Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 34 kişinin hayatını kaybettiği Şırnak'ın Uludere ilçesindeki olayla ilgili olarak verdiği görevsizlik kararında, sınıra yaklaşan gruba ait İnsansız Hava Aracı görüntülerini izleyen ve bu grupların "terörist mi, kaçakçı mı" olduğuna yönelik değerlendirmeleri yapan görevlilerin, bu konuda gerekli özeni göstermedikleri belirtildi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının 28 Aralık 2011 tarihinde gerçekleşen Uludere'deki olayla ilgili yürüttüğü soruşturma sonrasında verdiği görevsizlik kararında, "eylemi gerçekleştirenlerin asker kişi olması ve eylemlerinin askeri bir hizmet kapsamında işlenmiş olması" gerekçesiyle dosyanın Genelkurmay Askeri Savcılığına gönderildiği kaydedildi.
Kararda, olayla ilgili olarak yürütülen soruşturmada, başta Genelkurmay Başkanlığı olmak üzere Mill İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarlığı, 2. Ordu Komutanlığı, Van Jandarma Asayiş Komutanlığı, Şırnak 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı, Jandarma 22. Sınır Tugay Komutanlığı, Şırnak Jandarma Komutanlığı ve Uludere Jandarma Komutanlığı ile gerekli yazışmaların yapıldığı ifade edildi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen belgelerden, olay mahaline yakın bir bölgede terör örgütü PKK mensuplarının bulunduğu ve bu örgüt mensuplarınca bölgedeki askeri birliklere saldırı yapılacağı yönündeki istihbari nitelikte duyumların alındığı belirtilen kararda, şu ifadelere yer verildi:
"Bu duyumların yanında, terör örgütü PKK'nın silahlı kanadının sorumlusu olan Suriyeli 'Bahoz Erdal' kod adlı Feyman Hüseyin'e ait telsizin de Irak'ın kuzeyinden ülkemize yakın bir bölgede sinyal vermesi ve çok sayıda telsiz kestirmesinin tespit edilmesi nedeniyle, askeri birliklere saldırı olasılığına karşı uyarıldıkları anlaşılmaktadır. Bölgedeki bu hareketlilik nedeniyle sınırdaki askeri birliklerin muhtemel bir saldırıya karşı hazırlıklı bir şekilde bekledikleri anlaşılmıştır."
Yapılan soruşturmada, 38 vatandaşın Ortasu köyü kırsalından çeşitli gruplar halinde, yanlarında yük taşımakta kullandıkları katırlarla birlikte, Irak topraklarına geçtiklerinın anlaşıldığı kaydedilen kararda, şöyle denildi:
"Irak'ın kuzeyine geçen vatandaşlarımız, getirecekleri malzemeleri aldıktan sonra Türkiye sınırına doğru hareket etmişlerdir. Bölgede keşif uçuşu yapan İnsansız Hava Aracı, ilk olarak 17:20'de ülkemize doğru hareket etmekte olan grubu tespit etmiştir. İnsansız Hava Aracı görüntülerini inceleyen birimler tarafından ülkemize yaklaşan grupların terörist veya kaçakçı vatandaşlarımız olabileceği yönünde değerlendirmeler yapılmıştır. Sınıra yakın bölgede örgüt mensuplarının bulunması ve olayın gerçekleştiği bölgede olay öncesinde çok sayıda silahlı çatışmanın meydana gelmiş olması da dikkate alınarak, tespit edilen grubun terör örgütü mensupları olduğu değerlendirilip hava harekatı yapılmasına karar verilmiştir. Bu hava harekatı kapsamında savaş uçakları tarafından ilki saat 21:40'ta sonuncusu ise 22:24'te olmak üzere gruplara yönelik 4 bomba atılmıştır. Atılan bombalar sonucu 34 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. İnsansız Hava Aracı görüntülerini izleyen ve bu grupların 'terörist mi, kaçakçı mı' olduğuna yönelik değerlendirmeleri yapan görevlilerin, bu değerlendirmede gerekli özeni göstermeyerek 34 vatandaşımızın hayatını kaybetmelerine neden oldukları ve bu suretle üzerlerine atılı 'Görevi kötüye kullanmak' ve 'Taksirle birden çok kişinin ölmesine ve yaralanmasına neden olmak' suçunu işledikleri anlaşılmıştır."
Söz konusu "Görevi kötüye kullanmak" ve "Taksirle birden çok kişinin ölmesine ve yaralanmasına neden olmak" suçlarının, soruşturmayı yürüten Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 10. Maddesi ile görevli Cumhuriyet Başsavcılığının görevi kapsamında olmadığı bildirilen kararda, "Cumhuriyet Başsavcılığımızca, toplumda infial yaratan 34 vatandaşımızın ölümü ile ilgili olarak, eylemin gerçekleştiriliş şekli de dikkate alınarak, soruşturma başlatılmıştır. Soruşturma sonucu şüpheli kişilerin eylemlerinin 'Görevi kötüye kullanmak' ve 'Taksirle birden çok kişinin ölmesine ve yaralanmasına neden olmak' suçlarını oluşturabileceği sonucuna varılarak, eylemi gerçekleştirenlerin asker kişi olması ve eylemlerinin askeri bir hizmet kapsamında işlenmiş olması nedeniyle Cumhuriyet Başsavcılığımızın görevsizliği ve soruşturma evrakının Genelkurmay Askeri Savcılığı'na gönderilmesine karar verilmiştir" denildi.