Anadolu'nun ilk yerleşim alanlarından biri olan ve Kalkolitik, Paleolitik, Neolitik dönemler, Tunç Çağı, Hitit, Med, Asur, Pers, İskender, Selefkoslar, Roma ve Bizans, İslam-Arap ve İslam-Türk devirlerinin izlerini taşıyan Gaziantep'in gezilecek tarihi ve turistik yerlerini sizler için derledik...
TÜRK TARİHİNİN EŞSİZ KAHRAMANLIK ÖRNEĞİ
I. Dünya Savaşı sonunda, önce İngilizler daha sonra da Fransızlar tarafından işgal edilen Gaziantep Savunması, Ulusal Kurtuluş Savaşı tarihinde yiğitlik, kahramanlık ve fedakarlığın eşsiz bir örneğidir. Gaziantep Savunması, Güneydoğu Anadolu'yu düşman işgalinden kurtaran bir halk hareketi, milli birliğin ve şuurun abideleştiği bir destan olarak tarihte yerini aldı.
Kurtuluş Savaşı'nda halkın göstermiş olduğu üstün kahramanlıklar sebebiyle şehre 8 Şubat 1921 tarihinde T.B.M.M tarafından "GAZİ"lik ünvanı verilmiş, Layiha-i Kanuniye'nin l. Maddesi "Ayıntap livası merkezi olan Ayıntap kasabasının namı Gaziayıntap'a tahvil olunmuştur." Böylece de Antep, Gaziantep olmuştur.
ZEUGMA MOZAİK MÜZESİ
9 Eylül 2011 tarihinde açılan ve 1700 metrekarelik mozaik ile dünyanın ikinci büyük mozaik müzesi olma özelliğini taşıyan müzedir. Antik Zeugma şehri, MÖ 300'de Büyük İskender tarafından "Selevkia Euphrates" adıyla kuruldu. Romalı Komutan Pompeius MÖ 64'de kendine yaptığı yardımlar karşılığında kenti 1. Antiachos'a verdi. Kommagene Krallığı'nın 4 büyük şehrinden biri olan kent, MÖ 31'den itibaren tamamıyla Roma İmparatorluğuna bağlandı ve "köprü", "geçit" anlamına gelen "Zeugma" adını aldı. Roma döneminde büyük bir zenginlik ve ihtişam yaşayan Zeugma, Kommagene Krallığı'nın en büyük dört kentinden biri unvanını elde edecek zenginliğe ulaşmayı da başarmıştır. Mozaiklerin en görkemlilerinin keşfedildiği Poseidon ve Euphrates villalarının tüm duvarları ve hatta tabanlarının dahi mozaik ve fresklerle süslenmiş olması kentin zenginliğinin kanıtları. Müzede yer alan mozaik panoların tamamı çok büyük ustalık eseri. Bazılarının tam 500.000 parçadan meydana getirilmiş olması yanında figürlerin gerçekçilikleri ve canlılıkları görenleri büyülüyor. MS 2. yüzyıl tarihli Maenad ya da daha bilinir adıyla Çingene Kızı Mozaiği, müzenin en beğenilen buluntusu ve Zeugma'nın Mona Lisa'sı olarak adlandırılmaktadır.
GAZİANTEP KALESİ VE SAVAŞ MÜZESİ
Türkiye'deki kale örneklerinden ayakta kalabilmiş olanlar arasında en güzelllerinden biridir. Şehir merkezinde, Alleben Deresi'nin güney kenarında, yaklaşık 25-30 metre yükseklikte bir tepe üzerindedir. İlk olarak Roma döneminde höyük üzerinde bir gözetleme kulesi olarak yapılmış, bugünkü biçimini ise "Kaleler Mimarı" olarak adlandırılan Bizans İmparatoru Justinyanus döneminde M.S. VI. yüzyılda almıştır. Kale çapı yaklaşık 100 metre çevresi 1200 metre olan gayrı muntazam dairesel bir şekle sahiptir. Kale bedenleri üzerinde 12 adet kule mevcuttur. Kale, günümüzde "Gaziantep Savunması ve Kahramanlık Panoraması Müzesi" olarak kullanılmaktadır. Gaziantep'in gösterdiği savunma 45 dakikalık bir belgeselle kale içerisinde gösterilmektedir. Kentin olağanüstü panoramik manzarası için Gaziantep Kalesi'ni mutlaka ziyaret edin.
ZİNCİRLİ BEDESTEN
Halk arasında " Kara Basamak Bedesteni" olarak bilinen ve XVIII. yüzyılın ilk çeyreğinde Darendeli Hüseyin Paşa tarafından yaptırılan Zincirli Bedesten, özellikle baharatcı ve turistik eşya satıcılarına otantik bir ortam sunmaktadır. Bedestenin beş kapısı bulunmaktadır. Güney kapısındaki dört mısralık kitabenin yazarı Kusiri'dir. Biri kuzeyden güneye,diğeri doğudan batıya uzanan ve birbiri ile kesişen iki bölümden meydana gelmektedir. Üstü kapalı ve tek katlı bir yapıdır.Daha sonraları üzerine bir kat daha yapılarak Adliye binası olarak kullanılmışsa da 1957 yılındaki yangında bu bölüm tamamen yok olmuştur.
DÜLÜK ANTİK KENTİ
Bilinen ilk yerleşimi 600 bin yıl öncesine tarihlenen Dülük, "Antik Kent" ve "Kutsal Alan" olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Antik yerleşim, Dülük Köyü'nün kuzey bitişiğindeki Keber Tepesi ve çevresinde toprak altındadır. Dülük Mitras Tapınağı, 1997-1998 yıllarında ortaya çıkarılmıştır. Anadolu'da bulunan Mitras Yeraltı Tapınağı'nın ilkidir. Kutsal alan ise Dülük Köyü'nün yaklaşık 3 kilometre kuzeyinde, Dülük Baba tepesinde yer almaktadır. Keber Tepesi'nin karşı sırtları, antik yerleşmenin nekropol (mezarlık) alanıdır. Burada çok sayıda kayaya oyulmuş oda mezarları mevcuttur. Dülük'te Keber Tepesi'nde yapılan bilimsel kazılarda Alt Paleotik döneme ait çakmaktaşı aletler ve bu aletlerin yapıldığı atölyeler bulunmuştur.