Filistinli akademisyen ve ailesine Erzurum'da Türk Kızılay sahip çıktı

Doktora eğitimini tamamlamak için 6 aylığına Erzurum'a gelen ancak İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları nedeniyle ülkesine dönemeyen Filistinli Muhammed Cabir ve ailesine, Türk Kızılay ve hayırseverler yardım elini uzattı.

Gazze'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı'nda yaşayan ve Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Kolejinde (University College of Applied Sciences) öğretim görevlisi olarak görev yapan Muhammed Cabir (36), Erzurum Atatürk Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümünde doktora eğitimi alıyor.

Eğitimi süresince belirli aralıklarla Gazze'den Erzurum'a gelen Cabir, son olarak doktora derslerini ve mezuniyet projesini tamamlamak için 3 çocuğu ve eşi ile 6 aylığına kente yerleşti.

Cabir eğitimini tamamlayıp ailesiyle ülkesine geri dönme hazırlığı yaparken İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları başladı. Erzurum'da yaşama tutunmaya çalışan ve ailesinden birçok kişiyi İsrail'in saldırılarında kaybeden Cabir, Cibaliye Mülteci Kampı'ndaki ailesinden de kısıtlı haber alabiliyor.

Zor günler geçiren aileye, Türk Kızılay Palandöken Şubesi yardım eli uzattı. Aileyi yeni bir eve yerleştiren Kızılay gönüllüleri, ayrıca ailenin ihtiyaçlarını da karşılıyor.

Cabir, AA muhabirine, mart ayında ailesini Erzurum'a getirdiğini, akademik araştırmalarını tamamlayıp Gazze'ye dönmeyi planladığını ancak savaş nedeniyle dönemediğini söyledi.

Ailesinden en son bir hafta önce haber alabildiğini, anne ve babasının çok ciddi ilaç sorunları yaşadığını dile getiren Cabir, "Annem ve babam hem yaşlı olduğundan hem de annemin kalp ameliyatı geçirmesi gerektiğinden çok ciddi bir ilaç sıkıntısı çekiyor. Annem Gazze'den çıkamıyor ve tedavi olamıyor. Babamın ayrıca karaciğer hastalığı, yüksek tansiyonu ve diyabeti var. Maalesef bu dönemde kendisine yeterli bir tedavi sağlanamıyor. Savaş iki aydır devam ediyor. Bu dönemde yavaş bir ölüm yaşarlar." dedi.

"Gazze'deki durum felaket... Savaş şimdi bitse bile Gazze eski haline dönmeyecek çünkü oradaki insanlar büyük yardıma ihtiyaç duyuyor. Binlerce ölü ve yaralı var." diyen Cabir, binlerce insanın sağlığa muhtaç olduğu Gazze'de bir o kadar vatandaşın da evlerinin yıkıldığına işaret etti.

- "Gazze'de durum sıfırın altında"

Yaralı ve yetim kalan çocukların bulunduğu Gazze'de pek çok insanın sokaklarda yaşadığını vurgulayan Cabir, şöyle devam etti:

"Okullarda bile çok insan var ve bunların bir kısmı yıkılmış. Kuzey bölgelerdeki camiler yıkılmış, pek çok ev bombalanmış, bu yüzden insanlar onları içine alacak barınak bulamıyor. Gazze'de durum sıfırın altında. Herkes hayattaki en temel şeyleri istiyor. Paranın bile pek bir faydası yok. İnsanların barınacak yere, kıyafete ve yiyeceğe ihtiyacı var. Gazze'nin kuzey bölgelerindeki iletişim cihazları tamamen yok edildi ve orada hiçbir iletişim yok. Ailemle iletişim kurmaya, onların hayatta olup olmadığını öğrenme fırsatı bulmaya çalışıyorum."

Gazze'den gelen haberleri dikkatle takip ettiğini aktaran Cabir, "Haberleri sürekli takip ediyorum. Ailem acıların ortasında ve haberler tam olarak gelmiyor. Mesela 'Cibaliye bombalandı' diyorlar. Cibaliye'de kim bombalandı? Bu yüzden gün boyu haberleri takip ediyorum ve ailem konusunda kendimi rahatlatmak için bana bilgi verecek biriyle iletişim kurmaya çalışıyorum." diye konuştu.

Cabir, savaşın akademik çalışmalarını psikolojik olarak etkilediğini vurgulayarak, "Burada sokağa çıktığımda insanların hayatlarını normal bir şekilde yaşadıklarını, tüm aklımın ve düşüncemin Gazze'de olduğunu görüyorum. İçinde bulunduğumuz bu durumdan dolayı hüsrana uğruyorum." dedi.

- "Hükümet ve Türk halkı bizi dostları, kardeşleri olarak kucakladılar"

Türkiye'nin gösterdiği desteğe teşekkür eden Cabir, şunları kaydetti:

"Savaşın başlamasından bir ay sonra, yeni tanıştığım bazı Türkler beni evimde ziyaret edip ailelerini de yanlarında getirdiler. Kardeş gibiydiler ve bana yardım etmeye hazırdılar. Burada her türlü yardım var. Şehrin Valisi de burada Filistinli öğrencilerle görüşerek bizi dinledi, üniversite de bizi çağırıp dinledi. 'İhtiyaçlarınız nelerdir' diye sorarak bize yardımcı oldular. Acımızı anladılar ve bize yardım ettiler. Hükümet ve Türk halkı bizi dostları, kardeşleri olarak kucakladılar. Çok teşekkür ediyoruz."