Filistin siyaseti uzun yıllardır hem içeride hem de dışarıda kronik sorunlar yaşamaktadır. Ülkenin en önemli iki aktörü Hamas ile Fetih arasında 2007’de yaşanan iç çatışma ve bunun neticesinde oluşan si- yasi bölünmüşlük coğrafi ve siyasi olarak Gazze-Ra- mallah ayrımı şeklinde devam etmektedir. Bunun yanı sıra hem Fetih liderliğindeki Ramallah yöneti- mi hem de fiilen Gazze’yi yöneten Hamas dış iliş- kilerinde özellikle maddi destek sağlama konusunda sorunlar yaşamaktadır. Hamas ile Fetih arasındaki bölünmüşlük iki tarafı farklı dış politikalar izlemeye itmiştir. Ramallah yönetimi İsrail ile ikili müzake- relerin durması ve ABD’nin artan baskısı nedeniyle tecrit edildiğini düşünmektedir. 2007’den itibaren Gazze Şeridi’nde abluka altında bulunan Hamas ise 2008, 2012 ve 2014’te İsrail’in şehre yönelik saldı- rıları sonucunda oluşan yıkımın yanı sıra Suriye iç savaşı ve Katar-Körfez gerilimi gibi bölgesel krizler- den dolayı maddi ve finansal sorunlarla karşı karşıya gelmiştir. Öte yandan Hamas ve Fetih arasındaki bölün- müşlüğü sona erdirme ve milli uzlaşı sağlama hedefiyle birçok adım da atılmıştır. Fakat taraflar genel anlaş- ma metni üzerinde mutabık kalsalar da bunlar sahada uygulanmamıştır. Bu süreçte Filistin Kurtuluş Örgü- tü’nün (FKÖ) yeniden inşası, genel ve yerel seçimlerin düzenlenmesi, Gazze’de Hamas’ın istihdam ettiği me- murlar gibi konularda prensip anlaşmasına varılması- na rağmen Hamas’ın silahlı gücü gibi konular taraflar arasındaki anlaşmazlığın sürmesine yol açmaktadır. Mahmut Abbas bütün silahların “devlet”e ait olması gerektiğini savunurken Hamas direniş ve bağımsızlık mücadelesi verdiğini vurgulayarak silah bırakma niyeti taşımadığını ileri sürmektedir. Şiddetsiz mücadele ve siyasi müzakerelerden başka bir alternatif görmeyen Ramallah yönetimi ile İsrail’e karşı bir direniş hareke- ti olarak kendisini tanımlayan Hamas arasındaki fikir ayrılığının gittikçe arttığı görülmektedir.
Filistin siyasetinin krizlerden geçtiği ve ABD destekli İsrail işgalci politikalarının yoğunlaştığı bir dönemde, 22 Aralık 2018’de Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas tarafından açıklanan Filistin Yasama Meclisini feshetme kararı Hamas ile Fetih arasında ya- şanan bölünmüşlüğün bir devamı niteliğinde olmakla beraber bu kararın Filistin iç siyasetini hem kısa hem de uzun vadede etkileyeceği düşünülmektedir. Nite- kim kararın açıklanmasının hemen ardından Filistin siyasetinde hukuki ve siyasi tartışmalar başlamış ve ka- rar büyük yankılar uyandırmıştır.
YASAMA MECLISININ FESHEDILMESI KARARININ ARKA PLANI NEDIR?
22 Aralık 2018’de Filistin Devlet Başkanı Mahmut Ab- bas Filistin Yasama Meclisini (Filistin Parlamentosu) feshetme işlemlerinin fiili olarak başladığını duyurmuş- tur. Her ne kadar Anayasa Mahkemesinin kararı olarak yansıtılsa da bunun arkasında Mahmut Abbas’ın ol- duğu bilinmektedir. Zira Abbas birçok defa Hamas’ın kontrol ettiği Meclisi feshetme tehdidinde bulunmuş- tur. Nitekim (Anayasa Mahkemesinin kararından dört gün önce) 8 Aralık 2018’de Yasama Meclisini “kanuni yollar”la feshedeceğini açıklamıştır. Anayasa Mahkeme- sinin kararı da Abbas’ın açıklamasından iki gün sonra yani 24 Aralık’ta Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Ana- yasa Mahkemesinin kararı Filistin’in milli çıkarı için Yasama Meclisinin feshedilmesi gerektiğini öne sürerek Filistin Devlet Başkanı’nı altı ay içerisinde parlamento seçimlerini yapmaya çağırmıştır.
Konuyu daha da karmaşık hale getiren ise kararın dayandırıldığı Anayasa Mahkemesinin meşruiyetinin de tartışma konusu olmasıdır. Filistin Anayasa Mah- kemesi Kanunu 2006’da kabul edilmiştir1 ve 2003’teki Güncellenmiş Filistin Esas Kanunu’na2 yani Filistin Geçici Anayasası’na dayanmaktadır. Fakat 2006’da Hamas’ın kazandığı seçimlerin3 ardından yeni Yasama Meclisi görevine başlamadan önce Anayasa Mahkemesi Kanunu’nda değişiklik yapılmıştır. Anayasa Mahke- mesinin kararlarının Meclis tarafından onaylanması gerektiğini ifade eden Kanun’un 5. maddesi metinden çıkarılmıştır. Fakat mahkeme uzun tartışmalardan sonra ancak Mart 2016’da kurulabilmiştir. Bütün üye- leri Başkan Mahmut Abbas tarafından atanan Anayasa Mahkemesinin açıkladığı ilk kararlardan biri Abbas’a istisnai olarak milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması yetkisi vermesidir.4 Böylelikle Anayasa Mahkemesi Filistin iç çatışmaları ve siyasi bölünmüş- lüğünde taraf olmuştur. 1. Filistin Anayasa Mahkemesinin kararı için bkz. “الدستورية المحكمة قانون م6002 لسنة (3) رقم”, muqtafi.birzeit.edu/pg/getleg.asp?id=15122, (Erişim tarihi: 21 Ocak 2019). 2. 2003 Güncellenmiş Filistin Esas Kanunu Filistin Geçici Anayasası olarak sayılmaktadır. Kanun’un tam metni için bkz. “الفلسطيني األساسي القانون”, Aljazeera Arapça, 18 Temmuz 20007, goo.gl/kwQST9, (Erişim tarihi: 21 Ocak 2019). 3. 2006’da Gazze ve Batı Şeria’da düzenlenen parlamento seçimlerinde Hamas’a yakın Islah ve Değişim Listesi Filistin Yasama Meclisinde 132 sandalyeden 76’sını kazanırken Fetih Hareketi 43 sandalye elde etmiştir. 2007’de yaşanan iç çatışma neticesinde Filis- tin’deki siyasal ortama bölünmüşlük hakim olmuştur. Hamas’ın çoğunluğunu oluşturduğu dolayısıyla kont- rol ettiği Filistin Yasama Meclisi Mahmut Abbas ve Ramallah yönetimi tarafından marjinalleştirilmiştir. 2007’den bu yana milletvekilleri Ramallah’ta Meclis binasında bir araya gelememiştir. Zaten Meclis başka- nı başta olmak üzere Batı Şeria’da bulunan ve Hamas’ı temsil eden Meclis üyelerinin çoğu İsrail tarafından tutuklanmıştır. Gazze’de bulunan Hamas mensubu Meclis üyeleri ise Meclis başkan vekili başkanlığında toplanmaya devam etmiştir. Yasama Meclisinin Ramallah yönetimi ve Başkan Abbas tarafından devre dışı bırakılması neticesinde Meclis yasama ve denetim görevini yerine getireme- se de siyasal sistemde yasama otoritesini temsil eden bir siyasi organ olmayı sürdürmüştür. Nitekim 2006 seçimleriyle birlikte Filistin resmi siyasal sisteminde yer ve meşruiyet kazanan Hamas Meclis üzerindeki bu meşruiyetini sürdürmektedir. Fakat siyasi bölünmüş- lük ve ikili rekabetin bir sonucu olarak son zamanlar- da Mahmut Abbas ve Ramallah yönetimi tarafından Meclisin feshedilmesi için çağrılar yapılmıştır. Örne- ğin 14 Ekim 2018’de Fetih Devrimci Konseyi5 Yasa- ma Meclisinin feshedilmesini ve yetkilerinin (Fetih’in kontrol ettiği) FKÖ’nün Merkez Meclisine devredil- mesini istemiştir.
4. Vision For Political Development,جدل التشريعي، المجلس حل قرار» »والقانوني السياسي. 9 Ocak 2019, www.vision-pd.org/AR/Articles/ Decision_to_dissolve_the_Legislative_Council_Political_and_legal_ controversy#sdfootnote14sym, (Erişim tarihi: 21 Ocak 2019). 5. Fetih Devrimci Konseyi Fetih hareketinin yasama ve denetim organıdır. BU KARAR FILISTINLILER TARAFINDAN NASIL KARŞILANMIŞTIR?
Karar Fetih Hareketi ve Ramallah yönetimi tarafından desteklenirken Hamas başta olmak üzere diğer Filis- tinli aktörler tarafından eleştirilere maruz kalmıştır. Mahmut Abbas’ın başkanı olduğu Fetih Hareketi ve FKÖ alınan kararla 1993’te imzalanan Oslo Antlaş- ması’yla başlayan “geçici yönetim” aşamasının bitmesi ve “Filistin devleti inşası” sürecinin başlaması olarak yansıtmaya çalışmaktadır. Mahmut Abbas ve Filistin yönetimi İsrail ile FKÖ arasında ikili müzakerelerin sekteye uğramasıyla birlikte Oslo Antlaşması’nın ne- ticesinde kurulan Filistin yönetiminin meşruiyeti ve işlevselliğini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya ol- duğunu düşünmektedir. Buna cevaben Mahmut Ab- bas ve Ramallah yönetimi ikili müzakerelerin askıya alınmasına bir yanıt olarak uluslararası platformlara (Birleşmiş Milletler gibi) başvurarak Filistin devleti- ne meşruiyet kazandırmaya çalışmaktadır. Aslında bu strateji 2012’den bu yana sürdürülmektedir.6
Ramallah yönetimi Hamas’a karşı atılan bu adımı dış politikada izlenen stratejinin mütemmimi ola- rak yansıtmaya çalışmaktadır. Nitekim FKÖ Genel Sekreteri Saeb Erekat 23 Aralık 2018’de yaptığı açık- lamada Filistin Yasama Meclisinin feshedilmesi kararı hakkında “Yönetim merhalesinin tamamlanıp devlet merhalesine geçilmesi hedeflenmektedir” demiştir. Erekat bu kararın FKÖ’ye bağlı Filistin Ulusal Meclisi ve Fetih Devrimci Konseyi’nin aldığı kararlara paralel olduğunu savunarak Hamas’ı siyasi bölünmüşlüğü pe- kiştirmeye çalışmakla suçlamıştır.7 Oslo Antlaşması’nın mirası olarak görülen Filistin Yasama Meclisinin feshe- dilmesi “devlet inşası” stratejisinin bir parçası şeklinde yansıtılsa da alınan bu kararın Filistin siyasetindeki iç çatışmanın devamı niteliğinde olduğu düşünülmekte- dir. Duveyk Ağustos 2006’dan bu yana Meclisteki ofisi- ne giremediğini söyleyerek Mahmut Abbas’ı Meclisi devre dışı bırakmakla suçlamıştır.8 Nitekim 26 Aralık 2018’de Ramallah’ta bulunan Filistin Yasama Mec- lisindeki başka bazı milletvekilleriyle beraber karara itiraz etmek için basın toplantısı düzenlemek isteyen Duveyk’in şehre ulaşmasını Filistin güvenlik birimle- ri engellemiş, yarım saatlik bir bekletmenin ardından el-Halil şehrine dönmesine izin vermiştir.
Bu kararla kendisinin hedef alındığını düşünen Hamas kararı şiddetle kınayarak bunu tamamen siyasi bir adım olarak nitelendirmiştir. Anayasa Mahkeme- sini zaten gayrimeşru gören Hamas kararın anayasal veya hukuki hiçbir kıymeti olmadığını öne sürmüş- tür. Yasama Meclisindeki Hamas grubu ise 26 Aralık 2018’de Gazze’de bulunan Meclisin ek binasında top- lanarak kararı protesto etmiştir.
Hamas’ın dışında FKÖ bünyesinde bulunan Fi- listin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC), Filistin De- mokratik Halk Kurtuluş Cephesi (FDHKC) ve Filistin Halk Partisi de kararı kabul etmemiştir. Nitekim son zamanlarda Abbas ile arası açılan FHKC ve FDHKC, FKÖ’nün Merkezi Konseyinin son iki toplantısına ve FKÖ Filistin Ulusal Meclisi toplantısına katılmaktan imtina etmiştir.9 Öte yandan birçok Filistinli anayasa hukukçusu kararın hukuksuz olduğunu savunmuştur. Örneğin Filistin Anayasa Yazma Komisyonu Başkanı ve Necah Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Ah- med Mübarek Halidi yaptığı değerlendirmede kararı gayrimeşru olarak nitelendirerek Geçici Filistin Ana- yasası’na göre Filistin Yasama Meclisinin mevcut dö- neminin ancak yeni seçilen Meclis üyelerinin yemin- lerini ettikten sonra biteceğini vurgulamıştır.10 Filistin Yüksek Yargı Konseyinin eski Başkanı Sami Sarsur da benzer değerlendirmelerde bulunmuştur. Buna karşın karara en büyük tepki Yasama Meclisinden gelmiştir. Meclis Başkanı Aziz Duveyk alı- nan bu kararı anayasal darbe olarak nitelendirmiştir.
6. Grant Rumley ve Amir Tibon, The Last Palestinian: The Rise and Reign of Mahmoud Abbas, (Promethus Books, New York: 2017), s. 172-177. 7. Saeb Erekat,»الدولة إلى واالنتقال السلطة مرحلة إلنهاء التشريعي حل عريقات،», Quds Netç 23 Aralık 2018, goo.gl/f7WDaf, (Erişim tarihi: 21 Ocak 2019) fte ”,عزيز دويك، حل المجلس التشريعي غير قانوني وال نستجيب ألمن السلطة“ 8. Palestinian Information Center, 26 Aralık 2018, goo.gl/qVPcu5, (Erişim tarihi: 20 Ocak 2019). 9. Muhsin Salih, »الفلسطينية السياسية البيئة على التشريعي المجلس حل انعكاسات«, TRT Arapça, 31 Aralık 2018, goo.gl/sJ781x, (Erişim tarihi: 20 Ocak 2019). 10. Ahmed Mübarek Halidi,»التشريعي المجلس حل في استشاري رأي». Al- Zaytouna Center for Studies and Consultaions, 26 Aralık 2018, goo.gl/ tiBa16, (Erişim tarihi: 20 Ocak 2019). KARARIN FILISTIN IÇ SIYASETINE MUHTEMEL ETKILERI NELERDIR?
Milli mutabakat olmadan tek taraflı olarak alınan Fi- listin Yasama Meclisinin feshedilmesi kararının Filis- tin’in iç bölünmesini derinleştireceği, Filistin siyasal sistemine büyük zararlar vereceği ve Abbas sonrası dengeleri etkileyeceği düşünülmektedir. Mahmut Abbas’ın açıkladığı bu kararın 2007’den bu yana yaşanan Filistin bölünmüşlüğünü daha da derinleştireceğine inanılmaktadır. Hamas ile Fetih arasında yaşanan ayrılık 2006’da Hamas’ın Gazze ve Batı Şeria’da düzenlenen genel seçimleri kazanması ve 2007’de yaşanan iç çatışmanın neticesinde Fetih’i Gazze’den ayrılmaya zorlamasıyla başlamıştır. 2006 se- çimlerinin sonuçlarını kabul etmeyen Abbas 2007’de yaşanan Hamas-Fetih çatışmasının ardından hem Gazze’de hem de Batı Şeria’daki Hamas’ın varlığına yö- nelik operasyonlar gerçekleştirmiştir. İki taraf arasında yaşanan siyasi bölünmüşlüğü sonlandırmak için bir- çok girişimde bulunulmuştur. Mayıs 2011’de Mısır’da, Şubat 2012’de Katar’da iki taraf arasında görüşmeler düzenlenmiştir. Haziran 2014’te taraflar anlaşma im- zalamış, birlik hükümeti kurulması, hem genel hem de başkanlık seçimlerinin yapılması konusunda mutabık kalınmıştır. Fakat bu anlaşmalar hayata geçirilememiş- tir. En son Ekim 2017’de Mısır’ın başkenti Kahire’de iki taraf arasında uzlaşı anlaşması imzalanmış fakat bu da bir önceki anlaşmalarda olduğu gibi uygulanama- mıştır.
Atılan bu adım Hamas ile Fetih arasındaki güvensizliği artıracak ve aralarındaki krizi daha da derinleşti- recektir. Nitekim Abbas’ın arkasında olduğu bu karar Hamas tarafından kendisine ve kendi siyasi meşruiye- tine karşı atılmış bir adım olarak değerlendirilmiştir. 2014 ve 2017’de varılan uzlaşı anlaşmalarında yürüt- meden (başbakanlıktan) feragat eden Hamas yasama- dan çıkartılmasıyla da mevcut siyasal sistemin tamamen dışında bırakılacağı kaygısını taşımaktadır. Dolayısıyla konuyu siyasi geleceği için hayati gören Hamas’ın kara- ra direnmesi ve karşılık vermesi beklenmektedir.
Kararı müteakip Fetih Hareketi Merkez Komite- sinin FKÖ çatısı altındaki gruplar ile bağımsız kişilerden oluşacak yeni bir hükümetin kurulması yönünde tavsiye kararı alması11 derinleşen krizin bir tezahürü- dür. Bu kararla beraber Fetih ve Abbas yönetimi “bir- lik hükümeti”nden vazgeçip Fetih kontrolünde bir hükümet kurmayı hedeflediğini ilan etmiştir.
Tek taraflı alınan bu kararın Filistin’in siyasal sistemine büyük zararlar vereceği düşünülmektedir. Bununla beraber Filistin siyasal sistemi anayasal bir krize sürüklenmiştir. Bir yandan Yasama Meclisi devre dışı bırakılırken 2006’dan bu yana ne başkanlık ne de parlamento seçimi düzenlenebilmiştir. Bundan dolayı Mahmut Abbas başta olmak üzere Filistin siyaset sah- nesindeki bütün aktörlerin meşruiyeti sorgulanır hale gelmiştir. Hukuki zemini tartışılan böyle bir kararın tek taraflı alınmasıyla yaşanan siyasi ve anayasal kriz- den bir çıkış olmayacağı da ortadadır.
Öte yandan Filistin Yasama Meclisinin feshedilmesi kararıyla beraber gündeme gelen genel seçim ve başkanlık seçiminin ancak Hamas ve Fetih’in birliği ve mutabakatı içinde gerçekleşmesi mümkün ola- bilir. Zira Mahmut Abbas veya Ramallah yönetimi parlamento seçimlerini tek taraflı ilan ettiği takdirde Hamas’ın fiili olarak yönettiği Gazze’de seçimlerin uy- gulanması pek mümkün görünmemektedir. Böyle bir senaryoda sadece Batı Şeria’da düzenlenecek seçim- ler Filistin siyasi bölünmüşlüğünü artıracak ve hatta bu bölünmüşlüğe siyasi “meşruiyet” kazandıracaktır. Şimdiye kadar Hamas-Fetih ihtilafı aynı siyasal sis- temde bir bölünmüşlük olarak devam etmiştir. Fakat bu adım Gazze ve Batı Şeria’da ayrı siyasal temsile da- yanan farklı siyasal sistemlerin oluşmasına yol açabilir. Yaşanan bu gelişmeler Abbas sonrası dönemin seyrini de belirleyecektir. Filistin Yasama Meclisinin feshedilmesinin doğrudan sonuçlarından birisi Geçici Anayasa gereği Meclis Başkanı Aziz Duveyk’in Filistin devlet başkanlığına vekalet etmesinin engellenmesidir. Zira Filistin Esas Kanunu’nun 37. maddesine göre başkanlık makamı boşaldığı takdirde yerine geçici ola- rak Meclis başkanı görevi üstlenecektir. Nitekim Batı Şeria’da Hamas’ı temsilen Meclise seçilen Duveyk’e ve 11. “Filistin Başbakanı Yetkilerini Devlet Başkanı Abbas’a Bıraktı”, Anadolu Ajansı, 28 Ocak 2019.
Hamas milletvekillerine yönelik uzun zamandır Filistin güvenlik birimleri tarafından tecrit politikası uygu- lanmaktadır. Dolayısıyla anayasal süreci bertaraf eden bu adım Hamas’ı Abbas’ın halefini belirleme sürecinde devre dışı bırakmıştır. Bununla beraber Abbas’ın son zamanlarda attı- ğı adımlarla daha fazla otoriterleştiği görülmektedir. Abbas son yıllarda hem Fetih’in içinde hem de FKÖ bünyesinde dar bir kliğe dayanarak kendi kişisel otori- tesini tahkim etmeyi başarmıştır. Diğer yandan atılan bu adımlar Abbas’ın kişisel gücünü konsolide etmesi- nin yanı sıra onun etrafında bulunan ve çoğu güvenlik teşkilatının liderlerinden oluşan dar bir çevrenin nü- fuzunu artırmakta ve Fetih hareketini üçüncü plana düşürmektedir. Hamas ve Fetih’in mutabakatı olmadan genel seçim veya başkanlık seçimi yapılamayacağı dikkate alındığında Meclisin feshedilmesiyle beraber Abbas sonrası dönemin belirleyici parametrelerinin Abbas’ın etrafındaki kliğin elinde kaldığı söylenebilir. Bu çev- relerin Tel Aviv ile yakın ilişkileri olduğu dikkate alın- dığında ise İsrail’in Abbas sonrası dönemde Filistin si- yasetinin şekillendirilmesinde etkili bir rol oynayacağı öngörülebilir.
SONUÇ Filistin Yasama Meclisinin feshedilmesi kararının hukuki bir zemininin olup olmadığı tartışmalarının yanı sıra Filistin iç krizini derinleştireceği de düşü- nülmektedir. Mahmut Abbas’ın başkanlık ettiği Ra- mallah yönetiminin aldığı ve hemen hemen Filistinli bütün tarafların reddettiği bu karar Filistin’in siyasi ve coğrafi bölünmüşlüğünü pekiştirecek ve zaten kırılgan olan Filistin siyasal sistemini daha da zayıflata- caktır. Bu kararla Filistin siyasetini uzlaşıdan uzaklaş- tıracak bir adım daha atılmıştır.
Hamas hem bu karara hem de muhtemel seçim ilanına direnecektir. ABD ve İsrail’in de baskıları karşısında gelecekle ilgili endişeleri artan Ramallah yöne- timi ve Başkan Abbas’ın ise Hamas’ın taleplerine karşı geri adım atması çok düşük bir ihtimaldir. Abbas’ın tek taraflı hareket ederek Yasama Meclisinin yetkilerini Fetih’in kontrolünde bulunan FKÖ Ulusal Meclisine devretme veya Gazze olmadan seçime gitme senaryo- ları Gazze ve Batı Şeria’da ayrı siyasal sistemlerin oluş- masına yol açabilir. Böyle bir gelişme ABD’nin mutlak desteğini arkasına alan İsrail’in Filistin davasını tasfiye çabalarını çok daha kolaylaştıracaktır.
Bu kararla Ramallah yönetimi ve Abbas’ın Hamas’ı cezalandırmaya devam edeceği görülmektedir. Yasama Meclisini feshetmesinden sonra Abbas’ın atabileceği bir sonraki adım Hamas’ı gayrimeşru bir aktör ve Gazze’yi isyancı bir bölge olarak ilan etmesidir. İsrail bu durum- dan yararlanarak Gazze’ye yönelik tecrit politikasını sür- dürürken demokratik meşruiyeti tartışmalı hale gelen ve “bütün topraklarını kontrol edemeyen” Ramallah yöne- timine rağmen Batı Şeria’da oldubittilerle yeni gerçek- likler oluşturmaya devam edecektir. Gazze ve Kudüs’te kontrol sağlayamayan Ramallah yönetimi etkinliğini Batı Şeria’da Filistinlerin yoğun yaşadığı şehirlerle sınırlı tutmaya mahkum kalacaktır. Yetki alanı sınırlandırılmış böyle bir Filistin idaresi ise daha çok Trump yönetimi- nin Filistin meselesini çözmek için hazırladığı ve yakın zamanda açıklanması beklenen İsrail yanlısı plana hiz- met edecektir.
Bilal Salaymeh kimdir?
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden 2016’da birincilikle mezun olan Salaymeh, yüksek lisans çalışmasını Orta Doğu Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde “Neopatrimonyalizmin Suriye’deki Çatışmanın Gidişatı Üzerindeki Etkisi” adlı tezi ile bitirdi. Doktora eğitimine ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde devam etmektedir. Ortadoğu çalışmaları, özellikle Filistin ve Suriye meseleleri ile yakından ilgilenmektedir. Salaymeh, aynı zamanda mülteci çalışmaları üzerine eğitim almıştır. Halihazırda SETA Dış Politika Direktörlüğü’nde araştırma asistanı olarak görev yapmaktadır.