GÜÇLÜ PARLAMENTO GÜÇLÜ MİLLET

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Gazete ve Televizyonların Ankara Temsilcileri ile yemekli toplantıda bir araya gelerek Sivil Anayasa, Başkanlık Sistemi, 2015 Seçimleri, Çözüm Süreci, Bank Asya ve HDP'nin parti olarak seçimlere girmesi hususlarında önemli açıklamalarda bulundu.

Bayram ZİLAN/Ankara

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye gündemine oturan Başkanlık Sistemi ile ilgili, Güçlü, hızlı karar alabilen, aldığı kararları da uygulayan bir Başkanlık mekanizmasına Türkiye'nin dönme mecburiyetinde olduğunu söyledi. Kurtulmuş, Çözüm Süreci'ne ilişkin, Newroz'dan evvel hükümet açısından bir takım adımların atılacağını ve silahların bırakıldığına dair bir deklarasyon da beklediklerini dile getirdi.

Başkanlık Sistemi ile beraber kamu reformu

Türkiye, güçlü, hızlı karar alabilen aldığı kararları da uygulayan bir Başkanlık mekanizmasına dönmek mecburiyetindedir. Buraya doğru Türkiye yol alıyor. 2014'te yapmış olduğumuz Cumhurbaşkanı seçimiyle de Türkiye buraya doğru bir adım atmış vaziyette. Sadece bunun olması tek başına yetmez. Kamu reformunu da kendi bünyesinde gerektiriyor. Örneğin son zamanlarda tartıştığımız Başkanlık Sistemi, Amerikan sistemini de oluşturan sistem, o da Osmanlıdan alınma bir şey. Başkan, yani iş başına gelen adam kendi üst yöneticileri ile iş başına gelecek. Millet oy vermeyip iş başından uzaklaştırdığı zaman da gidecek. Yani devletin üst kadrolarının bu anlamda seçilenlerle beraber gelip seçilenlerle gitmesidir. Yani bir kamu reformunun yapılması mecburiyeti var.

İdeal demokrasiden bahsedemeyiz

Şimdi bu sistem bütünü ile değişmediği sürece Türkiye'de ideal anlamda bir demokrasinin varlığından bahsedilemez. Bu çerçeve de Türkiye'de Güçler ayrımı prensibini bütünü ile sağlayacak olan mekanizma aslında iyi donatılmış, alt yapısı iyi hazırlanmış siyasi partiler yasası, seçim yasası, kamu reformu, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, tahkir edilmiş bir yapının üzerine gerçekten yönetimde birlik ilkesinin getirecek olan Başkanlık sistemine doğru geçiştir. Bunu bu şekilde tartışırız.

Başkanlık Erdoğan'ın şahsı için getirilmiyor

Başkanlık sistemi, sanki yeni tartışılıyormuş gibi ve sanki Tayyip Erdoğan'ın ve Ak Parti'nin sadece kurumsal isteği gibi anlaşılıyor gibi fevkalade yanlıştır bu yaklaşım. Aslında uzunca bir süredir tartışılıyor. Özal zamanından beri 2007'de hatırlayın aynı şekilde bu tartışmalar oldu. 2010 anayasal referandumu sırasında tartışıldı. Bizim artık kozmetik bir takım değişikliklere değil, Türkiye'de sistemi bütünü ile milletin iradesine hakim kılacak şekilde değiştirecek çok cesur, çok kararlı ve bütünleşen bir zihnin ürünü olarak ortaya konulmuş bir anayasal reforma ihtiyacımız var.

Güçlendirilmiş parlamento

Denetim fonksiyonu ile ilgili yeni bir düzenleme düşünülebilir. Ben bütün bunların hepsini güçlendirilmiş millet, parlamento, toplumsal yapı, bütün bunların hepsi ile birlikte Başkanlık Sistemi Türkiye'yi ileriye götürür. Yönetimde birlik prensibini sağlayacak bir yapı yapılabilir. Bunlar iyi tahkim edilirse tam güçler ayrımı orada olur.

Nevruzdan evvel hükümet bir takım adımlar atacak

Önümüzde Nevruz meselesi var. Nevruzdan evvel bu konuyla ilgili tekrar hükümet açısından bir takım adımların atılacağını hem de bunun karşılığında da artık bir kez daha en azından çok kuvvetli şekilde silahlı mücadele döneminin geride kaldığının deklere edilmesini, bundan sonra silahlı mücadele yapılmayacağına dair kanaatlerin deklere edileceğini ümit ediyorum. Tabi bu süreç çok sıkışık bir süreç, zor bir dönem geçirmiş olmamıza rağmen büyük oranda az ama çok daha zor bir dönem önümüzde. Ümit ediyorum ki seçim öncesinde bu olumlu havayı artıracak kuvvetlendirecek adımların karşılıklı atılacağını hep beraber göreceğiz.

HDP'nin mecliste olması bir avantajdır

Şahsi kanaatim HDP'nin Türkiye'de parlamentoda olmasının hem Çözüm Süreci'nin devamı bakımından hem Türkiye siyasetinin demokratikleşmesi ve kuvvetlenmesi bakımından bir imkan bir avantaj olduğu kanaatindeyim. Seçim barajı meselesi, aslında HDP açısından da zor gibi görünen bir süreçtir. Ama büyükte bir imkanı sağlamaktadır. Sayın Demirtaş'ı Cumhurbaşkanlığı seçiminde gördük. Demirtaş'ın Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aldığı oylarla aslında hem HDP seçmeni hem Türkiye'de seçmenin önemli bir kısmı mesaj verdi. Dedi ki; barış dilini kullanırsanız silahtan, terörden ne kadar uzaklaşırsanız, biz de size aslında destek veririz. Mesajını halk bir şekilde vermiş oldu.

Seçim barajı HDP'yi Türkiye partisi yapar

Yüzde 10 barajının HDP'yi daha çok Türkiye partisi haline getireceği, Türkiye partisi olma sürecinde biraz daha zorlayacağı kanaatindeyim. Bu anlamda ümit ederim ki HDP parlamentoda, siyasetin içerisinde olarak devam eder. Olmazsa Çözüm Süreci herhangi bir partinin tekelinde olan bir süreç değildir. Çözüm Süreci'nin birinci derecede muhatabı 77 milyon yurttaşımızın tamamıdır.

Bank Asya meselesi bugünün meselesi değildir

Bank Asya konusunu karşımıza bugün çıkmış bir süreç gibi kimse konuşmasın. Uzunca bir süredir devam eden bir meseleyle karşı karşıyayız. Her meseleyi tekrardan kamplaştırmak üzerinden konuşmayı bazıları seviyor. Bu siyasi bir konu değildir. Ekonominin de arkasında siyasi kararlarla ilgili değil, teknik kararlarla alakalıdır. Mesele şu: Bank Asya'dan TMSF hesaplarının şeffaflığı ile ilgili ortaklık yapısı ile ilgili bilgiler istenmiş. Bu bilgiler verilmemiş ya da verilememiş. Sonuçta bu denetimi sağlayan mekanizma TMSF. Türkiye uzun yıllar biliyorsunuz geçmiş dönemlerde batık bankaların ceremesini bütün milletin tamamına çektirmiş olan bir ülkedir. Bu teknik bir meseledir. Buradan sanki herhangi bir hükümet adına ya da Türkiye'nin bu bağımsız kuruluşları el koyuyormuş gibi bir havanın olmasını asla doğru bulmam.