EDİP ÜZEN/ ANKARA
YENİ BİR İŞ KOLU
Çöplerin ayrıştırılarak atılması konusunda halkın ve yerel yönetimlerin yeterli bilince ulaşamaması 'sokak toplayıcıları' adı verilen yeni bir iş kolu doğurdu. Sokaklardan toplanan kağıt, plastik ve teneke belirli merkezlerde toplanıyor. Buralarda önce aracılar ardından şirket temsilcileri tarafından alınıyor. Çöp toplayıcılarının aylık geliri bin 500 liradan 2 bin liraya kadar çıkıyor.
NE OLACAK BU İNSANLAR
Herkesin hemen her gün gördüğü bu kişilerin hayat standardı sağladıkları faydayla doğru orantılı değil. Birkaç bilinçli toplayıcının kendi kendine aldığı tedbirin dışında kimse bu kişilerin sağlığı ya da psikolojik durumuyla ilgilenmiyor. Çevre sağlığının 100 bin kişilik bu dev ordusu herhangi bir sosyal güvence altında değil.
Çöplerin ayrıştırılarak atılması konusunda halkın ve yerel yönetimlerin yeterli bilince ulaşamaması 'sokak toplayıcıları' adı verilen yeni bir iş kolu doğurdu.
Firmaların ambalajlarını geri toplama zorunluluğu çöp ayrıştırıcılarının el üstünde tutulmasını sağladı. Sokak toplayıcıları 1.2 milyar liralık ekonomi yarattı. Sayılarının 100 bin kişiyi aştığı tahmin edilen toplayıcıların başta İstanbul ve Ankara olmak üzere ülke genelini sokak sokak parselleyen toplayıcılar şirketlerin kontrolünde çalışıyor.
Sokaklardan toplanan kağıt, plastik ve teneke belirli merkezlerde toplanıyor. Buralarda önce aracılar ardından şirket temsilcileri tarafından alınıyor. Çöp toplayıcılarının aylık geliri bin 500 liradan 2 bin liraya kadar çıkıyor.
En fazla geri dönüşüm kağıtta
Türkiye'de geri dönüşümü en yüksek seviyede olan materyal kağıt. Piyasada kullanılan kağıtların yüzde 47'si geri kazanılıyor. Bu rakamın yüzde 15'i sokak toplayıcıları tarafından karşılanıyor.
Öte yandan Türkiye'nin büyükşehirlerinde kişi başına günde bir buçuk kilo atık üretiliyor. Katı atıklar içinde metaller ikinci, plastikler üçüncü ve cam dördüncü sırada yer alıyor.
İnsani şartlarda çalışmıyorlar
Çöp toplayıcıları dev şirketlere büyük bir maliyet ve insan kaynağı tasarrufu sağlıyor. Ancak herkesin hemen her gün gördüğü bu kişilerin hayat standardı sağladıkları faydayla doğru orantılı değil.
Birkaç bilinçli toplayıcının kendi kendine aldığı tedbirin dışında kimse bu kişilerin sağlığı ya da psikolojik durumuyla ilgilenmiyor. Çevre sağlığının 100 bin kişilik bu dev ordusu herhangi bir sosyal güvence altında değil.
Şevki ve Baran da herhangi bir sosyal güvencesi olmayanlardan yalnızca bir kaçı. Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinden gelen Şevki ve Baran Ankara'da hayatlarını sokak toplayıcılığından kazandıkları para ile sürdürüyorlar.
Çok şükür aç kalmıyoruz
Cebeci bölgesinde bu işi yapanların hepsinin kendi akrabaları olduğunu söyleyen Şevki A., "Gün olur 50 gün olur 60 lira alıyoruz, eğer çalışan kişi acemiyse 30 lira ancak alır. İskitlerde bir depoda kalıyoruz. Kaldığımız yer kötü yaşam koşullarına sahip. Yaptığımız işten memnunuz çok şükür, aç kalmıyoruz yapacak işimiz var" dedi.
Arabalarımız toplanıyor!
Herhangi bir şirkete bağlı olmadıkları için belediyenin kağıt topladıkları araçlarına el koyduğunu belirten Şevki, "Belediye ekipleri gece sokaklara çıkıp bizim arabaları almaya çalışıyor. Yaptığınız işin yasak olduğunu söylüyor. Bizim arabaların fiyatı 100 lira. Bir arabayı tekrar almamız bize iki günlük yevmiyeye mal oluyor" diye konuştu.
Şevki A., sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Gündüz vakti saat 14.00'a kadar yatıyoruz ardından saat 17.00 gibi sokaklara çıkıp gece 00.01'e kadar çalışıyoruz. Alüminyumun kilosundan 1.60 kr, kağıttan 135 kr, tenekeden ise 430kr. kazanıyoruz. Biz burada iki veya üç ay çalışıp memlekete gidiyoruz. Çünkü Şanlıurfa'da Pamuk ve Mısır işi var, onlarda çalışıyoruz."