Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin eski İstanbul İl Jandarma Komutanı Kurmay Albay Gürcan Sercan'ın da aralarında bulunduğu 73 jandarma personeliyle terör örgütünün jandarma yapılanmasında sözde "abilik" yaptığı belirtilen 19 sivil olmak üzere 53'ü tutuklu 92 sanığın yargılandığı davanın 21. duruşması tamamlandı.
İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nin karşısındaki binada yapılan duruşmada tanık olarak dinlenen İstanbul İl Jandarma Komutanı yardımcısı Cemil Özdemir, kendisinin 2 Temmuz 2016'da yıllık izne ayrıldığını, o dönemde Maltepe Cezaevi tabur komutanlığı yaptığını söyledi.
Darbe girişimi esnasında ailesiyle tatilde olduğunu belirten Özdemir, "Darbe girişimi esnasında birliği aradım. Benim görevime bakan yarbay Erdal Müniroğlu'nun (tutuklu sanık) personelin bir kısmını mesaiye çağırdığı ve cezaevinde bir olumsuzluk olmadığı bana söylendi. İznimi iptal edip döndüm. 17 Temmuz 15:00 itibariyle görevimin başındaydım. Bizim personel ve bazı ceza infaz kurumu memuru personelleri aynı servisi kullanıyor. İnfaz memurlarının o gece G3 piyade tüfeği gördüğü dedikoduları kulağıma geldi." beyanında bulundu.
Bu konuşmaların ardından yanına kendi personeli uzman çavuş Halil Çetinkaya'nın yanına geldiğini belirten Özdemir, Çetinkaya'nın kendisine "15 Temmuz'da nöbetçi üsteğmen Rıfat Gürkan'ın (tutuklu sanık) odasına girdim. 4-5 asker ile birlikte G3 mermilerini tüfeklere basıyordu." dediğini aktardı.
Bunu duyunca tutuklu sanık eski üsteğmen Rıfat Gürkan'ı yanına çağırdığını söyleyen Özdemir, "Rıfat sen bu durumu bu saate kadar bana niye söylemedin, dedim. Biz normalde cezaevinde mp5 silah kullanıyoruz. Olağanüstü durumlar için uzun namlulu silah bulunması için envanterimizde G3 piyade tüfeği bulunuyordu. Bana 'Komutanım nasıl olsa siz duyarsınız diye düşündüm' şeklinde savunma yaptı." ifadelerini kullandı.
Duruşmada tanık olarak dinlenen astsubay Mehmet Demirçubuk da İstanbul İl Jandarma Komutanlığı'nda bilgi sistemlerinde görev yaptığını, 15 Temmuz'da mesaisinin bitmesinin ardından misafirhaneye geçtiğini söyledi.
15 Temmuz'da akşam saatlerinde sistemde arıza olduğu için çağrıldığını, sistemde arıza olmadığını görünce misafirhaneye geri döndüğünü ifade eden Demirçubuk, o gece evi birliğe yakın personelleri de komutanlıkta gördüğünü söyledi.
"Gürcan Sercan nizamiyedeki kamera kayıtlarını istedi" 16 Temmuz'da nöbetçi olduğunu kaydeden Demirçubuk, "Albay Haydar Yalın (tutuklu sanık) bana nizamiyedeki kamera kayıtlarının şifresini bilip bilmediğimi sordu. Bilmediğimi belirttim. İlerleyen saatlerde İl Jandarma Komutanı Gürcan Sercan'ın benim bulunduğum binaya geldiğini gördüm. Görevim boyunca Sercan ilk defa bu binaya gelmişti. Bana burada kamera kayıtlarının olup olmadığını sordu, ben de yok dedim." diye konuştu.
İlerleyen saatlerde tutuklu sanık Sercan'ın kendisini aradığını söyleyen Demirçubuk, beyanlarına şöyle devam etti:
"Albay Gürcan Sercan bana 'Nizamiyede kamera kayıt cihazlarının harddiskini sök bana getir' dedi. Ben de gidip söktüm. Nizamiyedeki nöbetçi heyetine de durumu aktardım. Yeni harddiskleri takıp kamera kayıtlarına devam ettirecektim. Sercan bana 'Eleman yenilerini sonra takarsın, eskilerini çabuk bana getir' dedi. Kameraların harddisklerini söktüm, getirdim. Kendisine teslim ettim. Sercan'ın gözaltına alınmasının ardından durumu albay Mehmet Nebioğlu'na aktardım. Harddiskleri teslim ettikten sonra albay Haydar Yalın'ın da odaya girdiğimi söyledim. Bunun üzerine Albay Nebioğlu Yalın'ın adreslerinde kamera kayıtlarının bulunmasına yönelik arama kararı çıkarttı."
Duruşma, tanık beyanlarının alınmasına devam edilmek üzere yarına ertelendi.