İnsan Hakları İzleme Örgütüne (HRW) göre, Ruanda tarafından desteklendiği ileri sürülen ve yılbaşından bu yana saldırılarını artıran M23 isyancı grubu, stratejik öneme sahip Kuzey-Kivu eyaletinin başkenti Goma'ya 20 kilometre uzaklıkta bulunan Sake kasabasına kadar ulaştı.
M23 üyeleri, Kuzey-Kivu eyaletinin Ruanda sınırında yer alan Rutshuru bölgesindeki birçok yerleşim yerinin kontrolünü ele geçirerek ve Goma'ya giden iki ana yolu kapatarak Kuzey-Kivu eyaletinin merkezi yönetimle karasal bağını kesti.
Sake yakınlarında güvenlik güçleri ile M23 üyeleri arasında şiddetli çatışmalar devam ediyor.
- Çatışmalardan dolayı bölgede göç hareketliliği yaşanıyor
KDC'nin doğusunda Kasım 2021'de yeniden saldırılara başlayan M23, binlerce sivilin göç etmesine ve yıkıma neden oldu.
Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşler Koordinasyon Ofisinin (OCHA) raporuna göre, 31 Ocak 2024 itibarıyla Kuzey-Kivu eyaletinde yaklaşık 2,5 milyon kişi yerinden edilmiş olarak hayatını sürdürüyor.
HRW'nin raporuna göre ise sadece son haftalardaki çatışmalardan dolayı yaklaşık 200 bin kişi daha yerlerinden edilerek Goma'ya doğru göçmek zorunda kaldı.
- Ruanda ile KDC’yi savaşın eşiğine getirdi
KDC ile Ruanda arasındaki bugünkü krizin ana nedenlerinin başında M23 geliyor.
Cumhurbaşkanı Felix Tshisekedi, Mayıs 2022'de yaptığı açıklamada, Ruanda'yı M23'ü desteklemekle suçlarken Ruanda Devlet Başkanı Paul Kagame ise iddiaları reddederek KDC Cumhurbaşkanı'nın ülkesini suçlayarak sorumluluktan kaçtığını söyledi.
KDC, tepki olarak Ekim 2022'de Ruanda Büyükelçisi'ni sınır dışı ederek hava sahasını bu ülkeye kapatma kararı aldı.
Ruanda, 19 Ocak 2023'te KDC'yi yabancı paralı askerleri toplayarak savaşa hazırlık yapmakla suçladı ve 24 Ocak'ta hava sahasını 3 kez ihlal ettiğini duyurduğu KDC'ye ait savaş uçağını vurdu.
KDC Cumhurbaşkanı Felix Tshisekedi ise M23 ile müzakerelere başlamayı reddederek, M23'e destek veren Ruanda’ya savaş ilanı dahil bütün seçeneklerin masada olduğunu belirtti.
Diğer adı "Kongo Devrim Ordusu" olan ve 23 Mart 2009'da yapılan barış anlaşmasının bozulmasıyla doğan M23, Ruanda'yı yöneten Paul Kagame'nin de kabilesi Tutsilerden oluşuyor.
- Ruanda Soykırımı sonrasındaki göç, bölgedeki dengeyi değiştirdi
Cezayir'den sonra kıtanın en büyük toprak parçasına sahip KDC, etnik çeşitliliğiyle dikkati çekiyor.
Ülkede 250'ye yakın etnik grup yaşıyor ve birçok yerel dil konuşuluyor. Resmi dillerin arasında Fransızcanın yanı sıra Kikongo, Lingala, Tshiluba ve Svahili de var.
Kivu bölgesinde vatandaşlık ve toprak kanunlarıyla ayrımcılığa maruz kalan Tutsilerin yaşadığı bölgelere 1994'ten itibaren Ruanda'dan göç ettirilen Hutuların da yerleşmesi, Ruanda Soykırımı sonrası KDC'nin doğusunda büyük çatışmaların yaşanmasına neden oldu.
Ruanda Soykırımı'nın ardından Burundi, Tanzanya ve KDC'ye göç eden mültecilerin en fazla sorun yaşadığı ülke KDC oldu.
KDC'nin Ruanda Soykırımı faillerini koruması ve mülteci kamplarında silahlanmalarını desteklemesi, iki ülke arasındaki krizi derinleştiren konuların başında geliyor.
KDC, soykırım faillerini korurken Ruanda ise bu ülkenin doğusundaki Tutsilere askeri, siyasi ve ekonomik destek vererek örgütlenmelerini sağladı.
- Yer altı zenginlikleri dikkati çekiyor
BM'ye göre, el değmemiş yaklaşık 24 trilyon dolarlık zengin yer altı rezervine sahip KDC'de gümüş, bakır, kobalt, altın, koltan ve elmas, onlarca kıymetli madenden sadece bazıları olarak öne çıkıyor.
Yönetim sorunlarından dolayı madenler çoğunlukla isyancı grupların eliyle küçük tüccarlara, buradan da komşu ülkeler üzerinden tüm dünyaya taşınıyor.
KDC ordusunun rüşvet karşılığı izin verdiği kaçakçılık ağı, tüm çabalara rağmen engellenemiyor.
- Krizin çözümü için Batılı ülkeler devrede
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, 18 Şubat 2024'te yaptığı açıklamada, KDC’nin doğusundaki Ruanda’nın desteklediği M23 adlı isyancı grubun saldırılarını şiddetle kınadı.
M23 üyelerinin bölgeden geri çekilmesi gerektiğini belirten Miller, Ruanda’ya derhal M23 üyelerine desteklerini sonlandırma, bölgedeki askerlerini geri çekme ve bölgedeki füze sistemlerini kaldırma çağrısında bulundu.
ABD'nin Birleşmiş Milletlerdeki Özel Siyasi İşlerden Sorumlu Büyükelçisi Robert Wood, 22 Şubat'ta yaptığı açıklamada, "Uluslararası toplum, KDC’nin doğusundaki çatışmaları sona erdirmek ve KDC ile Ruanda arasındaki gerilimin azaltılmasını sağlamak için derhal harekete geçmelidir." dedi.
Fransa Dışişleri Bakanlığından 20 Şubat'ta yapılan açıklamada ise KDC'nin doğusundaki durumdan endişe duyulduğu belirtilerek, "KDC'nin toprak bütünlüğüne yönelik ihlaller ve sivil halkın içinde bulunduğu durum kabul edilemez. Fransa, Ruanda'nın da desteğiyle M23'ün saldırılarının devam etmesini ve Ruanda güçlerinin KDC topraklarında bulunmasını kınıyor." ifadeleri kullanıldı.