Fiziksel aktivitenin sağlık için öneminin yeterince anlaşılamaması ve teknolojideki gelişmelerle yaşam koşullarının kolaylaşmasının giderek daha hareketsiz bir yaşam tarzının benimsenmesine ve bunların toplumda obezite, kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, diyabet, osteoporoz gibi kronik hastalıkların görülme sıklığı arttı.
Son yapılan Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması ile 15 ve üzeri yaş nüfusta toplumun yüzde 42,4'ünün düşük, yüzde 33,1'inin orta, yüzde 24,4'ünün ise yüksek düzeyde fiziksel aktivite yaptığı tespit edildi.
Günlük oturarak ya da uzanarak harcanan zaman 15 yaş üzeri erkek için 384,5 ve kadın için 374,1 dakika ve kadın-erkek ortalamasının ise 379,3 dakika, 19 yaş üzeri erkek için 376,7 ve kadın için 363,7 ve kadın-erkek ortalamasının da dakika 370,2 dakika olduğu saptandı.
Çocukluk Çağı Şişmanlık Araştırması (ilkokul 2. sınıflarda) sonuçlarında, hafta içinde öğrencilerin yüzde 21'inin dersleri dışındaki zamanlarda televizyon ve bilgisayar başında hiç zaman geçirmediği, yüzde 42,5'inin bir saat, yüzde 23,5'inin 2 saat, yüzde 12,7'sinin 3 ve üzerinde saat geçirdiği ortaya kondu. Hafta sonunda ise öğrencilerin yüzde 12,2'sinin hiç zaman geçirmezken, yüzde 17,9'nunu 1 saat, yüzde 28,3'ünün 2 saat, yüzde 41,6'sının 3 ve daha fazla zaman geçirdiği tespit edildi.
"Tempolu yürüyüş orta şiddetteki aktivitelerin en iyi örneklerinden biri"
Çeşitli çalışmalarla fiziksel olarak aktif olmayanlarda enfeksiyon görülme olasılığının düzenli fiziksel aktivite yapanlara göre daha fazla olduğunun belirlendiği vurgulanarak, pandemi sürecinde güçlü bir bağışık sistemi oluşturmanın önemine işaret edildi.
Bağışıklık sistemini destekleyen önemli etmenlerden birinin de yeterli düzeyde fiziksel aktivite olduğunun altı çizildi.
Fiziksel aktiviteler içinde yer alan yürüyüşün, tüm yaştaki bireyler için en yaygın ve kolay uygulanabilen dayanıklılık aktivitesi olduğu belirtildi. Dayanıklılık aktivitelerinin vücudun oksijeni kullanma kapasitesini artıran, büyük kas gruplarının dinamik ve ritmik olarak çalıştığı faaliyetler olduğu ifade edildi.
Pandemi sürecinde sosyal mesafeyi koruyarak bireysel yapılabilecek yürüyüş aktivitesinin, fiziksel ve ruhsal açıdan sağlığı destekleyeceği gibi salgın sürecinde kişinin hem bireysel hem de toplumun sağlığını riske atmadan yapabileceği ideal bir aktivite olduğu vurgulandı.
Fiziksel aktivitenin sağlığın koruyucu ve geliştirici etkisinin görülebilmesi için günlük aktivitelerin yanı sıra yetişkin yaş grubunda haftanın 5 günü en az 30 dakika, 5-17 yaş grubu için ise günde en az 60 dakika orta şiddette fiziksel aktivite yapılması gerektiği belirtildi.
Orta şiddette fiziksel aktivitenin, solunum veya kalp atış hızında küçük artışlara neden olan orta düzeyde fiziksel efor gerektiren fiziksel aktivite olarak tanımlandığı, aktivite sırasında kişinin konuşabildiği fakat şarkı söyleyemediğinin altı çizildi. Tempolu yürüyüşün de orta şiddetteki aktivitelerin en iyi örneklerinden biri olduğu ifade edildi.
Yürüyüşün günlük aktivitelerin içine yerleştirilmeye çalışılmasına özen gösterilmesi gerektiği belirtilerek, yürüyüş yapmak için ayrıca bir alet veya özel hazırlık gerekmeği de anımsatıldı.
Yürüyüş için gün içerisinde toplu taşım aracı kullanılması halinde ulaşılması istenilen yerden 2 durak önce inilerek ya da özel aracın gitmek istenilen yerden birkaç sokak uzağa park edilerek yürünülebileceği belirtildi. Güvenli yürüyüş yapmak için belediyelere ait yürüyüş yollarından veya Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne ait spor tesislerinden faydalanılabileceği ifade edildi.
Öte yandan, Uluslararası Herkes için Spor Federasyonu tarafından 3-4 Ekim Dünya Yürüyüş Günü kapsamında, Kovid-19'un getirdiği küresel salgının toplum, fiziksel aktivite/spor camiası ve sağlık sistemlerini dünya çapında etkilemesine rağmen, bu salgını yenmek için sporun ve fiziksel aktivitenin dünyayı birleştirme gücünden hareketle "Küresel Harekete Katıl" çağrısı yapıldığı belirtildi.