Gözlemlerimizi Başbakan'a doğrudan ileteceğiz

Bu akşam Başbakan Erdoğan ile bir araya gelecek olan Akil İnsanlar Heyeti, halkın nabzını ve izlenimlerini aktaracak.

Akil İnsanlar Heyeti Ege Bölgesi Grubu Başkanı Tarhan Erdem, AA muhabirine yaptığı açıklamada, heyetlerin bir aylık çalışma sonucunu değerlendirmek üzere bugün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşeceğini hatırlattı.

Ege Bölgesi Grubu olarak, toplantıda Başkan Vekili Avni Özgürel ve Sekreter Arzuhan Doğan Yalçındağ ile izlenimlerini aktaracaklarını ifade eden Erdem, şöyle devam etti: "Bir rapor hazırlandığı yönündeki haber gerçeği yansıtmıyor. Bizden rapor beklentisi yok, izlenimlerimizi düzenlenecek toplantıda ileteceğiz. Heyetin çalışması sonunda bizden rapor istenirse yazarız ama bahsedildiği gibi hazırlanmış bir raporumuz yok. Muhtemelen Akil insanlarla görüşülüp yazılmış haberler olabilir. Rapormuş gibi aktarılması rahatsız edici. Bazen aceleyle yazıldığında dikkatsizlikler olabiliyor."

Akil İnsanlar Heyeti Ege Bölgesi Grubu Başkan Vekili Avni Özgürel ise gerek anket sonuçları gerekse bazı insanlardan aldıkları bilgiler doğrultusunda, bölgede çalışmaya başlamadan önce sıkıntılı bir sürecin kendilerini beklediğini düşündüklerini dile getirdi.

Başbakan'a notlar iletilecek

İlk olarak İzmir'e gittiklerini, kentin merkezi noktalarında halkın arasında gezip dolaştıklarını anlatan Özgürel, "Tek bir yerde Türkiye Gençlik Birliği'nin (TGB) protestosuyla karşılaştık ki sınırlı bir şey. 50-60 kişi bir araya gelip protesto ettiler. Herkes alkışlayacak diye bir kural da yok. Gitmeden önce bizi beklediğini düşündüğümüz çapta olumsuzlukla karşılaşmadık" şeklinde konuştu. Özgürel, bu akşam Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bir araya geleceklerini hatırlatarak, "Gözlemlerimizi, birebir insanlarla temasımızdan elde ettiğimiz notları, doğrudan sürecin en belirleyici ismi, bu süreci sonuçlandıracak birinci isim Başbakan'a doğrudan ileteceğiz" dedi.

Akillere karşı ön yargılar kırıldı

Akil İnsanlar Heyeti Marmara Bölgesi Grubu Başkanı Deniz Ülke Arıboğan de bugün bazı basın yayın organlarında, Akil İnsanlar Heyeti'nin Başbakan Erdoğan'a rapor sunacağı yönünde yer alan haberlerin kaynağını bilmediğini, bilginin yanlış olduğunu söyledi.

Aynı bölgede bile çok farklı toplumsal dokuların, farklı yaklaşımların olduğuna, endişelerin, kızgınlıkların ve tedirginliklerin de doğal olarak farklılaştığına işaret eden Arıboğan, şunları kaydetti: "Marmara Bölgesi henüz bir rapor hazırlamadı ve Başbakan'a yazılı bir şey sunmayacağız.

Tüm şehir ziyaretlerini tamamlamadan hazırlanacak bir raporun yanıltıcı olabileceğini düşünüyoruz. Çünkü Trakya bölgesindeki vatandaşlarımızla henüz buluşmadık. Bir yandan da zaman geçiyor ve silahlar susmaya devam ettikçe barıştan çok barış sonrasındaki duruma dair yorumlar ön plana çıkıyor. Nisan ile mayıs ayları arasında bile fark var. İnsanlar her türlü kara propagandaya rağmen Akillere karşı ön yargılarını epeyce kırdı, konuşmaya, anlatmaya çalışıyorlar. Bu nedenle biz raporumuzu mayıs ayının sonu itibarıyla hazırlayacağız."

Medyanın sorumluluğu

Arıboğan, medyanın süreçte yeterince destek verdiğini söyleyemeyeceğini ifade ederek, şöyle devam etti: "Zira son derece verimli görüşmeler yapılmasına rağmen sadece protestolara odaklandılar. Binlerce insanla sohbet ettik, dertleştik. Eleştirel tutumu olanlar da rahatlıkla görüşlerini toplantılar sırasında ifade etti. Kanımca elimizde son derece değerli bir sosyal envanter oluştu. Ancak medya konusunda tüm heyetlerden aynı şikayetlerin geldiğine de dikkatiniz çekmek isterim. Bazı medya kuruluşlarına ise teşekkür borçluyuz. Gerçekten çok akilane bir duruş sergilediler ve kara propagandalara alet olmadılar. Medyanın dili ve yaklaşımı bir barış ya da savaş ortamını kurgulamak bakımından hayati önem taşıyor."

Hassasiyetlere dikkat edilmesi gerekiyor

Akil İnsanlar Heyeti Güneydoğu Anadolu Bölgesi Grubu Başkan Vekili Kezban Hatemi de bugün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşeceklerini, görüşme için hazırlanan herhangi bir raporun bulunmadığını söyledi. Hatemi, "Rapor hazırlandığı haberi doğru değil. Böyle bir şey söz konusu değil. Bizden rapor da istenmedi. Nereden çıktı bu anlayamadım. Bölgedeki bütün şehirlerdeki görüşmeler bitmeden hazırlanacak bir rapor gerçeği yansıtmaz" diye konuştu.

Bölgedeki çalışmalarının çok güzel geçtiğini, hiçbir sorun yaşamadıklarını belirten Hatemi, bölgede görev yapan gazetecilerin de süreçle ilgili sorumluluk üstlendiklerini, barış sürecindeki tutum ve davranışlarının diğer medya mensupları tarafından da örnek alınması gerektiğini belirtti.

Güneydoğu Anadolu'da "Süreç kesintiye uğrar mı?" endişesinin bulunduğunu aktaran Hatemi, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bölgede öne çıkan talep, 'Biz barıştan yanayız, bölünme istemiyoruz' şeklindeydi, bölünme isteyen yok. Bölünme gibi bir endişe ile karşılaşmadık. Bizde ön plana öyle bir şey çıkmadı. Her kesimle görüşmelerimiz oldu. Bölünme diye bir gündem, talep söz konusu değil. Bu dönemde hassasiyetlere dikkat edilmesi gerekiyor."

Söylenen şeyleri ben de ilk kez gazeteden okudum

Akil İnsanlar Heyeti Karadeniz Bölgesi Grubu Başkanı Yusuf Şevki Hakyemez ise "Türkiye, bölünecek mi endişesini" çözüm sürecine ilişkin toplantılarda katılımcıların çürüttüğünü ifade etti. Türkiye'nin bu süreçten sonra daha da güçleneceğini vurgulayan Hakyemez, şöyle konuştu: "Türkiye, bu süreçten sonra daha da güçlenecek kanaatindeyim. 30 yıl silahlı terörle bölünme olmadı da silah bıraktıktan sonra mı ülke bölünecek? Hele de yüzde 50 oy almış bir iktidar varken... O zaman iktidarın aklını peynir ekmekle yemiş olması lazım. 'Türkiye, bölünecek mi' korkusu hiçbir zaman söz konusu olamaz, Türkiye'de tek ortak olduğumuz nokta bölünmez bütünlüktür. Bu, akil insanlar için de hükümet için de geçerlidir. Böyle bir şey olamaz, mümkün değil. Toplantılara katılanların da ortak görüşü budur."

Hakyemez, bazı yayın organlarında Akil İnsanlar Heyeti'nin raporlarıyla ilgili ifadeler yer almasına ilişkin, şunları belirtti: "Grubumuzdan raporlarla ilgili bilgi aktarılmadı. Söylenen şeyleri ben de ilk kez gazeteden okudum. Diğer bölgelerin de raporunda bunların olduğunu zannetmiyorum. Başbakan'dan önce de bu raporun basına verilmesi mümkün değildir. Başbakan'a ne yaptığımızla ilgili kısa bir faaliyet raporu sunacağız. Hassas olunan noktalara ilişkin Başbakan'a aktaracağımız notlar var. Başka da bir şey yok. Ortak bir rapor da söz konusu değil."

Bu ülkedeki her ferdin aklı selim olduğunu görürsünüz

Akil İnsanlar Heyeti Marmara Bölgesi Grubu Üyesi Hülya Koçyiğit, "Bu ülkede konuşulan her bir ferdin ne kadar aklı selim olduğunu görürsünüz. Akil İnsanlar olarak biraraya getirilen insanlar, sadece bir özettir, örnektir "dedi.

Akil İnsanlar Heyeti Marmara Bölgesi Grubu üyeleri, Kağıthane Belediyesi Kadın Meclisince, Kağıthane Belediyesi Meclis Salonu'nda düzenlenen toplantıda, çeşitli sivil toplum kuruşlarından kadınlarla biraraya geldi.

Toplantıda konuşan Grup üyesi Hülya Koçyiğit, gerçekten belki de Cumhuriyet tarihinin en ciddi, can acıtan, kan almış, gözyaşı döktürmüş ve uzun yıllara mal olmuş bir sorununun netice alabilmesi için, herkesin aynı dilek ve kararlılıkta olması gerektiğini söyledi.

Yarınların daha güçlü kılınabilmesi için Akil İnsanlar Heyeti olarak üzerine düşen görevi yapmaya çalıştıklarını anlatan Koçyiğit, farklı anlayışlardan biraraya gelen bir heyet olduklarını belirterek, "Hepimiz hakka, hukuka, adaletin temsil edilmesine inanan insanlarız. Ülkenin can acıtan sorununun bir an durdurulması yönünde olan insanlarız. Başlangıçta ismen Akil İnsanlar ismi yakıştırıldı. Şu bir gerçek ki sadece 62 'akil insan' yok. Bu ülkede konuşulan her bir ferdin ne kadar aklı selim olduğunu görürsünüz. Akil İnsanlar olarak biraraya getirilen insanlar, sadece bir özettir, örnektir" diye konuştu.

Marmara Bölgesi'nde yapılan toplantı ve raporlarla Türkiye'de sadece Kürt sorunu olmadığını, toplumun çeşitli kesimlerinin ciddi sorunları olduğuna değinen Koçyiğit, esas görevlerinin yapılan toplantılarda iletilen mesajların hükümete, diğer siyasi partilere ve kamuoyuna duyurmak olduğunu söyledi.

Gözümüzün önünde bir Çanakkale yok oldu

Grup üyesi Mustafa Armağan da sürecin kolay bir süreç olmadığını ve olmayacağını gördüklerini belirtti.

30 yıllık sürece bakıldığında ortaya ürkütücü bir tablo çıktığının bahseden Armağan, geçen günlerde Çanakkale'ye gittiklerini ve ilin nüfusunu sorduğunda tahmininden daha düşük bir rakam ifade ettiklerini dile getirerek, "Bugün Çanakkale nüfusundan daha fazla bir insan şiddet olmadan yaşayacakken, sizlerle nefes alıp verebilecekken, ülkeye ekonomik, düşünsel ve zihinsel katkısı olabilecekken, onlardan mahrum yaşıyoruz. Gözümüzün önünde bir Çanakkale yok oldu. 30 yılda Çanakkale'de yaşayan insanlardan daha fazlasını, bir şehri kaybetmişsek durup düşünmemiz gerek" diye konuştu.

Var olan sorunları sona erdirmenin halka bağlı olduğunu ve sorunları çözmek için ortaya konan sürece neden 'evet' veya 'hayır' denildiğini iyi anlamak gerektiğinini belirten Armağan, "Akil İnsanlar olarak 'Bir çocuk daha babasız, büyümeyebilir mi? Bir anne ve babanın daha delikanlı iken çocuğu toprağa düşmeyebilir mi? Bu kanı durdurmaya acaba bizim de, bir tutam tuz miktarınca katkımız olabilir mi?' diye düşündük. Bu işin altına elimizi koymak istedik. Bu toplumda da, bu konuda talep var. Karşı çıkanları da bu sürecin içerisinde değerlendiriyoruz. Karşı çıkmak da bu tartışmanın bir parçası olmaktır" ifadelerini kullandı.

Havaların ısınmasıyla Doğu'da uzun yıllardan beri kırlara çıkmayan insanların pikniğe gitmeye başladıklarını anlatan Armağan, silah bırakma sürecinin gerçekleşmesi halinde, bölgede benzer olayların daha fazla görülebileceğinden bahsetti.

Bazı çözümler anayasanın değişikliğine bağlı olacak

Grup üyesi Yücel Sayman ise savaşı halkların çıkartmadığını, ancak barışı halkların sağladığını söyledi.

Çözüm süreciyle Türkiye'de halkın seyirci olmaktan çıktığını belirten Sayman, "Çeşitli taleplerimiz var. Ortak noktamız ne olabilir ki bu barış sürecinde ortak talepleri dile getirebilelim. Sonuç itibariyle bazı çözümler anayasanın değişikliğine bağlı olacak. Nelerin olması veya olmaması gerektiğini tartışacağız. Mesela, vatandaşlığın nasıl tanımlanıp tanımlanmaması konusunda farklı dileklerimiz var. Ancak barışı istediğimiz için bunun ortak çözümünü birbirimizi anlayarak karar vereceğiz" şeklinde görüşlerini dile getirdi.

Sayman, süreç için ortak bir nokta bulma konusunda düşünceleri yeniden oluşturmaya hep birlikte başlayacaklarını anlattı.

Toplantı katılımcıların görüşlerini bildirmesiyle sona erdi