Neşat GÜNDOĞDU/ANKARA
Dış politikadaki gelişmeleri gazetecilere değerlendiren Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, F35 konusundan S400 nedeni ile ABD tarafından gündeme gelen ABD yaptırımlarına kadar birçok konuda açıklamada bulundu. Sözcü Aksoy, güvenli bölge ve Suudi Arabistan’ın Türk tırlarının gümrükte bekletmesine yönelik atılacak adımlar hakkında bilgi verdi.
ABD’den askeri heyet gelecek
Suriye'de barış koridorunun kurulmasını arzu ettiklerini belirten Aksoy, “5 Ağustos haftası ülkemize gelecek olan ABD askeri heyetiyle görüşmeler devam edecek" dedi. Bu sürecin oyalamaya dönüşmesine izin vermeyeceklerini vurgulayan Aksoy, “Biz Münbiç’te olduğu gibi bir oyalama süreci içine girilmeyi kabul edemeyiz. Beklentilerimizin karşılanmaması halinde, ulusal güvenliğimizi sağlamak üzere her türlü önlemi alabilecek kabiliyete ve yeteneğe sahibiz" diye konuştu.
Güvenli bölgeyi Türkiye kuracak
Türkiye’nin güvenli bölge için olmazsa olmazlarını sıralayan Aksoy, bölgenin derinliğinin 32 kilometre olması, bölgenin kontrolünün Türkiye'de bulunması ve terör örgütü PYD/YPG'nin bu bölgeden çıkarılması gerektiğini kaydetti. Aksoy, "ABD ile ortak bir noktada buluşulamaması halinde Suriye sınırında güvenli bölgeyi tek başımıza oluşturmak zorunda kalacağız. Bunu her düzeyde ABD'li muhataplarımıza iletiyoruz" açıklamalarında bulundu.
Vizelerde son adım kaldı
Son dönemde vize konularında bazı olumlu gelişmelerin bulunduğuna dikkati çeken Aksoy, "Önümüzdeki dönemde beklentimiz, 2010 tarihli vize muafiyeti anlaşmasının yeniden yürürlüğe girmesi. Bu anlaşma yürürlüğe girdikten sonra umuma mahsus Türk vatandaşları da Rusya'ya serbest şekilde girmeye başlayabilecekler" dedi.
PKK nafile bir çırpınış içerisinde
Erbil’de şehit edilen Erbil Başkonsolosluğu diplomatı Osman Köse’nin katillerine yönelik çalışmaların sürdüğünü belirten Aksoy, “Bu saldırı son dönemde PKK'ya indirdiğimiz darbelere karşı terör örgütünün nafile bir çırpınışı. Son dönemde PKK’ya karşı indirdiğimiz ağır darbe sonrası terör örgütünün nefesini kestik. Diplomatımıza yapılan saldırı sonrası operasyonlarımızı daha da artırdık” şeklinde konuştu.
Başka yolları deneyeceğiz
Türkiye'nin F-35 programının bir parçası olduğuna aktaran Aksoy, ABD Başkanı Trump’ın başka, kongre üyelerinin ise başka konuştuğunu söyledi. Her türlü adıma karşı önlemlerin alındığını dile getiren Aksoy, “Bizim bu projeye ilave 1,5 milyar dolar taahhüdümüz var. Bunu ödeyemeyeceğimiz için projenin üretim maliyeti uçak başına 7-8 milyon dolar artacak. F-35 konusunda haklı ve hukuki biz zemin olmadan sürecin dışına itilmeye çalışıyoruz. Buna karşı biz de başka yolları denemek zorunda kalacağız” diye konuştu.
AB, Rumların esiri oldu
AB ile sıkıntılı bir dönemden geçildiğine de vurgu yapan Aksoy, AB’nin son dönemde ilişkileri Kıbrıs sorununa indirgediğini kaydetti. "Birlik dayanışması kisvesi altında Rum-Yunan ikilisinin aşırı taleplerini ülkemize empoze etmeye çalışıyorlar" diyen Aksoy, “AB’nin bizimle ilişkilerini ve karar alma süreçlerini etkileyecek şekilde GKRY’nin adeta esiri haline geldiğini görüyoruz. 15 Temmuz’da yaptıkları toplantı ile aldıkları kararlar gibi giriştikleri bu tür önlemler ne bizim Doğu Akdeniz’deki egemenlik haklarımızı ne de Kıbrıs Türklerinin egemenlik haklarını korumamızı engelleyemeyecek” vurgusunu yaptı.
Suudiler tırları bekletiyor
Suudi Arabistan’a son dönemde giden ihracatçılarımızın yolladığı tırlarda ve konteynırlarda gümrük konusunda artan şekilde bazı problemler yaşandığına da değinen Aksoy, “Bunun için bazı girişimler bulunduk. Ticaret Bakanımız da Suudi muhatabını aradı. Gümrükte bekleyen 300 tırın yaş meyve ve sebze taşıyan 100 tanesi kademeli şekilde serbest bırakıldı. Bunu takip etmeye devam ediyoruz” şeklinde konuştu.