Gerekli tedbirler alınıyor

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz, internetteki denetimsiz, yanlış fikirlerin ulema ile toplumsal gerçekler arasındaki mesafeden beslendiğini, İslam’ın doğru anlatılması gerektiğini vurguladı.

NEŞAT GÜNDOĞDU/ANKARA

Milat’ın deizm tehlikesine dikkat çeken haberine Diyanet İşleri Başkanlığı destek verdi. Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz, gazetemize önemli açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Yılmaz, deizmin, Batı’da felsefî bir hareket olarak ortaya çıktığını, Türkiye’de ise dine karşı duyarsızlık şeklinde izah edilebileceğinin altını çizdi.

Dini eğitim değişmeli

Toplumu hızla dönüştüren teknolojinin gençleri etkilediğini kaydeden Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz, “Bu açıdan topluma dinî rehberlik amacıyla yapılan çalışmaların, din eğitimi ve öğretiminin, amaç, yöntem, içerik gibi yönlerden yeniden ele alınması gerekmektedir. Dinin maksadını ve yaşanan hayatın gerçeklikleri ile yükseköğretimin müfredatı arasında güçlü bir ilişki kurulması zorunludur. Bu bağlamda özellikle dinî konularda söz sahibi olan kişi ve kurumlar, dinin maksadını toplumsal hayata en doğru şekilde taşıyarak İslam’ın ilkeleri ile hayatın inşa edilmesine ve sorunların çözümüne öncülük etmelidir” dedi.

İkinci plana itiliyor

Bugün yaşanılan en temel sorunlardan birisinin, ulemanın gündemi ile yaşanan hayat arasındaki mesafe olduğunu söyleyen Yılmaz, “Dinin hayatla irtibatının zayıf olması, yaşanan sorunlara ya da ihtiyaçlara, İslam adına doğru, gerçekçi ve pratik boyutu olan çözümler getirilememesi, inancın ikinci planda kalmasına ya da hayatın dışına itilmesine sebep olmaktadır” şeklinde konuştu.

Din doğru bilinmeli

Yılmaz, günümüz teknolojisinin ve kitle iletişim araçlarıyla türlü bilgiye erişimin daha hızlı ve kolay bir hale geldiğini, buna rağmen bilgilerin kontrol mekanizmasından geçmeyerek yayılmaya başladığını ifade etti. Dinin doğru ve sağlıklı bir şekilde anlatılması gerektiğini söyleyen Yılmaz, şunlara değindi: “Bu durum beraberinde olumsuz pek çok düşünce ve fikir akımının da serbestçe dolaşımını mümkün kıldı. İnanç değerlerimiz başta olmak üzere günlük hayatımızın birçok açıdan etkilendiği bu durum, bizi; inancımızdan, yaratılış gayemizden uzaklaştırdı. Deizm vb. akımların düşüncelerinin, topraklarımızda az da olsa kendilerine mahal bulmasının en önemli sebeplerinden biri Din-i Mübin-i İslam’ın doğru bilinmemesi ve doğru anlaşılmamasıdır.”

Gerekli tedbirler alınıyor

Diyanet’in, ateizm, deizm, nihilizm gibi akımlara karşı mücadele ettiğini vurgulayan Yılmaz, sekülerleşme, materyalizm, pozitivist eğitim anlayışı ile yabancı tahakkümündeki medya ve kültür endüstrisine rağmen sapık akımların Türkiye’de toplumsal taban bulamadığını aktardı. Yılmaz, “Bir gencimizi bile bu ve benzeri akımların girdabına kaptırmamak açısından söz konusu inanç karşıtı akımların sebepleri ve çözüm yolları üzerinde Başkanlığımız hassasiyetle durmakta ve gereken tüm tedbirleri almakta, kararlı bir şekilde bu hususların üzerine yürümektedir. Ülkemizde deizm düşüncesinin geniş toplumsal tabana yayılmış bir anlayış olmadığının bilinmesi gerekir” ifadesini kullandı.