Yürütülen soruşturma kapsamında Tuba Yazıcıoğlu, FETÖ'ye üye olmak suçundan 3 Mayıs 2017'de, hamile olduğu sırada tutuklandı.
İzmir Kadın Cezaevi'ne gönderilen Yazıcıoğlu, hamileliğini gerekçe göstererek yaptığı tahliye taleplerinin yerel mahkemelerce reddedilmesi üzerine 24 Mayıs 2017'de Anayasa Mahkemesine başvurarak tedbiren tahliye talebinde bulundu.
Anayasa Mahkemesine, Yazıcıoğlu'nun muayene ve tedavi edildiği hastanenin doktorları tarafından, cezaevi koşullarının, başvuranın yaşamı ve fiziksel bütünlüğü için yakın bir tehdit oluşturmadığına dair rapor sunuldu.
Adli Tıp'tan rapor alınmasını reddettiYüksek Mahkeme, Yazıcıoğlu'nun, sağlık durumunun cezaevi koşullarına uygun olup olmadığı hususunda rapor alınabilmesi için Adli Tıp Kurumu'na sevk edilmeyi kabul etmemesi üzerine, 14 Haziran 2017'de geçici tedbir talebini reddetti.
Yazıcıoğlu, 22 Haziran 2017'de hastanede doğum yaptı. Bebeğiyle tekrar cezaevine alınan Yazıcıoğlu, 19 Eylül 2017'de AİHM'e başvurdu.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde (AİHS) yer alan yaşam hakkı ve işkence yasağının ihlal edildiğini ileri süren Yazıcıoğlu, cezaevi koşullarının, kendisi ve bebeği için hijyenik olmadığını, kendisinin ve bebeğinin yaşamını tehlikeye soktuğunu iddia ederek tedbiren tahliye talebinde bulundu.
Başvuru kabul edilemez bulunduBaşvuruyu incelemeye alan AİHM, Adalet Bakanlığından görüş talep etti.
Bakanlıktan gönderilen bilgi ve belgelerle başvuranın şikayetlerini değerlendiren AİHM, anne ve bebeğinin, cezaevinde, bir beşiğin de bulunduğu, yeni doğmuş bir bebek için düzenlenmiş bireysel bölüme konulduğunu belirledi.
Başvuranın, cezaevi revirinde 10 kez muayene edildiğini, bakıma ihtiyaç duyulduğunda hastaneye yatırıldığını, diyetine dikkat edildiğini, yetkililer tarafından başvuranın özel isteklerine riayet edildiğini tespit eden AİHM, düzenli tıbbi takibin de sağlandığının anlaşıldığı görüşüne vardı.
AİHM, Yazıcıoğlu'nun tedbiren tahliye talebini reddetti.
Öte yandan AİHM, doğumdan önce ve sonraki durumlarla ilgili hak ihlallerine ilişkin iddialara yönelik başvuruyu ise iç hukuk yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez buldu.
Anayasa Mahkemesinde, Yazıcıoğlu'nun hak ihlaline ilişkin başvurusu görülmeye devam ediyor.