Fransa'dan yeni zorbalık

Türkiye ve İslam düşmanlığında tavan yapan Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un ayrımcı politikası ülkede insanlık dışı bir skandala sebep oldu. Fransız polisi, 10 yaşındaki 4 Türk çocuğun evini bastı, 11 saat boyunca karakolda sorguladı.

Özlem DOĞAN

Soykırımcı ve İslam düşmanı Fransa alçaklıkta sınır tanımıyor. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un son günlere Türkiye ve İslam’a yönelik küstah tavrı ülkede yaşayan Müslümanlar ve Türk vatandaşlar için tehlikeli bir boyuta ulaştı. 5 Ekim sabahı Albertville şehrinde yaşayan bir Türk ailesinin evine ağır silahlarla baskın yapan Fransız polisler büyük bir skandala imza attı. 10 yaşındaki 4 Türk çocuk, okullarında Hz. Muhammed’e hakaret içeren karikatürler ve öldürülen öğretmen Samuel Paty ile ilgili gerçekleştirilen bir tartışmanın ardından polis tarafından karakola götürüldü, 11 saat boyunca sorgulandı.

Evin kapısını adeta kırarak içeri giren 10 terör mücadele faşist Fransız polisi, ailenin on yaşındaki kızını terörist olmakla suçladı. Ağır silahlarla donatılmış on terörle mücadele polisinin evlerine baskın yapıp tüm aileyi salonda topladığını ve ayağa kalkmalarına bile fırsat vermediklerini ifade eden Türk baba, Fransız polislerin evdeki Kuran’ı Kerim yazılı tabloların resmini çekip kızlarını da alarak çıktığını anlattı.

Terörist muamelesi yaptılar

Evlerine gelen polislerin çoğunun maskeli ve uzun namlulu silahlı olduğuna dikkat çeken Türk baba, “Çocukları yaklaşık on bir saat polis merkezinde tuttular. Bu süre içinde çocukları bize göstermediler. Çocukların suçlandıkları konu ise öldürülen öğretmenle ilgili okulda sorular sormuşlar. Benim kızım da ‘öldürülmesine üzüldüm ama o da keşke karikatürleri göstermeseydi’ şeklinde cevap vermiş. Sadece söylediği bu sözden dolayı bizlere terörist muamelesi yapıldı. Bundan sonra biz de hakkımızı hukuk yoluyla arayacağız ve okulun öğretmeni hakkında dava açacağız” dedi.

Erdoğan ile ilgili soru sordular

Fransız polisinin ifade alırken ailenin İslam’la bağını sorduğunu belirten Türk baba, “Bana namaz kılıp kılmadığımı sordular. Aynı şekilde eşimin ve çocuklarımın namaz kılıp kılmadığını, camiye gidip gitmediğimizi sorguladılar. Camide herhangi bir görev alıp almadığımızı, Macron’la Erdoğan arasındaki siyaset hakkındaki düşüncelerimizi sorguladılar. Türkiye’ye ait siyasi görüşümüzü ve Fransa’da öldürülen öğretmen hakkındaki düşüncelerimizi de sordular. Charlie Hebdo’nun Peygamberimize hakaret içeren karikatürleriyle ilgili ne düşündüğümüzü, çocuklarımızı camiye dini eğitim almaya gönderip göndermediğimizi de öğrenmek istediler” diyerek ülkedeki kokuşmuşluğu gözler önüne serdi.