HABER: ÖZLEM DOĞAN
Osmanlı Devleti’ni yıkan azınlıkların ve siyasetçilerin, devleti otuz üç yıl ayakta tutarak Yahudilere Filistin’den bir karış toprak vermeyen Sultan Abdülhamid’e düşmanlığı sürüyor. Her fırsatta ‘kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet’ narasıyla çoğunluğu mason ve dönme olan İttihat ve Terakki’nin sloganını tekrarlayan dış mihrakların kuklası siyasetçiler, yazarlar, gazeteciler ve akademisyenler geçtiğimiz günlerde yeniden sahneye çıktı. Türkiye’yi milyonlarca dolar zarara uğratan, tüm terör örgütlerinin üst akıl tarafından maşa olarak kullanıldığı Gezi ayaklanmasını destekleyen CHP, İYİ Parti ve diğer küçük muhalif partiler Gezi üzerinden Abdülhamid Han’a kin kustu. Prof. Dr. Ahmet Ağırakça ile Siyaset Bilimci Onur Erim Milat’a değerlendirdi.
Akşener’in Abdülhamid’e büyük kini
Geçtiğimiz günlerde İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Yahudilerin, Ermenilerin, Sabetayistlerin ve bu azınlıkların kuklası İttihat ve Terakki’nin arkalarına yabancı ülkeleri alarak tahttan indirdiği Sultan Abdülhamid’i ‘kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet’ sloganıyla hedef aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı iktidardan indirmek için her yolu deneyenlerin Boğaziçi Üniversitesi olaylarından bu yana başta CHP, İYİ Parti ve millet ittifakının diğer birleşenlerinin kullandığı tarihten kalan bu kirli slogana halktan büyük tepki yağıyor.
İYİ Parti, ABD ve FETÖ projesi
Selanik kökenlerinin hiçbir zaman sabetayistlerini unutmadıkları için Abdülhamid’e karşı büyük bir kin duyduklarını ifade eden Prof. Dr. Ahmet Ağırakça, “Abdülhamid’in Theodor Herzl’in Filistin teklifini reddetmesini hiçbir zaman kabullenemediler. Meral Akşener ve benzerlerinin Abdülhamid’e kini istibdat meselesi değildir. Onu göstererek Erdoğan’ı vurmaya çalışıyorlar. Sultan Abdülhamid de Cumhurbaşkanı Erdoğan da yumuşak huyludur. Oysa Sultan Abdülhamid Hareket Ordusu’nu kesinlikle İstanbul’a sokmamalıydı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, ABD ve Fetullah Gülen’in projesidir. MHP ve AK Parti’yi zayıflatmak için ortaya çıktı. Maddi manevi arkasında FETÖ var” dedi.
Gezi kalkışması 15 Temmuz’la aynı
CHP ve İyi Parti’nin iktidarı düşürmek için her yolu mübah gördüğünü belirten Onur Erim, “Muhalefetin iktidara gelmek gibi bir derdi yok, tek hedefleri Erdoğan’ı devirmek. Necip Fazıl’ın ‘Bizdeki muhalefet iktidarı düşürmek için vatanı düşürmeye razıdır’ sözünü yaşıyoruz. Muhalefet, lafın nereye gideceğini bilmeyecek kadar tarih cahili. Üstelik kendi alanlarında bile cehalet içerisindeler. Gezi onların dilinde bir kaos değil, demokratik bir eylem, Erdoğan’a karşı bir halk direnişi. Oysa Gezi, başından beri hatta başlamadan önce planlanmış ve programlanmış 15 Temmuz darbe kalkışmasının sivil denemesiydi. Bunun aleni ve açık kaynakları da kanıtları da var” ifadelerini kullandı.