Türkiye, 2 yıl önce karşı karşıya kaldığı Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) hain darbe girişimini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın televizyondan yaptığı çağrıyla sokaklara dökülerek, bedenlerini tanklara, mermilere, bombalara siper ederek bertaraf etmişti. Hainler, kalkışma sırasında Genelkurmay için çok kilit bir yer olan Özel Kuvvetler Komutanlığı'nı işgal etmek için darbeci general Semih Terzi'yi görevlendirmişti. Ancak, o dönem Tümgeneral rütbesiyle Özel Kuvvetler Komutanı olan Zekai Aksakallı, 15 Temmuz gecesi nöbetçi olan Piyade Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömer Halisdemir'e, cuntacı General Semih Terzi'yi 'vur' emrini vermişti. Semih Terzi'yi alnından vurarak emri yerine getiren Halisdemir, darbeci askerler tarafından şehit edildi. Aksakallı 'emri veren', Halisdemir ise 'emri yerine getiren' kişi olarak darbe girişiminin seyrini değiştirmişti.
Çanakkale'nin Gelibolu ilçesinde 2. Kolordu Komutanı olarak görevini sürdüren Korgeneral Zekai Aksakallı, darbe girişiminin ardından açılan davalarda müşteki ve tanık olarak verdiği ifadelerde, 15 Temmuz akşamı ve 16 Temmuz'da yaşananları detaylarıyla anlatmıştı. Aksakallı, açılan bir davada geçtiğimiz günlerde tanık olarak verdiği ifadede, darbe girişimiyle ilgili önemli detayları anlattı, FETÖ tehdidine dikkat çekti.
'MEMLEKETİ FELAKETE SÜRÜKLÜYORSUNUZ'
Aksakallı, ifadesinde şunları söyledi:
"O dönem 1'inci Özel Kuvvetler Tugay Komutanı ve Silopi Özel Kuvvetler Harekat Üssü (ÖKHÜ) komutanı olan Semih Terzi ile darbe gecesi 00.30 civarında görüştüğünü anlatan Korgeneral Zekai Aksakallı, "Muhtemelen Diyarbakır'dan Ankara'ya hareketi esnasında yanımda bulunan koruma astsubayım Makbul Uluğ vasıtasıyla irtibat kurmaya çalıştım. Koruma astsubayımın irtibat kurarak, 'Özel Kuvvetler Komutanımız sizinle görüşecek' hitabına karşılık, Semih Terzi tarafından alaylı biçimde 'Seni anlamıyorum ama sen anlat, anlat' cevabı üzerine telefonu ben aldım. 'Memleketi felakete sürüklüyorsunuz, ne yapıyorsunuz' dedim. 'Anlaşılmıyor, duyulmuyor' diyerek telefonu kapattı. Lütfen Semih Terzi'nin telefon kayıtları incelensin. Darbeyi karartmaya yönelik kasıtlı olarak yapılan manipülasyonların ve karalama kampanyalarının önüne geçilebilecektir."
'DARBECİLERE ETKİSİZ HALE GETİRMESİNİ EMRETTİM'
Aksakallı, verdiği ifadelerde, "O dönem, 3'üncü Özel Kuvvetler Tugay Komutanı ve Irak Harekat Alanından sorumlu olan ve Irak'ın Selahattin kasabasında bulunan Tuğgeneral Halil Soysal ile 23.30 civarında cep telefonundan irtibata geçtim. Semih Terzi ve onun ile hareket eden personelin ihanet içinde olduklarını, güvenliğini alarak hemen Silopi'ye hareket etmesini ve ÖKHÜ komutanlığının emir komutasını ele almasını, darbecileri etkisiz hale getirmesini emrettim. O da emrim üzerine Silopi'ye hareket etti. Saat 03.45 sularında Tuğgeneral Halil Soysal, Habur Sınır Kapısına ulaştığı esnada beni aradı. Sınır kapısının kapalı olduğunu iletti. Ben de daha önceki verdiğim emri tekrarladım. O da emri yerine getirerek ÖKHÜ komutanlığının emir komutasını aldı ve darbeye katılan personeli gözaltına aldı" dedi.
'BİNDE BİR MERHAMET YOK'
"Televizyonlardaki beyanatlarım sonrasında beni arayan üst düzey devlet yetkilileri ile darbenin önlenmesine yönelik alınacak tedbirler ile ilgili görüşmeler yaptım" diyen Aksakallı, sözlerine şöyle devam etti:
"Silopi, Adana, İncirlik Muhafız Alayı, Zırhlı Birlikler, Genelkurmay Karargahı ve birçok askeri birlik ile darbeyi önlemeye yönelik yüzlerce telefon görüşmesi yaptım. 16 Temmuz öğleden sonra Genelkurmay Başkanımızın emriyle, kendisini Çankaya Başbakanlık binasından alarak konutuna geldik. Bu saatten itibaren Genelkurmay Başkanlığının kontrol altına alınması, toparlanması, sağlam kalan kamera kayıtlarına el konularak muhafaza edilmesi, kamera görüntülerinden tespit ettiğimiz darbeye karışanların tahkiki ve polise teslimi gibi faaliyetler 24 saat esasına göre icra edilmiştir. Aynı faaliyetler Gölbaşı Özel Kuvvetler Yerleşkesinde de devam ettirilmiştir. Bu faaliyetler için görevlendirdiğim arkadaşlara yazılı ve sözlü olarak 'Binde bir adaletsizlik olmayacak, binde bir merhamet yok' anlayışı ile çalışmaları talimatını verdim."
'DERDEST EDİLMEKTEN KURTULDUKTAN SONRAu2026'
Aksakallı, "Darbe girişimi gecesi aracımın önü iki araçla kesilerek derdest edilmeye çalışılmamdan kurtulduktan ve Ankara'da araçla darbecilerin takibinden kurtulmak için Çukurambar ve Balgat'ı geçip, Kirazlıdere sapağında arabayı çektirip, bölgede bulunan polislere sokağı kapattırmama müteakip evime geldim" dedi. Aksakallı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Burada Koruma Astsubayım Makbul Uluğ ile buluştuk. Kolundan ağır darbe alan eşime ilk müdahaleyi yapmaya müteakip kıyafetlerimi değiştirdim. Saat 23.30 sıralarında Spor Okulu nizamiyesine diğer Koruma Astsubayım Kamil Işın geldi. Özel Kuvvetler Kışlasına götürmek için gelen koruma personeli ve aracın darbeciler tarafından nizamiyeden içeriye sokulmaması üzerine nizamiye bölgesine gidip oradan araca binmeye karar verdim. Bu arada taarruz helikopteri ile havadan saldırı başladı. Bu saldırıda koruma personeli Uzman Çavuş Osman Gül'ün bacağı koptu. Koruma Astsubayım Kamil Işın göğsünden, elinden ve bacağından yaralandı. Araç kullanılamaz hale geldi. Biz de Koruma Astsubayım Makbul Uluğ ile beraber güvendiğim bir arkadaşımızın evine gittik. Buradan MİT'ten tanıdığım daire başkanından araç talep ettim. Bu araç bir hayli geç geldi. Bu süre zarfında komutan olarak darbeye karşı güvenilir personelin toplanmasını, organize edilmesini sağladım, sevk ve idare ettim."
'AYAĞIMI BASMADIĞIM HİÇBİR TERÖR COĞRAFYASI YOKTUR'
Aksakallı, "25 yıldır benimle birlikte fiili olarak çalışan herkes çok iyi bilir ve tanıklık edebilir. Vatanım ve milletim için hiçbir risk, tehdit ve tehlikeden kaçınmadan, hiçbir an ve zaman boyun eğmeden yasal çerçevede hep ön cephelerde görevimi yapmaya çalıştım. Ayağımı basmadığım hiçbir terör coğrafyası yoktur" diye konuştu. Aksakallı, "Darbenin dışarıdaki ana odakları başta Amerika ve Avrupa'daki FETÖ destekli sözde düşünce kuruluşları ile bazı medya ve sosyal medya üzerinden halen içeriden de destek alarak darbe girişimini karartmaya çalıştıklarını, kalan FETÖ'cüleri korumak için şahsımı hedef aldıklarını ibretle takip ediyorum. Amerika'da yayımlanan 17 Haziran 2017 tarihli 'Gerçeğin Peşinde-15 Temmuz 2016', Avrupa'da Stockholm Center For Freedom tarafından yayımlanan '15 Temmuz Erdoğan'ın Darbesi' adlı raporlar buna örnektir" dedi.
'VATAN KAHRAMANI HALİSDEMİR'İ BİLE BYLOCK KULLANICISI OLARAK SUNDULAR'
Açılan davalarda, müşteki ve tanık olarak ifade veren 2'nci Kolordu Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı, FETÖ ve gayri milli destekçilerinin, darbe girişimine karşı mücadele edenleri karalama kampanyasında, kendisi ile birlikte Halisdemir'i de hedef aldıklarını anlattı. Aksakallı, şunları söyledi:
"Ayrıca darbenin küresel baş aktörünün istihbarat servisinin kullanımında olan, sosyal medya kullanıcısı Emre Erciş, içerideki ve dışarıdaki FETÖ ve gayri milli olan destekçileri vasıtası ile darbe girişimine karşı mücadele edenlere yönelik yürüttüğü karalama kampanyasında; hayatında hiç akıllı telefon kullanmamış vatan kahramanı şehit Ömer Halisdemir'i bile ByLock kullanıcısı olarak sunmakta. Sadece birkaç özel kişinin bilebileceği şahsımın atamasını günler öncesinden sosyal medyada açıklaması çok düşündürücü değil mi? Ayrıca, FETÖ'nün ve arkasındaki gücün çok değerli bulduğu şahsiyetleri aklamaya çalışan, Fuat Avni rolünü oynayan bu kişinin ve işbirlikçilerinin ortaya çıkarılması, FETÖ ve darbe girişimi ile ilgili birçok konuyu aydınlatacağına inanıyorum. Devletin ilgili birimleri konunun üzerinde durmalı."