Geceyi Taksim Yolları
Miktar bakımından geceleri ihyâ etmenin yedi mertebesi vardır:
1.Bütün Geceyi İhyâ Etmek
Böyle yapmak, sadece Allah'ın ibadetine tecerrüd eden ve münâcâatından lezzet alan, imanı kuvvetli olan kimselerin kârıdır. Bu kimselere bu şekilde ibadet etmek, ruhlarına gıda ve kalplerine hayat olur. Bunlar, ibadetin uzunluğundan yorulmazlar. Uykuyu ise, halkın meşgul bulunduğu gündüze naklederler. Bu tarzda ibâdet yapmak, selef-i sâlihînden bir cemaatin yolu idi. Bunlar sabah namazını yatsı namazının abdesti ile kılarlardı.
Ebu Tâlib el-Mekkî şöyle anlatır: Tevatür ve iştihar yoluyla tâbiinden kırk kişinin böyle yaptığı rivayet edilmiştir. Hattâ bu kırk kişinin içinden bu şekilde kırk sene devam edenleri bile vardır'.
Medineli Said b. Müseyyeb, Saffan b. Selim, Mekkeli Fudayl b.İyaz ve Vüheyb b. Verd, Yemenli Tavus ve Vehb b. Münebbih, Kûfeli Rebî b. Hayseme ve Hakem, Abadanlı Ebu Süleyman ed-Darânî ve Ali b. Bekkâr, Acemistanlı Habib Ebu Muhammed ve Ebu Câbir, Basralı Mâlik b. Dinar, Süleyman Et-Teymî, Yezîd er-Rekkaşî, Habib b. Ebî Sâbit, Yahya el-Buka ve Kehmes b. Minhal'ın bu şekilde devam edenlerden olduğunu Ebu Tâlib el-Mekkî söylemektedir.
Bu zevattan Kehmes b. Minhâl ayda doksan defa Kur'ân-ı Kerîm'i hatmederdi. Anlamadığı ayetleri ikinci bir defa tekrar ederek okurdu. Yine Medinelilerden Ebu Hâzım (Seleme b.Dinar el-Arec). Muhammed b- Münkedir b. Hüseyin ve sayılamayacak denli bir cemaat böyle yapardı.
2. Gecenin Yarısını İbadetle İhya Etmek
Bu şekilde yapan selef-i sâlihînin haddi hesabı yoktur. Bu konuda tâkip edilen en güzel yol, gecenin ilk üçte bir kısmıyla son altıda birini uyumaktır ki ibâdeti gecenin tam ortasına isabet etsin. Zira böyle yapmak daha efdaldir.
3.Gecenin Üçte Birinde Kalkmak
Bu bakımdan gecenin ilk yarısını ve son altıda birini uyku ile geçirmelidir. Kısaca gecenin sonunda uyku güzeldir. Çünkü bu uyku, gündüz uyuklamayı giderir. (Bu ise büyük bir kârdır. Zira selef-i Sâlihîn gündüz uyuklamayı kerih görürlerdi ve aynı zamanda gecenin sonunda uyumak benizin sarılığını onunla elde edilen ve (bir felâket olan) şöhreti azaltır. Eğer kişi gecenin çoğunu ibadetle geçirir, fakat seher vaktinde uyursa, benizin sarılığı azaldığı gibi, gündüz uyuklaması da azalır. Âişe validemiz 'Hz. Peygamber (s.a) gecenin sonunda vitir namazını kıldığı zaman, eğer hanımlarına ihtiyacı olursa onlara yaklaşırdı. Eğer ihtiyacı yok ise Bilâl-i Habeşi gelip (sabah) namazı için ezan okuyuncaya kadar seccadesinin üzerine uzanıp yatardı' demektedir.(115)
Yine Aişe validemiz şöyle demiştir: 'Seherden sonra mutlaka Rasûlullah'ı uyuduğu halde görürdüm'.(116) Hatta seleften bazıları; sabah namazından önceki uykunun sünnet olduğunu söy-lemişlerdir.
Ebu Hüreyre de böyle diyenlerdendir. Bu vakitte uyku, gayb perdelerinin arkasındaki müşahede ve mükâşefenin sebebidir. Bu ise, ancak erbâb-ı kulûb içindir. Bu uykuda günün ilk virdine yardım edecek istirahat vardır.
Gecenin son yarısının üçte birini ibadetle ihyâ etmek ve son altıda birini uyumak Hz. Dâvud'un âdetidir.
4.Gecenin Altıda veya Beşte Birini İbadetle Geçirmek
Bunun en faziletli şekli; gecenin son yarısında ve son altıda birinden önce olmasıdır...
5.Zamanı Gözetmeksizin İbâdete Dalmak
Bu şekilde yapılan ibadet, ancak kendisine vahiy gelen pey-gambere veya ayın yirmisekiz burcunu bilen veya kendisini murâkabe edip ibadete devamlılığını sağlayan veya kendisini uyandıracak bir kimseyi vazifelendiren kimseler için müyesser olabilir. Sonra bu kişi, bulutlu gecelerde çoğu zaman muztarib olur. Fakat buna rağmen gecenin başlangıcından uyku kendisine galebe çalıncaya kadar ibadet eder. Ne zaman uyanırsa, yine kalkar ibadete devam eder. Uyku kendisine bir daha galip gelirse yine uyur. Bu bakımdan bu kişinin gecede iki uykusu ve iki kalkışı vardır. Bu ise amellerin en zorlusu ve en faziletlisidir. Böyle yapmak Hz. Peygamber'in ahlâkındandır.(117)
Seleften biri şöyle demektedir: 'Bu uyku ilk uykudur. Bu uykudan uyandığım zaman, yeniden uykuya dönersem, Allah Teâlâ gözümü uyutmasın?'
Rasûlullah'ın miktar bakımından (bir takdir ve tahdid ile) kalkıp ibâdet etmesine gelince; ibâdet yapması, sadece bir tertip üzere değildi. Bazen gecenin yarısını ibâdetle geçirirdi. Bazende üçte ikisini yahut üçte birini veya altıda birini ibadetle geçirirdi. Rasûlullah'ın ibadet yapması çeşitli gecelerde vâki olurdu. Cenâb-ı Hakkın Müzzemmil sûresinin iki yerindeki hükm-i ilâhîsi böyle yaptığına delâlet eder:
Rabbin senin gecenin üçte ikisinden daha azında, yarısında ve üçte birinde kalktığını,.. (Müzzemmil/20)
Gecenin üçte ikisinden daha az zaman ile, gecenin yarısı ile altıda birinin yarısı kastediliyor gibidir. Eğer âyetteki Nısfehu ve sülüsehu kelimeleri esre ile okunursa, o vakit üçte ikinin yarısı ile üçte biri demektir. Bu bakımdan gecenin üçte ve dörtte birine yaklaşır. Eğer mezkûr kelimeler üstün ile okunursa gecenin yarısı olur.
Aişe validemiz (r.a) şöyle demiştir: 'Hz. Peygamber (s.a), horoz'un ötüşünü işittiği zaman, ibâdete kalkardı. Rasûlullah'ın bu kalkışı, gecenin altıda biri ve daha azıdır'.(118)
Sahâbîlerden birçok kimse şöyle anlatır: 'Rasûlullah'ın (s.a) seferdeki gece namazını gördüm. Yatsıdan sonra bir zaman uyudu. Sonra uyanıp göklere baktı ve Âlu İmrân sûresinin 191. ayetinden, 194. ayetine kadar okudu. Sonra yatağından bir misvak çekerek onunla ağzını misvakladı, abdest aldı ve namaz kıldı. Öyle ki uyuduğu kadar namaz kıldığı kanâatine vardım. Sonra uzandı; ben namaz kıldığı kadar uyudu dedim. Sonra uyandı ve ilk uyandığı zaman dediklerinin ve yaptıklarının aynısını yaptı'.(119)
6. Dört Veya İki Rek'at Kılacak Kadar Kalkmak
Bu mertebe, en düşük mertebedir. Abdest alması mümkün ol-mayan bir kimse kıbleye yönelip bir saat kadar oturduğu yerde zikir ve duâ ile meşgul olmalıdır. Böyle yaptığı takdirde Allah'ın fazlı ve keremi olarak geceyi ihyâ edenler defterine yazılır.
Bir koyunu sağmak kadar da olsa geceleyin kalk ve namaz kıl!(120)
İşte gece namazının taksimat şekilleri bunlardır. Bu nedenle mürid için bu yollardan hangisi kolay ise, onu kendisine seçmelidir. Müride gecenin yarısında kalkmak zor geliyorsa, akşam ve yatsı arasını ihya etmeli ve yatsıdan sonraki virdi ihmâl etmemelidir. Seher vaktinde sabahtan önce kalkmalıdır ki, sabah kendisine uykuda olduğu halde yetişmesin ve böylece gecenin ilk başında kalkmış olsun. Yedinci Mertebe budur. Ne zaman gecenin taksiminde takdire bakılırsa bu mertebelerin tertip ve tanzimi vaktin uzunluk ve kısalığına göredir.
Beşinci ve yedinci mertebede ise, zaman miktarına bakılmaz. Bu bakımdan, bu iki mertebenin daha önce veya daha sonra yapılması hususu, beliren tertip üzere cereyan etmez. Zira, yedinci mertebe, altıncı mertebede zikredilenlerden daha az değildir. Beşinci mertebe ise dördüncüden daha az değildir.
115)Müslim 116)Buharî ve Müslim 117) Buharî ve Müslim 118)Buharî ve Müslim 119)Nesâî 120)Ebu Yâ'lâ