FETÖ'nün tatil cenneti Peninsula'da neler yaşandı?

FETÖ'nün en büyük finansörlerinden biri olan Akın İpek'in sahibi olduğu Koza- İpek Holding'e ait 22 şirkete 1 Eylül 2015'te kayyum atanmıştı. Kayyum atanan yerler arasında bulunan Marmaris'teki 7 yıldızlı Angel's Peninsula otelinde ise ismi FETÖ davalarında geçen birçok ismin konakladığı ortaya çıktı. O otele kayyım olarak atanan Melih Akkurt başından geçenleri ilk kez anlattı

Angel's Peninsula otelde bir çok belgenin yakılmasına dair 8 şüpheli hakkında başlatılan soruşturma kısa süre önce tamamlandı. İddianamede şüphelilerin 20 yıla kadar hapis istendi.

ORADA KALMAYAN FETÖ'CÜ YOK!

İddianamede, otelde el konulan hard diskte 2011 ile 2015 arasında otelde konaklayan birçok FETÖ'cünün ismi ortaya çıkarıldı. Otelin müdavimleri arasında ABD'ye kaçan FETÖ kalemşörleri Ekrem Dumanlı ve Adem Yavuz Arslan ile eski futbolcu Hakan Şükür de bulunuyor.

ZEKERİYA ÖZ SAHTE İSİMLE KONAKLADI

Ayrıca otelde kumpas savcısı Zekeriya Öz'ün de "Hasan Sezer" sahte ismiyle otelde konakladığı tespit edildi. 15 Temmuz darbe girişiminin başındaki isimlerden sivil imam Kemal Batmaz'ın da 2012'de otelde kaldığı ortaya çıktı.

O OTELDE NELER OLDU?

FETÖ'nün otelinde kayyım olarak atanan Angel's Otel Yönetim Kurulu Eski Başkanı Av. Melih Akkurt ise yaşadıklarına ilişkin önemli açıklamalar yaparak, çok konuşulacak iddialar ortaya attı.

Görev süresi boyunca FETÖ ile irtibatlı bazı kişileri "itirafçı" olmaları konusunda cesaretlendirdiğini belirten Akkurt, Oda TV internet sitesi ve Sözcü gazetesi hakkında da çeşitli iddialar ortaya attı. İşte Melih Akkurt'un o açıklamaları;

-Melih Bey kayyım olarak görevlendirildiğiniz dönemde ortaya çıkan suçlar hakkında kamuoyuyla neler paylaşmak istersiniz ?

Başbakan Yardımcılığı makamının atama kararı ile Fetullahçı Terör Örgütü yani FETÖ ile mücadele kapsamında ATP Koza Seyahat Turizm A.Ş.'ye Yönetim Kurulu Başkanı-Kayyım olarak atanmıştım.

Üst düzey yönetici olarak atanmama bakmayarak güvenlik birimlerine destek olmak amacıyla tüm işi onların sırtlarına yüklemek yerine bizatihi bilgi toplama, bilgileri değerlendirme ve işlem yapma şeklinde çalışılmalar yaptım. Anılan çalışmalar yapılırken bölgedeki güvenlik güçlerinden muazzam destek aldım. Suça karışmış personele devletin can ve mal güvenliği garanti edilerek itirafçılık yapması teşvik edilmiştir.

3,5 aylık görev sürem boyunca haber konusu belge yakma ve 935 GB gibi aşırı hacimli verilerin silinmesi suçları ortaya çıkarılmıştır. Bu belgeler ve veriler FETÖ çatı davasının yeni delilleri halini aldığından çok büyük öneme sahiptirler.

KEMAL BATMAZ'IN OTELDE KALDIĞI ORTAYA ÇIKTI

Anılan deliller 15 Temmuz'un sivil yöneticilerinden Kemal Batmaz'ın otelde kaldığını, bu bilginin örgütsel önemi nedeniyle bilgilerin yok edildiğini ortaya çıkarmıştır. Bu kapsamda hain darbe kalkışmasına destek vermediğini iddia eden Koza Holding'in kalkışma ile ilişkisini ortaya çıkartmıştır. Bu delil FETÖ çatı davasının seyrini değiştirecek öneme sahiptir.

Şahsımın bir 3,5 ay daha görevde kalması halinde daha hangi suçlar ortaya çıkarılacaktı ? Bundan FETÖcüler dışında kim rahatsız olabilirdi ki ?

-Görev süreniz boyunca engellemelerle karşılaştınız mı?

Bölgedeki kamu görevlileri hariç sivil şahıslardan da çok büyük destek alınmıştır. Bahsettiğim sivil arkadaşımız ankesörlü telefondan tehtit edilmiştir. Tehditte oteldeki tasfiyelerin hesabının sorulacağı, arkanda olan adamın -yani şahsımın- şeklinde devam ederek sinkaflı kelimelerle biten tehtidte şahsım da dolaylı yönden tehdit edilmiştir. Tehdit nedeniyle sivil arkadaşımız şikayetçi olunmuştur. Bunun haricinde bir kez araçla takibe maruz kalınmış ve bir kez de otel yolunda büyük bir trafik kazası atlatılmıştır. Bu olayların tesadüf olma ihtimalleri de var tabii. Bu olaylardan sonra bölgeye geliş gidiş araçların kullanım güzergahları ve rutinlerimizi değiştirmiştik. Kaza olayından sonra meraktan ya da bazı şikayet ve bilgilerin iletilmesi maksadıyla da olsa personel tarafından şahsımın ne zaman geleceğinin birbirlerine is da şahsımın atadığı müdürlere sorulması yasaklanmış yapılan toplantılarda şahsım hakkında bu yönde bilgi toplanılması halinde iş akitlerinin fesih edileceği ve işlem başlatılacağı bildirilmiştir.

-Sizin döneminizde büyük bir tasfiye operasyonu başlatmışsınız. Kaç kişinin iş akdini fesh ettiniz?

Göreve atandığımda yaklaşık 180 kişi vardı. Bunun 130'una yakınını işten çıkardım. İşten çıkarılanların başında 20 yıla kadar hapsi istenen G.Ç. bulunmaktadır. Bu ekipte bizi göndermeye çalışıyor, açığımızı arıyordu.

"REFERANDUMDA HAYIR ÇIKARSA AKIN İPEK OTELİNİ GERİ ALACAKTI"

Başkanlık Referandumunda hayır çıkarsa Akın İpek'in Türkiye'ye gelip oteli geri alacağı ve bu defa kayyımdan hesap sorulacak propagandası yapıyorlardı. Tüm personele ve ailelerine hayır yönünde referandumda oy kullanmalarını söylüyorlardı.

-Peki sizin görevden alınış sürecinizin altında neler yatıyor. Bu konudaki fikirleriniz nelerdir?

Suç işleyen şahısların işten çıkarılması kadar işe FETÖ'cülerin alınmaması konusundaki kararlı tavır da hedef haline gelmeme neden olmuştur. İşe almama konusundaki kararlılığımız sonucunda işe alınmayan kişiler yaygara koparıyorlardı. Hatta birisi Odatv'ye yorum dahi yazmıştı.

"İKİNCİ BİR HAİNLİĞE KALKIŞABİLME İHTİMALİ DAHİ UYKULARIMIZI KAÇIRIYORDU"

Çok titiz hareket etmemiz gerektiriyordu. Zira Pensilvanya merkezli casusluk, ihanet ve terör şebekesinin Marmaris'te ikinci bir hainliğe kalkışabilme ihtimali dahi uykularımızı kaçırıyordu. Otel ortamında yemekten çayına garsonuna, oda temizliğine kadar sıkı denetim altında olmalıydı. Otel çalışanları misafirlere yakın olması çok tabiiydi. Asıl sorun da burdan kaynaklanıyordu. Buna bir de tatil rehaveti eklenince yıkıcı sonuçlar doğabilirdi. Bu nedenle sıfır hata politikası izliyorduk.

Bu nedenlerle FETÖ ile mücadelemiz FETÖ'yü ve PKK'yı koruyup kolladığı yönünde hakkında pek çok iddia, haber ve eleştiri bulunan odatv'ye konu edilmiştir.

"PKK'LI HABER AJANSLARININ HEDEFİ OLMUŞTUM"

-Medyada kayyım olarak atanmadan önce aleyhinizde haber yayınlanmış mıydı?

Almanya Federal Anayasa Mahkemesi'nde Almanya Federal Parlamentosu'nun Türklerin Ermenilere soykırım yaptığı konusundaki parlamento kararının iptali için açmış olduğum dava neticesinde Armanpress, Aravot vb. Ermeni devlet haber ajanslarının ve bazı PKK'lı haber ajanslarının hedefi olmuştum.

-Odatv'nin haberi yapmaktaki amacı neydi?

Odatv haberinin tarihi ise kabine revizyonundan bir kaç gün öncesi olarak ayarlanmış, atamamı yapan ilgili Başbakan Yardımcısı zora sokulmuş ve şahsımın görevden alınmasına sebep olunmuştu. Görevden alınmamla birlikte yeni itirafçı kazanılması, FETÖ'nün işlediği suçların ortaya çıkarılması engellenmiştir.

Haber yapılırken şahsımın sadece yanında çalıştığı avukatın FETÖ'den tutuklu olduğu ifade edilmiş fakat anılan şahısla çalıştığım dönemde 17-25'ten önce olduğu bu dönemde devletin dahi terör tespitinin olmadığı 2012 yılında şahsımdan FETÖ'cülerin iş yerinde çalışmaması gerektiğini beklemek abesle iştigaldir. Kaldı ki anılan şahıs ile ortaklık, kız alma verme vb hiç bir akrabalık ilişkimin olmadığı sadece maaşlı çalıştığım ve ilgilinin o dönemki siyasi ve hukuki görevlerinden hiç bahsedilmemiştir.

Sanki şahsım Pensilvanya'ya gitmiş, FETÖ'yü öven beyanatta bulunmuş gibi yaygara koparılmıştır. Haberde ilginç bağlantıları ortaya çıktı ifadesi kullanılarak çalıştığım ofisi gizlemişim, atanırken söylememiş, atayanlarda basiretsiz olup soruşturma yaptırmamış, SGK kaydıma baktırmamış, FETÖ araştırma soruşturma kriterlerinden geçmemişim gibi ya da FETÖ'cülerin referansı ile atanmışım gibi şüpheler yaratılmıştır. Odatv haberi çıkartıldığında tarafımca gönderilen tekzip metnine belge yakma ve veri silme olaylarından gizliliğin ihlal edilmemesi amacıyla bahsedilmemiştir.

Odatv haberini yapan şahıs yazıyı tek taraflı ve öyle büyük bir nefretle kaleme almış ki kişisel web sayfamdaki öz geçmişimde yapılan yazım hatasına maddi hata denilmesine ve önemsenmemesine rağmen lise mezunu olduğundan değilde, fitilini haberde adı geçen ve 20 yıla kadar hapsi istenen FETÖ'cü ekibin ateşlediğinden dolayı idrak etmek istememiş, gönderdiğim tekzip metninin başında objektif ve tarafsız haberciliğin şahıslara bir bütün halinde bakılmasıyla mümkün olduğunu vurgulayarak başlamama rağmen aktarılan kısım metinden çıkarılarak tekzip özelliğini yitiren metin yayınlanmıştır.

Tekzipi yayınlarken de başına "yayın hakkına duydukları saygıdan dolayı" ifadesini kullanmışlardır. Ankara Barosu'ndaki gizli şahsi dosyamdan belge koyup servis edenler saygından, haktan ve hukuktan en son bahsedecek kişilerdir.

Zaten gizli dosyadan belge çıkartmak suç. Haberden önce şahsımı araması gereken muhabir haberden sonra şahsımı aramış benimle konuşmak istediğini belirtmiş fakat ikinci haberinin başlangıcında benim kendisini aradığımı yazmıştır.

Telefon görüşmemizde yanında çalıştığım şahsın o dönemdeki görevini bildiğini fakat yazamadığını, şahsımın FETÖ'cülerin himaye edildiği Almanya'ya, 1915 Olaylarını Soykırım olarak kabul eden Parlamento Kararının iptali için önce Almanya Federal Anayasa Mahkemesine akabinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde dava açtığımı bilip bilmediğimi sorduğumda haberi yazıp yayınladıktan sonra öğrendiğini söylemiştir.

Bütün bunlar göstermektedir ki haberin zamanlaması ve amacı habercilik değil şahsımı görevden aldırtmak bu sayede FETÖ mücadelesini engellemek, FETÖ ile mücadele edenlerinde FETÖ'cü olduğu, bu mücadelenin işin içinden çıkılmaz bir hal aldığı, kısaca FETÖ ile mücadele edilmesinin mümkün olmadığı ve vatandaşta FETÖ ile mücadele edilmiyor algısı oluşturmaktır.

"SÖZCÜ GÖREVE GERİ DÖNMEMİ ENGELLEMEK İSTEDİ"

-Peki Sözcü Gazetesi'ndeki haberle ilgili düşünceleriniz nelerdir?

Odatv'nin başlattığı ve sözcünün de "Türk Hukuk Enstitüsü'nden atıldığım, anılan şahsın yanında 4 yıl çalıştığım, atanmamın skandal olduğu ve Başbakanlık ile Külliye'de tepki yarattığı gerçek dışı bilgilerle sürdürdüğü gazetecilik değildir.

Sözcü'nün gerçek dışı bilgilere yer verdiği sözde haberinin amacı da şahsımın geri göreve dönmesini engellemeye yönelikti. Bu yapılanın adı gazetecilik ise bilgi kaynaklarını ve kaynaklarının da ana kaynağı açıklamaları gerekmektedir. Ana kaynak açıklandığında işin temelinde FETÖ'nün bulunduğu görülecektir. Ulusal güvenliği ilgilendiren bu büyük komplonun parçası haline gelen bu internet sayfası ve bu gazetenin yapacakları en büyük gazetecilik kendilerini kapatmak olur.