Rum basınında "Türk malları yağmalanıyor" başlığıyla yer alan bazı haberler ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) yetkililerinden elde edilen bilgilere göre, güneyde bulunan Türk taşınmazlarıyla ilgili istismar vakaları arttı.
GKRY İçişleri Bakanlığı konunun yoğun şekilde gündeme gelmesi üzerine, Kıbrıs Türk mallarının yönetimine ilişkin orta ve uzun vadeli bazı tedbirler alacağını duyurdu.
Bakanlık, öncelikli olarak Güney Kıbrıs'ta 1974 öncesi kalan Türklere ait taşınmazlar ile vakıf mallarının güncel kullanımıyla ilgili inceleme ve denetim mekanizmalarının devreye alınacağını belirterek artık aşikar olan Türk mallarının kötü yönetimine müdahale edilmesi, ticari amaçlarla kullanılan Kıbrıs Türk mallarının kira sözleşmelerinin incelenmesi için bir iç denetim birimi kurulması, Kıbrıs Rum Tarımsal Ödeme Örgütünün envanterindeki tarım arazilerinin incelenmesi, kira sözleşmelerinin yeniden gözden geçirilmesini yeni tedbirler olarak açıkladı.
Baf Belediye Başkanı ifade verdiGKRY kontrolündeki Baf Belediyesinin Başkanı Fedonas Fedonos, konuyla ilgili daha önce hazırlanan bir raporu soruşturan Rum Temsilciler Meclisi Denetim Komitesi'ne verdiği ifadede Güney Kıbrıs'taki siyasi partileri, burada bulunan Türk taşınmaz mallarının yönetimini kötü idare etmekle suçladı.
Fedonos eski bir siyasinin Türk taşınmazlarını başkalarının satın almasına yardım etmekten soruşturma geçirdiğini hatırlatarak, Baf'ın kent merkezindeki dükkanların yüzde 70'inin sahibinin Türkler olduğuna ifadesinde yer verdi.
Rum kesimindeki Türk mallarının yağmalanması süreciyle ilgili polise de ifade verdiğini aktaran Fedonos, Denetim Komitesi tarafından kendisinden talep edilen ayrıntılı notları göndereceğini kaydetti.
Baf Belediye Başkanı Fedonos, daha önce de yaptığı bir açıklamada, Yeşilova (Mandria) bölgesindeki sahil şeridinde bulunan Kıbrıs Türk taşınmazlarına ilişkin milyon avroluk vurgun yapıldığını iddia etmişti.
Rum kesimindeki Türk malları 3 farklı yöntemle ele geçiriliyorGüney Kıbrıs'ta 1974 öncesine ait Türk şahsi ve vakıf taşınmazlarını ele geçirmede 3 farklı yöntem kullanıldığı GKRY'de daha önce soruşturmalar ve çeşitli davalarda detaylarıyla kayda geçti.
Kamu yararına istimlak yöntemi ile binlerce dönüm Türk arazisi Rumlar tarafından alındı.
Hak sahiplerinin rızaları olmadan kamu kurum ve kuruluşları tarafından istimlak edilerek, havalimanı, yol ve park yapımı projeleri gerekçe gösterilerek istimlak edilen arazilerin bedelinin GKRY tarafından Türklere daha sonra ödeneceği iddia ediliyor.
Güney Kıbrıs'ta sahte belgelerle Rumlara veya 3. ülke vatandaşlarına verilmiş çok sayıda Türklere ait arazi, dükkan ve ev bulunuyor.
Yasa dışı şekilde işgal edilen dükkan ve araziler ile GKRY'nin idari ve hukuki olarak işlem yapmaması ise 3. yöntem olarak anılıyor.
Baf ve Larnaka'daki uygulamalar mercek altındaGüney Kıbrıs'taki taşınmaz Türk malları konusunda İçişleri Bakanlığına bağlı Kıbrıs Türk Malları İdaresi yetkili sayılıyor. GKRY'de çeşitli dönemlerde soruşturma ve yargılamalara konu olan Türk mallarının yağmalanması sorununa raporlara göre daha çok Baf ve Larnaka kentlerinde rastlanıyor.
GKRY Sayıştayı ve Temsilciler Meclisi Denetim Komitesi geçen yıl Kıbrıs Türk Malları İdaresi'nde çalışan 3 memurun tapu sahtekarlığıyla Baf kentinde Türk mallarını eş ve çocuklarının üzerine geçirdiğini tespit etti.
Araştırmalar sonucu memurların birinin eşi üzerinde 180 hektar Türklere ait tarım arazisi tespit edildi.
Rum kesiminde 18 milyar avroluk Türk taşınmazı bulunuyorGKRY'de 2 yıl önce yapılan bir araştırmada burada bulunan Türk şahsi ve vakıf mallarının değerinin 18 milyar avro kadar olduğunun tahmin edildiği açıklanmıştı.
Araştırma sonucu, Rum kesimindeki Türk mallarının 20 bin 621 kişi tarafından kullanıldığı belirtilerek, 2 yıl önce bu malların hak sahiplerine ödenmeyen 9 milyon avro düzeyinde kirası bulunduğu öne sürülmüştü.
Aynı araştırmada Güney Kıbrıs'ta kalan Türk arazilerinin 61 bin hektar olduğu ve yine Kıbrıslı Türklere ait 1652 tatil evinin Rumlar tarafından kullanıldığı bilgisine yer verilmişti.
Rumlar tarafından burada kalan Türk mallarının yasa dışı işgali ve kullanımı kabul edilirken, yapılan soruşturma ve yargılamalarda bugüne kadar kesin bir sonuca ulaşılamamış olması KKTC makamları tarafından eleştiriliyor.