Filistin davasına zarar veriyorlar

Başta Suudi Arabistan olmak üzere diğer körfez ülkelerinin ABD yanlısı tavrının Müslümanların ne kadar zayıf ve yetersiz olduğunu gösterdiğini ifade eden Nureddin El-Recebu00ee, Arap ülkelerinin çoğu Filistinli Müslümanların yanında yer alacağına Filistin davasına zarar vermeyi seçiyor" dedi.

ÖZEL HABER: ÖZLEM DOĞAN

ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in resmi başkenti olarak tanıması ve Tel Aviv'deki ABD Büyükelçiliği'nin Kudüs'e taşınacağını açıklaması büyük tepkilere ve tartışmalara yol açmıştı. ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan önderliğinde olağanüstü gündemle bir araya gelen İslam İşbirliği Teşkilatı Toplantısı'nda Erdoğan, 'Kudüs bizim kırmızı çizgimizdir' açıklaması yaptı.

Ardından 128 ülkenin kabul, 9 ülkenin ret, 35 ülkenin de çekimser oy kullanmasıyla ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararının reddedildiği Birleşmiş Milletler kararı da ABD'ye İsrail konusunda çekilmiş bir rest oldu.

Büyük bir tarihi zenginliğe ve üç semavi dinin mensupları için de farklı bir öneme sahip olan Kudüs'le ilgili gelişmeleri Kudüs Dar'ül Hüda Vakfı Başkanı, Vaiz Nureddin El-Recebu00ee gazetemize değerlendirdi.

Trump Arap ülkelerine tahakküm kurmak istiyor

Trump'ın Kudüs kararındaki ısrarının altında tamamen Arap ülkeleri üzerinde tahakküm kurup sömürmek düşüncesi olduğunu ifade eden Kudüs Dar'ül Hüda Vakfı Başkanı, Vaiz Nureddin El-Recebu00ee, "Kudüs Trump'a ait değil. Kudüs'e sahip olmayan biri yine Kudüs'e sahip olmayan birine Kudüs'ü vermeye kalkıyor. Yüz yıl önce Balfour Deklarasyonu'nda olduğu gibi Kudüs'ü Filistinlilerden alıp başkalarına verdiler" dedi.

Mescid-i Aksa'da daha da ileri gidecekler

ABD'nin Kudüs çıkışından güç alarak İsrail parlamentosunun Knesset'te yeni kararlar aldığını söyleyen El-Recebu00ee, "Kudüs onların mirasıymış gibi davranıyorlar ve hak iddia ediyorlar. Bizim elimizi zayıflatıyorlar. Yahudiler şu ana kadar Mescid-i Aksa üzerinde yaptığı çalışmaları daha da ileri götürüp emellerini gerçekleştirmek için süratle hareket etmeye devam edeceklerdir" diye konuştu.

Türkiye'yi takdir ediyoruz

Filistin'in, Kudüs'ün ve Mescid-i Aksa'nın sadece Filistinlilere değil bütün Müslümanlara ait olduğunu vurgulayan El-Recebu00ee, "Bu sorumluluğu tüm Müslümanlar hissetmeli. Türk halkı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan bu konuda Filistin halkının yanında olan ülke ve lider. Biz de Filistinli aktivistler olarak Türkiye'yi her zaman destekliyoruz, savunuyoruz. Türkiye'nin durduğu noktayı her zaman takdir ediyoruz" ifadelerini kullandı.

Kudüs davasını anlamıyorlar

Başta Suudi Arabistan olmak üzere diğer körfez ülkelerinin Filistinli Müslümanların yanında yer alacağına Filistin davasına zarar vermeyi seçtiklerinin altını çizen El-Recebu00ee, Filistin ve Kudüs davası onların umurunda değil. Hiçbir Müslüman ülke henüz Kudüs davasının bulunduğu noktaya erişemedi. Ne manaya geldiğinin farkında bile değiller. Onların bu tavrı Müslümanların ne kadar zayıf ve yetersiz olduğunu gösteriyor. Filistin demek Peygamberimizin miraca yükseldiği yer demek, ilk kıblemiz demektir" dedi.

Trump delinin teki

Yaptığı açıklamalarından belli olduğu üzere ABD Başkanı Trump'ın delinin teki olduğunu söyleyen El-Recebu00ee, "ABD sisteminde senato yönetir, Başkan sözcülüğünü yapar. Bu kararın arkasında ABD'yi asıl yöneten senatodaki Yahudi güçler var" cümlelerini kullandı.

ABD'nin kararını Hıristiyanlar da destekledi

ABD'nin büyükelçiliğini 25 sene önce Tel Aviv'den Kudüs'e alma kararı vermiş olduğunu ifade eden El-Recebu00ee sözlerini şöyle noktaladı: "Bundan önceki başkanlar bu kararı ilan etmeye cesaret edemedi ama Trump gerçekleştirdi. Süleyman Mabedi inşa edilmediği müddetçe Mesih'in gelmeyeceğine inandıkları için Hıristiyanlar da bu kararı desteklediler. Ayrıca şunu da belirtmek isterim ki Osmanlı döneminde Kudüs tek bir şehirdi. Doğu Kudüs-Batı Kudüs diye ayırmamak lazım. Bu İsrail'in işine gelir. Eğer bu ayrım yapılırsa Batı Kudüs İsrail'e kalmış olur."