Eyüp Beyhan / Genç Memur-Sen Genel Başkanı
Son birkaç gündür üniversitelerde yaşanan şiddet olayları, savcının şehid edilmesi, vatan emniyetine yapılan saldırı bunu doğrular niteliktedir. Tarihsel toplumsal tecrübeleri olan bir milletiz ve bu tecrübeye dayanarak hakikati görmek gerekir. Şiddet üniversitelerden sokağa ve topluma yayılır. Bunu 60 darbesi ve 80 darbesiyle yaşamış bir ülkeyiz. Üniversiteler ve üniversite gençliği bir toplumun geleceğinin seyrini belirleyen aktörlerdir.
Gençliğimizi, geleceğimizi çaldırtmayız
Bilimin üretildiği bu kurumlarda gençliğin demokratik eylem ve protesto haklarını meşru bir şekilde dile getirmesi ülkemiz ve toplumumuz adına oldukça önemlidir. Ancak üniversitelerin terörize edilmesi, üniversite gençliğinin militanlaşması demokratik değerleri ortadan kaldırıp tek argümanı şiddet olarak önümüze koyar. Bu bir milletin geleceğinin altına dinamit koymaktır. Yeni Türkiye yolunda yeniden kurumsallaşan, milletten kaynağını alan bir siyasi kültür kurumsallaşmaktadır. Bu kurumun içerisine şiddeti bir fay hattı olarak yerleştirmek bizatihi geleceğimiz olan gençliğin heba edilmesi demektir.
Şimdi değerlerde buluşma vakti
Dünyanın içinden geçtiği bu dönem ülkelerin geleceğinin belirsizleştiği, savaşların,
mutsuzlukların ve emperyalist bölüşüm senaryolarının yeniden inşa edildiği bir dönemdir. Ulus üstü yapıların öğrencileri ve gençliği böyle bir cendereye sürükleme girişimi farklı kanallarla ve farklı metotlarla cereyan etmektedir. Tam da böyle bir süreçte ortak paydalarımızı geliştirmenin, ilimle yoğrulmanın kamusal alanları demokratik kanallarla el birliği ile ortaya koymanın zamanıdır.
Kirli hesapları bozmak mümkün
Bu milletin gençliği büyük bir emperyalist saldırının olduğu Çanakkale saflarında tek yürek mücadele etmenin mirasını taşıyan bir gençliktir. Bundan dolayı sağduyunun ve birlik beraberliğin hakim olması gereken bu dönemde hangi düşünceden olursa olsun, herkesi ahlaki müşterek bir zemine geleceğimiz adına, demokrasi adına milletimizin değerleri adına kardeşliğe davet ediyorum. Ülkemizin varisleri öğrencilerin birbirleri ile demokratik kanallarla iletişimde olması milletimizin geleceği hakkında itirazlarını geliştirmelerini meşru ve anlaşılırken toplumu çatışmaya sürüklemek insanlığın büyük değerlerine ve millete, tarihe ve köklerimize yüz çevirmektir. Bir ülkenin geleceğini belirlemenin en etkili yolu gençliktir. Ama bu gençlik kirli hesaplara kanalize edildiğinde felakete yol açabilecek bir potansiyele sahiptir. Fikirlerin ve ilmin yükseldiği medeniyet değerlerinin demokratik değerlerle buluştuğu bir alan olarak üniversiteler bu konuda stratejik düşünmeli ve tavrını belirlemelidir.
Gelin, ortak değerleri yükseltelim
Milletimize ve devletimize çok yönlü yapılan bu saldırıların bertaraf etmenin ve geleceğimize emin adımlarla yürümenin araçlarına gençlik ve gençliğin inancıyla sahip olacağız. Bu patikayı kırmanın yolu sivil toplum kuruluşlarını, gençlik örgütlerini, üniversite öğrenci toplulukları ve akademisyenleri dayanışmaya ve ortak değerleri yükseltmeye çağırmaktır. Toplumsal bölünmüşlük ve ortak siyasal kültürün kriminalize edilmesi yapısal bir çözülmeyi beraberinde getirecektir. Bu fay hattı uzun vadede siyasal, yönetsel bölünmeyi yaratma potansiyeline sahiptir. Bu tehlike millet olarak yok olmanın eşiğine defalarca gelmiş bizleri daha hassas davranmaya sorumlu kılmaktadır. Milletin iradesi ve dünyadaki mazlum halkların çığlığı bu emperyalist senaryolarla bastırılmak isteniyor. Yerel odaklar, uluslar arası güçlerin antidemokratik yöntemlerle iktidarları değiştirmenin kullanışlı bir yöntemidir.
Soylu mücadele için biz de varız!
Bu oyunları ilim irfan yolunda güçlü bir gelecek için mücadele eden gençliğimiz bozacaktır. Birlik beraberlik içerisinde tek yürek üniversiteli gençlerimizi Büyük Türkiye ruhuna sahip çıkmaya çağırıyoruz.