Artvin'in Borçka ilçesinde Mehmet-Nezahat Kara çiftinin tek çocuğu 13 yaşındaki skolyoz (omurga eğriliği) hastası Bilge Kara, rahatsızlığı nedeniyle büyük sıkıntı yaşadı. Büyük acılar çeken Bilge Kara'nın dik oturabilmesi için babası kendi imkanıyla bir aparat tasarladı. Yaklaşık 4 yıldır duvara bağlanan iple adeta 'ayakta kalma' mücadelesi veren Kara'nın imdadına Sağlık Bakanı Ahmet Demircan yetişti.
Demircan'ın talimatı, Artvin Valiliği ve Borçka Kaymakamlığı'nın destekleriyle İstanbul'a getirilen Kara, Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yapılan doku genişletme işleminin ardından Baltalimanı Kemik Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde Başhekim Prof. Dr. Mehmet Akif Kaygusuz'un da aralarından bulunduğu ekip tarafından ameliyat edildi.
Başarılı bir ameliyatla omurgası düzeltilen ve vücuduna yurt dışından özel getirtilen stent yerleştirilen Kara, hastanedeki işlemlerinin ardından taburcu edildi. Kız çocuğunun söz konusu hastalıktan kurtulmak için daha önce 14 kez ameliyat olduğu öğrenildi.
Hastalığı sebebiyle nefes almakta güçlük çektiğini ve destek almadan dik oturamadığını belirten Bilge Kara, "Dik oturmak güzel de o ipe asılıp dik oturmak zordu. Ben de 'ipler olmasa, desteksiz tek başıma otursam' diye düşünüyordum. Bu duruma kendi içimde üzülüyordum. Günde 3-4 saat ipte asılı kalıyordum." dedi.
Omurgasında ağrı hissettiğinde anne ve babasından yardım aldığını anlatan Kara, ameliyat sonrası yaşam kalitesinin arttığını, artık bazı ihtiyaçlarını tek başına karşılayabileceğini ifade etti.
Kas sinirinde hasar oluşması nedeniyle yürüyemeyen, bu sebeple "evde eğitim" alan 8. sınıf öğrencisi Kara, eğitimini başarıyla tamamlayıp psikolog olmak istediğini vurguladı.
Rahatsızlığı sebebiyle arkadaşları dışarıda oynarken kendisinin çoğunlukla evde zaman geçirdiğini ve bu durumun kendisini çok üzdüğünü dile getiren Kara, artık arkadaşlarıyla tekerlekli sandalye üzerinde de olsa daha fazla zaman geçirebileceğini ifade etti.
Babasının 5 yıldır işsiz olduğunu belirten Kara, "Çok şükür ameliyat oldum, iyileştim ama babama da bir iş istiyorum. Sabah işe gitsin akşam benimle olsun. Babamın düzenli bir işinin olmasını istiyorum. En azından istediklerimi yapabilsin benim babam." ifadesini kullandı.
''Ultrasonda sağlıklıydı''
Anne Nezahat Kara da gebelik döneminde birkaç kez ultrasona girdiğini fakat doktorların karnındaki bebek için "Herhangi bir problem yok, gayet sağlıklı" dediğini öne sürdü.
Doğum sonrası kızının apar topar Trabzon'a sevk edildiğini anlatan anne Kara, 13 yıldır kızının sağlığına kavuşması için hastane hastane dolaştıklarını söyledi.
Kızının zor günler geçirdiğini, iki yıl okula fiilen kendisinin götürdüğünü sonrasında da evde eğitim aldığını aktaran Kara, sağlık sorunları sebebiyle kızının eğitiminin aksadığını kaydetti.
Çocuğunun durumundan bir anne olarak asla şikayetçi olmadığını dile getiren Kara, "Ne olursa olsun o benim evladım. Gerekirse çocuğumuzu sırtımızda taşırız ama bazen biz de 'keşke böyle olmasaydı' diyorduk. Üzülüyor insan, anne olarak duygular farklı olur. 'Benim çocuğum da iyi olsa, benim çocuğum da sağlıklı olsaydı' diye tabi ki düşünüyoruz. Önceki durumuna göre şimdi çok çok iyi." ifadelerini kullandı.
Anne Kara, "Kızımın dik oturduğunu gördüğüm zaman ben çok mutlu oluyorum. Yan oturması bir anne-baba için çok kötü bir durumdu. Daha önce eşim evde bir aparat yaptırmıştı. Dik oturması için iplerle askıdaydı benim kızım. Çok zor durumdaydı o zamanlar. Şu anda çok şükür kendi halinde oturabiliyor. Sağlığı önceki durumuna göre çok iyi. Her şey çok güzel geçti burada. Keşke bu hastaneye daha önce gelseydik. Bize göre bu şekilde oturması mucize." değerlendirmesinde bulundu.
Eşi işsiz olması nedeniyle bu ameliyatı yaptırma imkanlarının olmadığını kaydeden Kara, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, Başbakan Binali Yıldırım'a, Sağlık Bakanı Ahmet Demircan'a, Artvin Valisi Ömer Doğanay'a ve Borçka Kaymakamı Hasan Meşeli'ye emeklerinden dolayı teşekkür ederken, "Çocuğum şu anda dik oturuyorsa onların sayesinde." dedi.
Kara, şunları söyledi:
"Evde bağlı olduğu için çocuğum yazı bile yazamıyordu. Başka çaremiz yoktu. Dik oturması gerekiyordu, yoksa kalp basıncı artıyordu. Aparatla çocuğu dikleştirmeye çalıştık ama ne kadar? Ne kadar olabilir? Bizim yaptığımız anca o kadar olabilir. Yazı yazmada, oyun oynamada zorluk çekti, oturmakta zorluk çekti. Bunların hepsi bir problemdi. Hamdolsun iki ameliyatta başarılı geçti. Şu an çok iyi, kendi de mutlu biz de mutluyuz. Emeği geçen herkesten Allah razı olsun. Onların sayesinde kızım şimdi tek başına oturabiliyor."
Kızıyla gezerek vakit geçireceği günün hayalini kuruyor
Anne Kara, kızının yürüyeceği günü de sabırsızlıkla beklediğini belirterek, şöyle devam etti:
"Bundan sonraki hayalim kızımın yürümesini istiyorum. Kendisinin de en büyük hayali budur. En çok istediğim kızım ayağa kalktığında elinden tutup bir mağazaya götürebilmek. Çünkü düşünün elbise alıyorsunuz, diğer çocuklar gibi yakıştı mı diye üzerine bakamıyor. 'Anne bu nasıl oldu' demesini istiyorum. Ayakkabı alıyoruz giydiriyoruz ayağının üzerine basıp da yürüyemiyor. Bunlar insanın içini çok fazla acıtıyor. Elinden tutup gezdirebileyim, her yere götürebileyim. Evde tıkalı kalmasın. Dışarı çıkıyor oturarak, eve geliyor oturarak. Yürümesini istiyorum. Eğer tedavisi varsa ve mümkünse artık çocuğumun yürümesini istiyorum."
Eşinin 5 yıl önce bir otomotiv şirketinde güvenlik görevlisi olarak çalıştığını ve bir süre sonra işsiz kaldığını söyleyen Kara, kızının 18 yaşından küçük olduğu için sağlık giderlerinin bir kısmının sigorta tarafından karşılandığını, yaklaşık bin lirayı bulan diğer masraflarının da bakım ücretiyle temin edildiğini ifade etti.
Eşinin iş aradığını ancak bulamadığına dikkati çeken Kara, şunları kaydetti:
"Kızım şu anda çok şükür sağlığına kavuştu. Herkesten Allah razı olsun, bu işleri atlattık fakat eşim işsiz. Çocuğumun tedavilerini bundan sonra sürdürebilmek için eşime sürekli çalışabileceği bir iş istiyorum. Çünkü kızımın sürekli kontrolleri olacak. Birkaç ameliyatı daha olacak. Hastaneye gidip geleceğiz, en azından bunları karşılayabilmemiz için eşimin bir işe ihtiyacı var."