Kendilerini "Demokrat Müslümanlar" olarak adlandıran Hasan Taşkın, Şükrü Kırboğa, Alper Kürşat Giray, Bayram Zilan, Fidan Strate, Mustafa Öztürk, Sadullah Kavak, Abdullah Teber, Veysi Akay, Sait Şaşmaz ve Cesim Gökçe, kurucular kurulu üyeliği, parti yönetim kurulu üyeliği, genel başkan danışmanlığı, diğer tüm aktif görev ve üyeliklerinden istifa etti.
Daha sonra Gölbaşı ilçesinde bir araya gelen üyeler adına basın açıklamasını okuyan Bayram Zilan, kendilerinin, adil bir düzeni, temiz siyaseti, liyakat ve ehliyet temelinde yönetimi, hakkın sarsılmaz ilkelerine göre yoğrulmuş dil ve retoriği siyasette hakim kılmak istediklerini belirtti.
Bu amaçla 12 Aralık 2019'da Gelecek Partisinin kurucuları arasında yer aldıklarını anlatan Zilan, şunları kaydetti:
"Nepotizmin biteceğine, liyakat ve ehliyetin kriter kabul edileceğine ve yönetimin adalet temelinde şekilleneceğine olan inancımız Gelecek Partisi çatısı altında hepimizin birleşmesini sağladı. Bu inançla kenetlendik, omuz omuza verip mücadele etmeye başladık. Ne var ki zaman içinde derin bir hayal kırıklığına uğradık. İlkeler ile uygulamalar arasındaki makaslar, parti programı ile parti pratiği arasındaki çelişkiler ortaya çıkmaya başladı. Gelecek Partisinin tüm müdahale ve itirazlarımıza rağmen liyakat ve ehliyetin yok sayıldığı, emek ve alın terinin iç edildiği, kof ve arkaik dilin hakim olduğu bir siyasi parti haline dönüşmesini durduramadık."
Zilan, tüm iyi niyetli eleştirilere rağmen partinin "tabela partisi" haline geleceği gerçeğini kabul ettiremediklerini ifade ederek, Gelecek Partisinin, istişare etmek yerine dikte etmeyi, kolektif akıl yerine tekelci aklı, saha siyaseti yerine salon siyasetini ikame ederek kuruluş ilkelerinin tam karşısında "kaçak bir gecekondu" inşa ettiğini savundu.
Rakiplerine tepeden bakan ve kendisini dev aynasında gören değil, rakip partilerin tabanlarına da kucak açacak bir söylem geliştiren, rekabet edeceği liderlere seviyeli bir dille hitap eden ve egoist olmayan siyasetçilerin uzun ömürlü olabileceğini vurgulayan Zilan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Teşkilatlarıyla dertlenen, partilileriyle güçlü iletişim kuran, yol arkadaşlarının her birini değerli hissettiren liderler kalıcı olur. Başka partilerde eleştirdiği her şeyi kendi partisinde uygulayan, şeffaflıktan ve denetimden uzak hiçbir siyasetçi başarılı olamaz. Söylediği ile yaptığı arasında uyuşmazlık olan hiçbir siyasetçi, teşkilatlarına aidiyet duygusu aşılayamaz."