelir gelmez kentsel dönüşümü başlattık. Ama bu sadece fiziksel bir kentsel dönüşüm değildi. Kültürü, anlayışı, zihniyeti, yaşam anlayışını değiştirmek içi yola çıktık. Son 12 yılda nüfus burada yüzde 52 arttı. Yedi okul vardı, 26 okul sayısına ulaştık. Eğitimle insanların dönüşeceğine inandığım için eğitim, kültür ve spora yatırım yaptık. Bana göre her çocuğun bir spor yapması gerekir, her çocuğun bir enstrüman çalması gerekir. Buradaki fakir insan bunu nasıl yapacak? Biz bu hizmetleri ücretsiz veriyoruz. Burada çocuklar piyano çalar, spor yapar. Aile eğitim merkezleri açtık ki sadece çocuklar değil aileler de eğitilsin. Sadece söylemekle yeni bir nesil inşası olmaz. Bunun için gerekli altyapının olması gerekir. Biz bunu sağladık. Gecekondulaşmış bir şehirden kavgacı bir nesil çıkar. Bu nedenle çocukları spora teşvik etmek için ilk icraat olarak Hasan Doğan Spor Kompleksi'ni yaptık. Şimdi 2 bin 500 sporcumuz var, sanat eğitimi alan da 2 bin 500 çocuk var. Örnek bir rakam! Türkiye genelinde gençlerin sanat ve sporla ilgilendiği böyle bir yer yok.